EYÜP CAN SORGULADI; MALATYA'DA ESAS PROVOKASYONU KİM YAPTI?

Radikal Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can en başa medyayı koyarak sordu: Malatya'da esas provokasyonu kim yaptı?

Malatya'da esas provokasyonu kim yaptı?

Hafta sonu Malatya’nın Doğanşehir ilçesinde yaşananlar nasıl oldu da bir anda Türkiye’nin gündemine ‘Alevi-Sünni çatışması’ olarak oturdu?
Bazıları için cevap hazır: Provokasyon!
Hatta daha da ileri gidenler var: Medyanın Provokasyonu!
Ne provokasyon ihtimaline ne de medya provokasyonuna itirazım var…
Olabilir, bu tip durumlarda bazıları bilerek ya da bilmeyerek yangına körükle gidebilir.
Buna medya da dahil.
Peki ya siyaset, yargı, Diyanet?

***

Mesela Diyanet İşleri Başkanlığı yüzlerce yıldır Alevilerin cenazelerini kaldırdıkları, ibadetlerini yerine getirdikleri cemevleri için ‘ibadethane değildir’ diye ahkâm keserken, Yargıtay tüzüğünde kendisini ibadethane diye tanımlayan Çankaya Cemevi’ni devrim kanunlarına atıf yaparak yasaklarken, siyaset onca Alevi açılımı toplantısından sonra Meclis’te cemevi talebine Diyanet’ten görüş alıp ‘olmaz katiyen olmaz’ diye fren koyarken, bu ülkenin milyonlarca Alevi vatandaşını incitmiş, kışkırtmış, ibadet hakkını gasp etmiş, dolayısıyla yıllardır içten içe yanan yangına körükle gitmiş olmuyor mu?
Madem provokasyon sihirli kelime…
Tamam kimsenin oyununa gelmeyelim ama kim kimi nasıl kışkırtıyor onu da bilelim…
Ayrıca niye bu kadar kışkırtmaya ve kışkırtılmaya açık bir millet olduk onu da sorgulayalım.

***

Madem çuvaldızı kendimize batıracağız gelin medya ile başlayalım.
Hafta sonu sosyal medya kışkırtıcı mesajlarla doluydu.
Kimi savunmak adına kışkırtıcılık yapıyordu, kimi uyarmak...
Kimileri ise düpedüz saldırmak…
Meğer lokal gibi görünen bir gerilimin ulusal boyuta taşınması internet üzerinden yayın yapan YOL TV’nin ‘Malatya’da Alevilere Linç’ haberiyle başlamış.
Öyle ki olayın bu şekilde sunulmasından en çok Malatya Hacı Bektaşi Veli Vakfı Başkanı Hasan Meşeli rahatsız olmuş. Hürhaber sitesine yaptığı açıklama aynen şöyle:
“Davulcu ile Alevi bir vatandaş arasında çıkan bir tartışma sonucunda olay meydana geldi. Doğanşehir-Sürgü’de bulunan Alevi bir vatandaş, konuyu Yol TV’ye yanlış aktarmış. Yol TV de buradaki Alevilerin katledileceği yönünde provokatif bir haber yapmış. Bu haberden sonra bu işten nemalanmak isteyenler Alevi-Sünni çatışması yaratmaya çalıştı…”

***

Şimdi gelelim bir başka medya provokatörüne.
Adını yazmıyorum hedef olmasın. Derdim kendisi değil zihniyetiyle.
Beyazgazete’de çalışan bir muhabir. Konu sosyal paylaşım sitelerinde yoğun bir biçimde tartışılırken dayanamamış baştan aşağı nefret söylemi kokan şu satırları yazmış:
“O yamyam aile de mübarek ramazanın simgesi olan davuldan rahatsız olmayacak. Nasıl bizler sizin ceminizden, deminizden rahatsız değilsek, siz de artık hazmedin. Etmezseniz yakarlar da, yıkarlar da gardaşım. Herkes akıllı olacak, herkes inancına saygılı olacak.”
Durun daha bitmedi. Gelen tepkiler üzerine kin ve nefret kusmaya devam etmiş:
“Aleviler neden hep Müslüman mahallesinde salyangoz satarlar? Satarlarsa tıpkı bizim can Sivas’ımızda olduğu gibi sizi de yakarlar oğlum!”
Hayli rahatsız edici bu örnekleri buraya bilerek koyuyorum çünkü bir bu zihniyete sahip insanların sayısı hiç az değil…
Maraş, Çorum, Sivas durduk yere yaşanmadı.
Önce sosyal ve psikolojik zemin hazırlandı sonra provokatörler devreye girdi.
Tahrik olmaya hazır kitleler yaratılmadan, hiçbir provokasyon sonuç vermez.
O zaman başa dönüyorum…
En başa medyayı koyarak Meclis’e, Diyanet ve Yargıtay’a soruyorum.
Ortada bir provokasyon varsa bu provokasyonda sizin rolünüz yok mu?