Değerli okur,
TRT'nin dijital platformu TABİİ'de yayınlanan Gassal'ı tepki çeken “Ölünce beni kim yıkayacak?” afişleri ile hatırlayacağız… Ben de afişi ile çok konuşulan bu dizinin ilk sezonunu izledim. Değerlendirmemi en sona bırakarak yazıma, “Ey Necip Türk Medyası ‘Sizi Kim Yıkayacak?’” diyerek birazcık ama çok değil medya analizi yaparak başlamak istedim.
Malumunuz medyamız açısından yılın ‘son bombası’ Can Grubunun, Ciner Yayın Holding’in tüm hisselerini devralarak Habertürk, Show Tv ve Bloomberg Tv’nin yeni sahibi olmasıydı.
Can Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Can: “Ayrımız gayrımız yoktur. Abimiz (Kenan Tekdağ) zaten Ciner Grubu’ndaydı. Bundan sonra da işin başında o olacak.” diyerek belli bir kesime de mesaj veriyordu.
Ben kısa vadede yeni patronların yayın politikalarında radikal bir değişikliğe gideceğini düşünmüyorum.
Can Grubunun bünyesinde İstanbul Bilgi Üniversitesi, İTÜ ETA Vakfı, Doğa Koleji, Mediza Hastanesi bulunurken, Enerji ve Petrol alanlarında da yatırımları var.
Ciner Grubunun medya sektöründen çekilmiş olması bana manidar geldi! Yeni sahiplerine ‘hayırlı uğurlu olsun..!’ diyorum…
Son derece gizli yürütülen bu satış sürecinin medyada duyulması sonrası Fatih Altaylı, "Bir süre önce Halk TV’nin patronu Cafer Mahiroğlu bana grubu almak istediğini ama anlaşamadıklarını anlatmıştı" diyerek bir yazı kaleme aldı.
Ciner Grubunu yakından tanıyan Altaylı, Ciner Medya Grubunun bugüne kadar iki ayrı yapıda olduğuna dikkat çektiği yazısında “Habertürk televizyonu, radyosu ve Habertürk internet sitesi Kenan Tekdağ’ın yönetimindeydi, Bloomberg ve Show TV ise Didem Ciner’in. Haber ile ilgili yayınlarda Tekdağ, eğlence ile ilgili işlerde ise Didem Ciner sorumluydu. Turgay Ciner ise hemen hemen 10 yıldır medya grubuna pek ender uğruyordu. Grubu satmak istediği ise bilinmeyen bir şey değildi” diyordu.
Bu satışla grup içinde ‘çift başlılık’ en azından ortadan kalkmış gibi görünüyor…
Öte yandan Halk TV’nin sahibi Cafer Mahiroğlu’nun medyada büyüme aşkını anlamış değilim. Nedeni bana inandırıcı gelmeyen “değirmenin suyu” söylemi! Ben hala şapkasından tavşan çıkartmakla mahir olduğunu söyleyen Cafer Mahiroğlu’nun para kaynağını çözemedim.!
Sayın Mahiroğlu’na ‘hormonlu büyüme’ hayalleri yerine ayakları yere basan yatırımlar yap derim... İşkembeden atanların sonunun ne olduğunu çok gördük. Ayrıca, yanında çalıştırdığı emekçileri biraz dinlemesini tavsiye ediyorum. Açlık sınırı altında çalışan Halk TV emekçilerinden gelen mailler son derece vahim!
Ağzında puro ile meyhane meyhane dolaşan yöneticilerine de dikkat etsin!
Gelelim “Ölünce beni kim yıkayacak?” mevzuuna…
Reklam afişleri ile tepkileri üzerine çeken Gassal’ı izledim değerli okurlar.
10 bölümlük bir dizi.
Dizi afişi ve 'Ölünce beni kim yıkayacak?' sloganı kuşkusuz izleme ihtimali olanların üzerinde olumsuz etki yarattı. Reklamlar retorik açıdan son derece güçlü araçlar... TRT bana göre yanlış bir strateji izlemiştir ancak hedefi de tam 12’den vurmuştur!
Mesleği ölüleri yıkamak olan bir ‘Gassal’ın yani Baki’nin “ben tüm ölüleri yıkıyorum ama ben ölünce beni kim yıkayacak?” endişesi ile diziye giriş yaptım.
Dizide anne, baba şefkati olmadan büyümüş, mesleği nedeniyle (gassallık), daha doğrusu mesleğinin verdiği psikolojik durum nedeniyle sadece bir kaç arkadaşı olan Baki’yi tanıyoruz. Baki “ölünce beni kim yıkayacak?” sorunsalı içinde olsa da aslında özünde yapayalnız, bekar, realist, hep ciddiyet isteyen bir adam olarak karşımıza çıkıyor.
Yönetmenliğini Selçuk Aydemir’in üstlendiği, senaryosunu Sümeyye Karaaslan’ın yazdığı ‘Gassal’ı TRT ve Tabii internet platformunda görmek çölde vaha görmek gibi geldi bana!
ALKIŞ…
Selçuk Aydemir ile Ahmet Kural ortaklığından bence güzel bir iş çıkmış. Dramatik ve mizah duygusu yüksek bir iş. ‘İşler Güçler’ gibi sulu sepken bir komedi bekliyorsanız çok yanılıyorsunuz derim… ‘Gassal Baki’ karakteri çok orjinal olmuş. Ahmet Kural üzerine yapışan komik rollerin uzağında ve kendini aşmış.
Alkış…
Her bölümü 30-34 dakika civarında sürüyor.
Günümüz insanlarının ne kadar bencil, duyarsız, duygusuz ve zalim olabildiklerini de anlatan bir dizi.
'Müslüm' filminde Müslüm Gürses'in çocukluğunu oynayan Şahin Kendirci ‘Gassal’da çıktı karşımıza. Kendirci’nin Ferdi Tayfur şarkılarını yorumladığı sahnelerle dizi farkındalığını bir kez daha gözler önüne seriyor.
Alkış…
Değerli okur,
Dizi kesinlikle zaman kaybı değil.
Sonuçta ölü yıkayan bir adamın hayatını izliyorsunuz...
Hiç ölmeyecek gibi yaşayanlara ölümü hatırlatmış.
Hatırlatalım o zaman: Ölümde var!