FATİH ALTAYLI BDP'Yİ TOPA TUTTU! PKK'DAN HABERSİZ İŞEMEYE GİDEMEZSİNİZ; ADAM MISINIZ SİZ!
Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Altaylı, BDP'nin son dönemdeki pozisyonunu yerden yere vurdu.
Şemdinli’de PKK’lılarla kucaklaşmaları sonrası tepkilerin odağından çıkamayan BDP’ye yönelik en sert yazılardan birisine de Habertürk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı imza attı. BDP’nin PKK’dan habersiz çişe gidemeyeceğini yazan Altaylı, ’Yok öyle üç köfte beş kuruş’ dedi.
İşte Altaylı’nın o satırları
BDP’liler, yok öyle üç köfte beş kuruş! PEŞİN peşin söyleyelim bir kere. Türkiye’deki etnik Kürt siyaseti, ciddi bir "askeri vesayet" altındadır. BDP, etnik Kürt siyasetinin "silahlı terör kanadı" PKK’ran tam ve mutlak kontrolü dışında nefes alamaz, adım atamaz.
PKK’DAN İZİNSİZ ÇİŞE GİDEMEZSİNİZ
Bırakın bunları, en zaruri ihtiyaçlarını gideremez. Hadi açık yazalım "işemeye bile gidemez". Çünkü PKK’nın "Kürt meselesinin halli" yönünde hiçbir talebi yoktur. PKK’nın tek talebi, "PKK’nın geleceğidir", bu yüzden de Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ağzıyla kuş tutsa terör sona ermez. PKK, "legal kanadı" BDP’yi de hiç beğenmez, adam yerine koymaz. Çünkü PKK’lılara göre BDP’liler keyif çatmakta, PKK’lılar ise dağda cefa çekmektedir. Bu yüzden de PKK’nın en istemediği şey, terör meselesinin BDP muhatap alınarak çözümlenmesidir.
ERDOĞAN’IN BDP’YE VERDİĞİ DEĞERİ PKK BDP’YE VERMİYOR
PKK’nın BDP’lilere verdiği değer, Başbakan Erdoğan’m BDP’ye verdiği değerden bile azdır. Buraya kadar tamamsa gerisine bakalım. Terör örgütü PKK, Güneydoğu’daki her türlü kamu görevlisini ve askeri kaçırdıktan sonra kaymakam ve milletvekili de kaçırdı. Son olarak da AK Parti İl Başkanı’nı kaçırdılar. Bu, şunu gösteriyor. "Türkiye’nin her yerinde siyaset yapmak haktır. Güneydoğu Anadolu hariç." Burada geliyoruz başlığa. Yani "Yok öyle üç köfte beş kuruş" meselesine.
İZMİR’DE TEPKİYLE KARŞILANDIĞINIZDA NİYE KIZIYORSUNUZ
Geçen sene BDP’liler İzmir’den geçerken halkın tepkisiyle karşılaştıkları için kıyameti kopardılar. "Vay efendim siyasetçiye, parlamento çatısı altında siyaset yapan insanlara, nasıl böyle yapılırmış" diyerek. Haksızlardı diyemem. O yapılmazdı ama bu yapılan ne! Bölgede iktidar veya muhalefet fark etmez, legal siyaset yapan bir partinin il başkanını "dağa kaldıracaksın". Peki o zaman İstanbul’da, İzmir’de, Ankara’da birileri kalkıp "BDP İl Başkanı’nı dağa kaldırırsa" ne diyeceksin? Senin legal siyasetteki temsilcin burada "Anayasa’nın ve
beğenmediğin Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm yasalarının ve o yasalarla görev yapan güvenlik güçlerinin teminatı ve koruması altında" siyaset yapacak. Ama sen orada "terörist yasasına" dayanarak bir partinin il başkanını dağa kaldıracaksın!
