''EVET HANIMEFENDİ, CIA AJANIYIM!'' DOĞU ERGİL KARARTMA GÜNLERİNİ ANLATTI!
Balçiçek Pamir'le Söz Sende'nin bugünkü konuğu Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Doğu Ergil'di.
Ergil ünlü Kürt Raporu’nu hazırladığı yıllarda toplumda kendisine karşı bir karartma kampanyası yürütüldüğünü ve bu yüzden çalışmalarını uzun süre yurtdışında devam ettirdiğini anlatırken ilginç bir anısını da şöyle dile getirdi: “İnsanlar hep bunu neden ve kimin için yaptı diye sordular o dönemde. Kimse bunu neden yaptı demedi. Aslında oradaki bulgular akıllı bir kamu kurumu tarafından kullanılsaydı şimdi bu sorunlarla uğraşıyor olmazdık ama… Bana söylemediklerini bırakmadılar. İnanır mısınız bir konferansımdan sonra bir hanım yanıma gelerek ‘Sizi çok zevkle dinledim ama bir şeyi merak ediyorum: Siz CIA ajanı mısınız?’ diye sordu. Ben de ‘Evet hanımefendi, aslında bir süre öncesine kadar KGB’de çalışıyordum ama onların durumları malum, ödenekler azaldı, paramı ödeyemiyorlar. O yüzden şimdi CIA hesabına çalışıyorum’ dedim. Tabii anladı ne yaptığını ama ne yapayım ben de sinirlendim işte.”
Prof. Ergil programda tüm bu bedelleri ödedikten sonra 2000 yılının yılbaşı gecesinde kendisiyle nasıl bir hesaplaşma yaptığını da şöyle anlattı: “2000 yılına girdiğimiz gece… Washington’dayım. Yeni bir milenyuma giriyor dünya ve ben yalnızım. Sokaklarda kendi kendime konuşarak yürüyorum: ‘Tüm bunlara değer miydi? Bunu yapmalı mıydım, bu bedeli ödemeli miydim?’ diye soruyorum kendime. Sonunda şu karar vardım ve kendime dedim ki: ‘Kes sesini artık! Sonuçta tarihi bir şey yapıldı ve sen de bunun doğumunda ebeliğini yaptın. Bu bedele değmez mi?”
Prof. Ergil ülkemizin son zamanlarda içinden geçmekte olduğu dönemle ilgili olarak da şunları söyledi: “Türkiye’de aynı zamanda yaşayan ama aynı zamanı yaşamayan topluluklar var. Dinin değerler sisteminde önemli bir yeri var ama değerlerin tümü dinden gelmiyor. Kan davası töre cinayeti filan mesela. Kimi insan bir kadeh şarap içmez, deniz ürünü mekruh diye yemez. Öteki için bu hiç de önemli değildir. Bakın Avrupa’daki Türklerin çoğu ‘Aman sokağa gider’ diye 15 yaşındaki çocuğuna Türkiye’den gelin ve damat getirtip evlendiriyor. Ama bir yandan da dünyaya bambaşka bakan, çok farklı hayatlar yaşayan bir kesim var. Yani bir bütün olarak değil paralel dünyalar halinde yaşıyoruz. Aslında tüm bunların sebebi şu: Biz cumhuriyetin emeli olan uluslaşma projesini tamamlayamadık.”
Türkiye’de son günlerde giderek tırmanan şiddet olayları için de Prof. Doğu Ergil ilginç bir yorum getirdi: “Çok çirkin tabii. Ama bizde sorun çözme en yukarıdan itibaren hep şiddetle olmuştur. Şu siyasetçilere bir bakın: Biri diyor ki ‘Gerekirse biz de dağa çıkarız!’ Bir başkası diyor ki ‘Dağda yatarız’Herkeste bir dağa çıkma merakı! Uygarlık ovada kuruldu. Artık inin kardeşim şu dağdan!”
Prof. Ergil programda tüm bu bedelleri ödedikten sonra 2000 yılının yılbaşı gecesinde kendisiyle nasıl bir hesaplaşma yaptığını da şöyle anlattı: “2000 yılına girdiğimiz gece… Washington’dayım. Yeni bir milenyuma giriyor dünya ve ben yalnızım. Sokaklarda kendi kendime konuşarak yürüyorum: ‘Tüm bunlara değer miydi? Bunu yapmalı mıydım, bu bedeli ödemeli miydim?’ diye soruyorum kendime. Sonunda şu karar vardım ve kendime dedim ki: ‘Kes sesini artık! Sonuçta tarihi bir şey yapıldı ve sen de bunun doğumunda ebeliğini yaptın. Bu bedele değmez mi?”
Prof. Ergil ülkemizin son zamanlarda içinden geçmekte olduğu dönemle ilgili olarak da şunları söyledi: “Türkiye’de aynı zamanda yaşayan ama aynı zamanı yaşamayan topluluklar var. Dinin değerler sisteminde önemli bir yeri var ama değerlerin tümü dinden gelmiyor. Kan davası töre cinayeti filan mesela. Kimi insan bir kadeh şarap içmez, deniz ürünü mekruh diye yemez. Öteki için bu hiç de önemli değildir. Bakın Avrupa’daki Türklerin çoğu ‘Aman sokağa gider’ diye 15 yaşındaki çocuğuna Türkiye’den gelin ve damat getirtip evlendiriyor. Ama bir yandan da dünyaya bambaşka bakan, çok farklı hayatlar yaşayan bir kesim var. Yani bir bütün olarak değil paralel dünyalar halinde yaşıyoruz. Aslında tüm bunların sebebi şu: Biz cumhuriyetin emeli olan uluslaşma projesini tamamlayamadık.”
Türkiye’de son günlerde giderek tırmanan şiddet olayları için de Prof. Doğu Ergil ilginç bir yorum getirdi: “Çok çirkin tabii. Ama bizde sorun çözme en yukarıdan itibaren hep şiddetle olmuştur. Şu siyasetçilere bir bakın: Biri diyor ki ‘Gerekirse biz de dağa çıkarız!’ Bir başkası diyor ki ‘Dağda yatarız’Herkeste bir dağa çıkma merakı! Uygarlık ovada kuruldu. Artık inin kardeşim şu dağdan!”