Fatih Altaylı o davayı kaybetti!
Fatih Altaylı, İyi Partili Taylan Yıldız'a açtığı 'hakaret' davasını kaybetti.
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, kendisine "Size saygı duymuyorum, duyan da çok fazla insan olduğunu sanmıyorum. Gazetecilik ahlakınızın artması dileğiyle" İBB Meclis Üyesi İyi Partili Taylan Yıldız'a açtığı hakaret davasını kaybetti. Mahkeme kararının ardından bir açıklama yayınlayan Yıldız, “Ben, gençler adına, kendi çıkarını öncelemek için önümüzü kesmeye çalışan bu zihniyet ile her alanda mücadele etmeye devam edeceğim. Lütfen buna da alışsınlar” dedi.
Gazeteci Fatih Altaylı, 2019 yılında, 'Siyasette Kalite', başlıklı yazısında İyi Partili Taylan Yıldız için "Siyasette böylesine kalite düşüşlerinin olduğu dönemler memleket açısından hiç de hayırlı olmaz" ifadesini kullandı. Altaylı, daha sonra söz konusu yazısının ardından kendisine açık mektup yazan ve "Size saygı duymuyorum, duyan da çok fazla insan olduğunu sanmıyorum. Gazetecilik ahlakınızın artması dileğiyle" ifadelerini kullanan Yıldız'a 'hakaret' davası açtı. Altaylı, geçen sene açtığı açtığı davayı kaybetti. Taylan Yıldız’ın avukatı Fatih Bulut da Altaylı’nın istinaf kanun yoluna başvuru imkanının açık olduğunu belirtti.
Taylan Yıldız’ın, avukatı Fatih Bulut aracılığı ile paylaştığı açıklaması şöyle:
“Ben, memur bir aileden gelen ve eğitim hayatı boyunca, gece gündüz çalışarak Türkiye’de ve yurtdışında en iyi üniversitelerden mezun olmuş, iyi bir eğitim ve kariyer için var gücüyle emek harcamış bir Türk genciyim. Bu süreçte de, elde ettiğim her başarının, aileme ve ülkeme gurur vereceğine inandım. Her zaman, bunun bilinci ile yaşayan ve ülkesi için sorumluluk hisseden bir birey oldum. Bu hislerle yurtdışındaki kariyerime son verip, daha güzel ve refah dolu olması adına, siyaset aracılığıyla katkı sağlamak için ülkesine geri dönmüş bir insanım. Ben bu mücadelenin peşindeyim. Bu mücadeleyi de sadece kendim için değil, liyakat sahibi olmak ve emeklerinin hakkını almak için çabalayan bütün gençler adına veriyorum.
Seçtiğim yolun zor bir yol olacağını biliyordum. Yol çetin... Yol meşakkatli... Bu yolda gençlerin taleplerini dile getirmeye çalısşırken, bazen kendince pozisyon alan bir siyasetçi karşınıza çıkıyor, bazen de fikir ve ifade hürriyeti konusunda iş kendine geldiğinde üst perdeden yazılar yazan, ama kendisi eleştirildiğinde muhatabına hakaret davası açan bir gazetecinin sizinle alay ettiğini sanması ile yüz yüze kalıyorsunuz. Kendilerini yüceltmek için bir gencin yaptığını veya konuştuğunu hor görmeleri ikisinin de ortak noktası. Belki de bunu, kendilerini büyüterek karşısındakini küçültmeye çalışmak veya kendi oluşturdukları statükonun zarar görmemesi için manevi baskı oluşturmak için yapıyorlar.
Ama, bugün bir kez daha mutlu ve gelecek için umutluyum. Liyakati hor gören zihniyetler daha önce gençler tarafından toplumsal yaptırım ile karşı karşıya bırakılmıştı. Şimdi de kendine açılan davalarda defalarca söylediklerinin fikir ve ifade hürriyeti olduğunu savunan Fatih Altaylı, benim fikir ve ifade hürriyetimi kısıtlamak ve cezalandırmak için açtığı hakaret davasını kaybetti.
Adaleti sağlamakta zorlanan bir sistem içinde mahkeme, gerekçelerimizi olumlu değerlendirdi. Bu hukuki bir süreçti. Ve bitti. Fatih Altaylı’nın, bu kararla yüzleşerek, kendi iç değerlendirmesinde, bundan sonrası için daha olumlu ve yapıcı bir yaklaşımı seçeceği konusunda ümitliyim. Kendisinin siyasetin hangi tarafında olursa olsun karşısındakini daha fazla tanımaya çalışarak, ortaya konulan emeğe daha fazla saygı duyacağına inanıyorum. Her insan hata yapabilir. Önemli olan ise bu hatadan olumlu dersleri çıkarmaktır.
Şunu bilmeliler; Gençler, artık onların dart tahtası değil. Bu fikre alışmalılar. Gençler konuşacak, hangi kademede olursa olsun, sahada var olacaklar. Yarın değil, bugün bizlerin. Gençler, muhatapları rahatsız olsalar da fikirlerini, varsa eleştirilerini hiçbir şeyden ve kimseden korkmadan söyleyecekler.
Ben, gençler adına, kendi çıkarını öncelemek için önümüzü kesmeye çalışan bu zihniyet ile her alanda mücadele etmeye devam edeceğim. Lütfen buna da alışsınlar.”
NE OLMUŞTU?
Fatih Altaylı 20 Şubat 2019 tarihinde “Siyasette Kalite” başlığıyla yazdığı yazıda Dr. Taylan Yıldız’ı siyasette kalite düşüşünün örneklerinden biri olarak nitelemişti.
Altaylı, şu ifadeleri kullanmıştı:
En güldüklerimden birisi ise ismi lazım değil, İYİ Parti’ye “büyük umutlarla” alınan bir vatandaş.
“Google’de üst düzey yönetici” diye büyük bir tanıtımla İYİ Parti’ye alınmış, rozeti takılmıştı.
“Bakan olacak adam. Çok değerli” diyerek.
Sonra Google’da pek de öyle üst düzey olmadığı anlaşılmıştı.
Pazarlama bölümünde çalışıyordu firmanın.
Ankara’ya yerleşti.
Bakan olacaktı ya, Ankara’da olması lazımdı.
Şimdi duydum ki, İstanbul Sarıyer’den “Belediye Meclisi” üyeliğine aday olmuş.
Güldüm.
Güldüm ama siyasette böylesine kalite düşüşlerinin olduğu dönemler memleket açısından hiç de hayırlı olmaz.
“Ne var canım” demeyin.
Böyle dönemlerde bile siyaset kalitesini koruyamayan ülkeler, asla iyiye gitmez.
Bunun üzerine Yıldız, Twitter’da “Bir deneyimli gazetecinin bu kadar az kelimeye bu kadar çok 'cehalet' ve 'önyargı' sıkıştırabilmesi büyük yetenek” başlığıyla sosyal medyada gündeme oturan bir mektup kaleme almıştı. Yazıda, “Gerekirse muhtar olurum gerekirse hiçbir şey olmam yine de çalışırım” demişti.
Bu yazı üzerine Fatih Altaylı, Twitter hesabından, Taylan Yıldız’a hakaret davası açacağını bildirmişti.