BU MU SİZİN ADAMLIĞINIZ
Hadi Selahattin Demirtaş ve diğer BDP’liler. Kalkın iki kelam edin. Tepenizdeki örgütü bir kınayın bakalım. Vatandaş size tepki gösterince gösterdiğiniz tepkinin onda birini gösterin bakalım. Bu mu sizin siyaset anlayışınız! Bu mu sizin adamlığınız!
İşte Altaylı’nın o satırları
BDP’liler, yok öyle üç köfte beş kuruş! PEŞİN peşin söyleyelim bir kere. Türkiye’deki etnik Kürt siyaseti, ciddi bir "askeri vesayet" altındadır. BDP, etnik Kürt siyasetinin "silahlı terör kanadı" PKK’ran tam ve mutlak kontrolü dışında nefes alamaz, adım atamaz.
PKK’DAN İZİNSİZ ÇİŞE GİDEMEZSİNİZ
Bırakın bunları, en zaruri ihtiyaçlarını gideremez. Hadi açık yazalım "işemeye bile gidemez". Çünkü PKK’nın "Kürt meselesinin halli" yönünde hiçbir talebi yoktur. PKK’nın tek talebi, "PKK’nın geleceğidir", bu yüzden de Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ağzıyla kuş tutsa terör sona ermez. PKK, "legal kanadı" BDP’yi de hiç beğenmez, adam yerine koymaz. Çünkü PKK’lılara göre BDP’liler keyif çatmakta, PKK’lılar ise dağda cefa çekmektedir. Bu yüzden de PKK’nın en istemediği şey, terör meselesinin BDP muhatap alınarak çözümlenmesidir.
ERDOĞAN’IN BDP’YE VERDİĞİ DEĞERİ PKK BDP’YE VERMİYOR
PKK’nın BDP’lilere verdiği değer, Başbakan Erdoğan’m BDP’ye verdiği değerden bile azdır. Buraya kadar tamamsa gerisine bakalım. Terör örgütü PKK, Güneydoğu’daki her türlü kamu görevlisini ve askeri kaçırdıktan sonra kaymakam ve milletvekili de kaçırdı. Son olarak da AK Parti İl Başkanı’nı kaçırdılar. Bu, şunu gösteriyor. "Türkiye’nin her yerinde siyaset yapmak haktır. Güneydoğu Anadolu hariç." Burada geliyoruz başlığa. Yani "Yok öyle üç köfte beş kuruş" meselesine.
İZMİR’DE TEPKİYLE KARŞILANDIĞINIZDA NİYE KIZIYORSUNUZ
Geçen sene BDP’liler İzmir’den geçerken halkın tepkisiyle karşılaştıkları için kıyameti kopardılar. "Vay efendim siyasetçiye, parlamento çatısı altında siyaset yapan insanlara, nasıl böyle yapılırmış" diyerek. Haksızlardı diyemem. O yapılmazdı ama bu yapılan ne! Bölgede iktidar veya muhalefet fark etmez, legal siyaset yapan bir partinin il başkanını "dağa kaldıracaksın". Peki o zaman İstanbul’da, İzmir’de, Ankara’da birileri kalkıp "BDP İl Başkanı’nı dağa kaldırırsa" ne diyeceksin? Senin legal siyasetteki temsilcin burada "Anayasa’nın ve
beğenmediğin Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm yasalarının ve o yasalarla görev yapan güvenlik güçlerinin teminatı ve koruması altında" siyaset yapacak. Ama sen orada "terörist yasasına" dayanarak bir partinin il başkanını dağa kaldıracaksın!
BU MU SİZİN ADAMLIĞINIZ
Hadi Selahattin Demirtaş ve diğer BDP’liler. Kalkın iki kelam edin. Tepenizdeki örgütü bir kınayın bakalım. Vatandaş size tepki gösterince gösterdiğiniz tepkinin onda birini gösterin bakalım. Bu mu sizin siyaset anlayışınız! Bu mu sizin adamlığınız!