EZEL DİZİSİ NEDEN KAN KAYBEDİYOR? PEKİ ÇÖZÜM NE?
"Ezel hasta.. bunu görmek gerek; hastalığı gittikçe ağırlaşıyor hatta. Bir an önce tedavi edilmezse, sonuç hüsran olabilir"
‘Ezel’de intikam entrikaya dönüştü, reytingler!
Bizim dizilerde yapısal bir sorun var!
Bu yapısal sorun, aslında senaryo zafiyeti olarak çıkıyor ortaya. Dizinin dramaturjik çalışması, dizinin ömrünün sonuna doğru tıkanıyor ve dramanın sahip olduğu doğal çatışma örgüsünden uzaklaşılıyor; çatışmanın yerini entrika alıyor.
Böylece dramanın yapısının istikrarı bozulmuş oluyor. Ve ortaya zorlanmış (hatta zorlama) bir duygu akışı seyri çıkıyor. Yani duygusal eklemlenmeler adeta matematikleşiyor.
Bu durum da, oyuncular için oyun vermeyi zorlaştırıyor.
Sonuçta oyun ‘puzzle’laşıyor.
Bütün bu durumlar, dizinin seyrini donuklaştıran, iç dinamizminin gücünü azaltan, buna karşılık dış dinamizmini –bir hesap kitap sonucu- kurgulaştıran bir yapıya sürüklüyor diziyi.
Ezel’in sorunu da –dizilerin pek çoğunda olduğu gibi- aynen bu.
Reytinglerinin son haftalarda düşmesinin nedeni de başka bir şey değil zaten.
Seyirci terazi gibidir zira.
Çatışmanın katılaştığını ya da sulandırıldığını hemen anlar.
Seyirci, aslında hayatın dizide yansımasında bir drama istikrarı bekler. Sürprizler ve duygunun iniş çıkışları bu istikrar içinde kalmalıdır.
Ezel’in, pazartesi akşamı izlediğim son bölümünde bir yorgunluk vardı. Bu yorgunluğu gidermek için de hızlı bir matematik trafik yerleştirilmişti dramanın içine. Çatışma, bir hayli entrikleşmiş ve böylece ortaya pseudo mafyozo bir yapı çıkmış. Oysa Ezel’in dramatik yapısı oldukça –abartılı edebî hevesli söylemleri dışında- insaniydi. Bu da seyirci tarafından fark edilip, reytinglerle taltiflendirilmişti.
Ama son haftalarda bunun tam aksi oldu. Seyirci Ezel’den bu kredisini geri çekti.
Ezel, 8 mart izlenme raporlarında AB’de 15.5 reyting almışken, 10 mayıs izlenme raporlarında reytingi AB’de 11.6’a, TÜM’de ise 9.4’e kadar geriledi.
Mesele, hayatı zorlamamaktır aslında; Ezel’de hayat zorlanıyor artık.
Ve kıvam kaçıyor!
Dramatik örgü hayatın gerçeklik örgüsünden dörtnala uzaklaşıyor. (Başından beri de ne kadar yakın durduğu tartışılır ya!)
Böylece dizinin duygusunun doğallığı da yok oluyor.
Bir dizinin yükselme eğrisi düşmeye başladığında yapılacak tek şey ona bir yunus takla attırmaktır. Yani çok hızlı ve profesyonel bakış açılı bir durum muhakemesi yaptıktan sonra enerjisi yüksek (duygu düşünce ve durumlar) ve hayatın gerçekliğiyle birebir örtüşen bir dramaturjik darbe gerçekleştirmekten bahsediyorum.
Kısaca, Ezel hasta.. bunu görmek gerek; hastalığı gittikçe ağırlaşıyor hatta. Bir an önce tedavi edilmezse, sonuç hüsran olabilir. Belki dışarıdan bir hekim desteği almak gerekiyor artık, belli ki eldeki çareler kifayet etmiyor çünkü
Telesiyej/Taraf
Bizim dizilerde yapısal bir sorun var!
Bu yapısal sorun, aslında senaryo zafiyeti olarak çıkıyor ortaya. Dizinin dramaturjik çalışması, dizinin ömrünün sonuna doğru tıkanıyor ve dramanın sahip olduğu doğal çatışma örgüsünden uzaklaşılıyor; çatışmanın yerini entrika alıyor.
Böylece dramanın yapısının istikrarı bozulmuş oluyor. Ve ortaya zorlanmış (hatta zorlama) bir duygu akışı seyri çıkıyor. Yani duygusal eklemlenmeler adeta matematikleşiyor.
Bu durum da, oyuncular için oyun vermeyi zorlaştırıyor.
Sonuçta oyun ‘puzzle’laşıyor.
Bütün bu durumlar, dizinin seyrini donuklaştıran, iç dinamizminin gücünü azaltan, buna karşılık dış dinamizmini –bir hesap kitap sonucu- kurgulaştıran bir yapıya sürüklüyor diziyi.
Ezel’in sorunu da –dizilerin pek çoğunda olduğu gibi- aynen bu.
Reytinglerinin son haftalarda düşmesinin nedeni de başka bir şey değil zaten.
Seyirci terazi gibidir zira.
Çatışmanın katılaştığını ya da sulandırıldığını hemen anlar.
Seyirci, aslında hayatın dizide yansımasında bir drama istikrarı bekler. Sürprizler ve duygunun iniş çıkışları bu istikrar içinde kalmalıdır.
Ezel’in, pazartesi akşamı izlediğim son bölümünde bir yorgunluk vardı. Bu yorgunluğu gidermek için de hızlı bir matematik trafik yerleştirilmişti dramanın içine. Çatışma, bir hayli entrikleşmiş ve böylece ortaya pseudo mafyozo bir yapı çıkmış. Oysa Ezel’in dramatik yapısı oldukça –abartılı edebî hevesli söylemleri dışında- insaniydi. Bu da seyirci tarafından fark edilip, reytinglerle taltiflendirilmişti.
Ama son haftalarda bunun tam aksi oldu. Seyirci Ezel’den bu kredisini geri çekti.
Ezel, 8 mart izlenme raporlarında AB’de 15.5 reyting almışken, 10 mayıs izlenme raporlarında reytingi AB’de 11.6’a, TÜM’de ise 9.4’e kadar geriledi.
Mesele, hayatı zorlamamaktır aslında; Ezel’de hayat zorlanıyor artık.
Ve kıvam kaçıyor!
Dramatik örgü hayatın gerçeklik örgüsünden dörtnala uzaklaşıyor. (Başından beri de ne kadar yakın durduğu tartışılır ya!)
Böylece dizinin duygusunun doğallığı da yok oluyor.
Bir dizinin yükselme eğrisi düşmeye başladığında yapılacak tek şey ona bir yunus takla attırmaktır. Yani çok hızlı ve profesyonel bakış açılı bir durum muhakemesi yaptıktan sonra enerjisi yüksek (duygu düşünce ve durumlar) ve hayatın gerçekliğiyle birebir örtüşen bir dramaturjik darbe gerçekleştirmekten bahsediyorum.
Kısaca, Ezel hasta.. bunu görmek gerek; hastalığı gittikçe ağırlaşıyor hatta. Bir an önce tedavi edilmezse, sonuç hüsran olabilir. Belki dışarıdan bir hekim desteği almak gerekiyor artık, belli ki eldeki çareler kifayet etmiyor çünkü
Telesiyej/Taraf