"EVDE KALMIŞ KIZLARA ÖĞÜDÜMDÜR!.... EŞEĞİN İKİ KULAĞINDAN TUTUP ÖPÜN!... KURBAĞALARI PRENSE ÇEVİRMEYİN!... SONRA KERTENKELE DOĞURURSUNUZ!... EŞEKLERİMİZ YABANCI PAZARA AÇILIYOR KANIMIZ BOZULUYOR!...." ÜNLÜ KÖŞE YAZARI NE DEMEK İSTİYOR?...
Ünlü köşe yazarı kafasını evde koca bekleyen kızlara taktı. Koca bekleyenlere öğüt vereyim derken hem kadınları aşaladı hem de ırkcılık yaptı. İşte o yazı....
SELAHATTİN DUMAN'IN BUGÜNKÜ YAZISI
Herkese yetecek kadar koca var..
Genç kızlara faydalı öğütler 4
Bakın! Genç kızların hayrına konuşmam icap ettiğinde ille de "geleneksel erkek" diyorum.. Dikkat buyurun "Beyaz Atlı Prens.." türünün lafını bile etmiyorum..
Böylece, yayıncılık anlayışını "Kel kız ablasının saçıyla övünürmüş.." ilkesi üzerinde kuran aylık kadın dergilerine laf sokuyorum..
Niyetim birlik ve beraberliğimizi bozmak değildir..
Çünkü New York´taki bekâr hayatını tavsiye edip evinde güzel güzel kısmet beklemek üzere programlanmış genç kızlarımızın fikrini bozan onlardır..
***
Bakkaldan gelirken biraz oyalandıklarında anasının terliğini sırtına yiyen genç kızlarımıza New York´un bekâr hayatından fayda yok..
Dishy Dergisi´nin editörü Selin Mançer hanım, benim canım; bir risalesinde "Önceleri birkaç kurbağa öpseniz bile gerçek aşk sizi bulacaktır.." diyor..
Bizim kızlar da buna inanıyor..
Henüz masumiyetini kaybetmemiş okurlarım için "kurbağa öpmek" ne mânâya geliyor anlatayım da bilip bilmeden tatbikata girişmesinler..
SİHİRLİ ÖPÜCÜK
Kötü cadı yakışıklı Prens´i kurbağa şekline sokmuş.. Ancak güzel bir kız onu öperse insan haline geri dönecekmiş..
Masaldır.. Midesiz bir Prenses tutmuş, dere kenarında bulduğu, kadrosu aslında Prens olan kurbağayı öpmüş..
Böylece büyü bozulmuş.. Yakışıklı Prens´e dönüşen kurbağa ile Prenses evlenmişler..
Yani Selin Mançer hanımın imâ ettiği bu.. Siz de eninde sonunda yakışıklı Prens´inizi bulursunuz, demeye getiriyor..
Masalı böylece bilin ki "Kurbağa bulamadık.. Bari eşeği iki kulağından tutup öpeyim.." türünden yan yollara sapmayın..
İşin bir de asıl sonu var ki bizim medya duduları bunu bilmez..
Evet.. Prenses, kurbağa büyüsünden kurtulan Prens´i koca olarak almasına alıyor ama dertler bitmiyor..
Prens´in genleri, kurbağalık günlerinde bozulduğundan, ondan gebe kalan Prenses bir kertenkele doğuruyor..
Hayal kırıklığına uğrayan Prenses "gerçek aşkı bulma takıntısı" yüzünden kurbağadan bozma Prens´i terk edip, Nişantaşı Citys´te tanıştığı bir tosbağaya kaçıyor..
Masalın gerçek sonu bu..
Lakin nedense "Kurbağayı öpmek.." fantezisine takılı medya duduları laf buraya gelince susar, hikâyenin gerisini anlatmazlar..
***
Genç kızlarımız "Çeyiz düzmüş süzülür.. Evde kalmış üzülür.." hallerine düşmek istemiyorsa bunları bilmek zorundalar..
Sonra eldeki kısmet de kaçar.. "Kaybolan eşeğin boynu boncuklu olduğundan.." kaçan fırsatlara hayat boyunca üzülüp durulur..
Ne hazin..
Gerçi mahallenin "örk atlamış" yani üç beş koca görmüş geçkin kadınları bunları kızlarımıza anlatırlar..
Ne var ki lafı, aylık kadın dergilerinin yazarları kadar iyi süsleyemediklerinden kulak asan olmaz..
O erkekler de iç pazardan umudu kestiklerinden "yabancı gelinlere" meylederler..Sonra bir sürü sarı kafalı bebelerimiz olur, cinsimiz bozulur..
FORMÜL BASİT..
Ben burada günlerdir erkeklerimizin neye benzediğini, huyunu suyunu yazıp duruyorum..
Niye? Kızlarımız erkeği tanısın ki tasmayı kimin boynuna geçireceğini bilsin, diye..
Bilimden yararlanalım..
Araştırmacılar A