Eyüp Can o yazıya ateş püskürdü! İftirasıyla mahkemede hesaplaşacağım!

Radikal gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can, Yeni Şafak yazarı Cem Küçük'ün kendisi ile ilgili yazdıklarına dava açacağını söyledi.

"Elinde benim Stratfor’a konuştuğuma dair ‘kesin istihbarat’ varmış. Yayın yönetmenine “O belgeyi iste ve yayımla” dedim." diyen Eyüp Can, "Bir hafta geçti, ses çıkmadı. Bu köşede adını anmaya değmeyecek kadar ciddiyetten uzak-küçük bir yazar. İftirasıyla mahkemede hesaplaşacağım." dedi.

Eyüp Can şunları yazdı:

"Ortalık kara propagandacılardan geçilmiyor!

Bunlardan kendisine ‘istihbaratçı süsü’ veren biri, yalan ve iftirayla birbirinden uçuk komplo teorileri kurmuş.

Medya patronlarını, yazarları resmen tehdit ediyor.

Gezi’de yaptığı eleştirel yayınlardan ve son yolsuzluk operasyonundan sonra yaptığı haberlerden dolayı Radikal’i ‘yargı-emniyet cuntasına zorunlu hizmet etmekle’ suçluyor.

Sadece beni eleştirse ciddiye almam.

Fakat yalan ve iftiralarına tüm bir grubu, gazeteyi ve yazarlarını dahil etmiş.

Herkesi kendisi gibi talimatla gazetecilik yapıyor sanıyor!

Hayatımda hiç kimseye dava açmadım.

Ama bu istihbaratçı görünümlü küçük yazarla mahkemede hesaplaşacağım.

Elinde benim Stratfor’a konuştuğuma dair ‘kesin istihbarat’ varmış.

Yayın yönetmenine “O belgeyi iste ve yayımla” dedim.

Bir hafta geçti, ses çıkmadı.

Bu köşede adını anmaya değmeyecek kadar ciddiyetten uzak-küçük bir yazar.

İftirasıyla mahkemede hesaplaşacağım."

CEM KÜÇÜK NE YAZMIŞTI

Yeni Şafak yazarı Cem Küküç, "Emniyet-yargı cuntası"nı konu edindiği yazısında Eyüp Can'ın isminin geçtiği bir Stratfor belgesini yayınlamıştı. Küçük'ün köşesinden ilgili bölüm şöyle:

"(...)Bu noktada en ilginç aktör Radikal'in başındaki Eyüp Can. Eyüp Can'la ilgili önce Stratfor belgesini beraber okuyalım. Reva Bhalla ile görüşen kişinin ismi geçmiyor. Ama ben kesin bir istihbaratla söylüyorum ki, o kişi Eyüp Can'dır. Aksini kimse söyleyemez.

Bhalla'nın notları şöyle: 'Washington'da buluşuyorlar. 10 yıl boyunca muhafazakar bir Gülenci olan yazar ancak birkaç yıl önce değişim yaşamış. Gülen'den kurtulmak istiyor ama kurtulamıyor. Buluşmanın ilk anlarında bir hayli paranoyak davranıyor. Gülen modelinin açık bir şekilde çok başarılı olduğunun altını çiziyor. Fethullah Gülen'in şeker hastası olması nedeniyle hareket içinde eskisi kadar aktif olmadığını, cemaatin çoğu ABD'de yaşayan 12 kişilik bir akil adamlar grubu oluşturduğunu da anlatıyor. Gülen okullarının veri tabanını hazırlamaya çalıştığını, ancak çabalarının boşa gittiğini belirtiyor. Cemaat bünyesinde hiyerarşi çok katı. Hücre örgütlenmesi şeklinde çalışıyorlar. 'Ben beş kişiden sorumluyum. Bir başkası da, benim seviyemde beş kişiden sorumlu' diyor Eyüp Can. Üst düzey Gülenciler de hepsinin 'vesayeti altındakilerin' maddi durumu ve sağlığıyla ilgili bilgi alıyor. Onlara kafa tutabilecek buna benzer bir teşkilat yok. Polisin içinde çok güçlüler. Yargı sisteminde de daha fazla Gülenci yargıç olması için çalışıyorlar.'?

Aslında bu belge bile Eyüp Can'ın işlevini kanıtlıyor. Belki gönüllü değil ama zorunlu bir emir subaylığı Eyüp Can'ınki. Zaten o yüzden Radikal'in başında. Hiyerarşi çok katı ve ağabeyler isterse bir günde Can'ı bitirir. Sözde solcu gözüken Radikal öyle kritik zamanlarda öyle manşetler atıyor ki, cuntadan alkış alıyor Eyüp Can. Öte yandan Can, Başbakan'a eskiden yakın olmuş birini de dönüştürmeyi başardı. Bunu artık hangi yöntemlerle yaptı bilmem ama başardı. Bu zor dönemde hakikatleri yazamayan biri haline getirdi o kişiyi. Sözde Erdoğan'ı savunan o yazar epey iyi bilir bu cunta gerçeğini ama herhalde korkudan susuyor."