"EVDE GÜL GİBİ KARIN VARKEN..." REHA MUHTAR DEFNE SAMYELİ'Yİ ALDATAN EREN TALU'YA SESLENDİ!..
Herkes "Defne gibi güzel bir kadına yapılır mı bu?.." diyor başka bir şey demiyordu...Bizim VATAN gazetesindeki arkadaşlar da sürmanşetin çekmişti: "Değer mi?.." Soruyu böyle sorarsanız elbette değmez...
"Evde gül gibi karın varken..."
10 yıl kadar öncesiydi...
İstanbul'dan uzaklarda adını söylemeyeceğim bir yerde gece saat 22.00 sularında açık havada bir barda oturuyorduk...
Karşımda çok güzel bir kadınla evli olan bir erkek oturuyordu...
Kadın çok güzeldi ve şöhretliydi...
Biz ise o tanıdığımla kafe-barın bir masasında oturmuş, sohbet ediyorduk...
Etrafta kafe-bara sosyalleşmek için gelmiş, sohbet edebileceğiniz hatta biraz flört etmeye yeltenebileceğiniz kadınlar vardı...
Hayat kadını ya da eskort türü kadınlardan değil, normal sosyalleşmeye gelmiş kadınlardı onlar...
***
Böyle ortamlarda çokça bulunsam da, böyle yerlerde fazla flörtleşmelere, çapkınlıklara, yıkamalara, yağlamalara pek girişmem ben...
Birincisi kısa zaman kalacağınız bir yerde bir ya da iki gecede karşılaşacağınız ve bulacağınız kişinin "iyi" bir şey olması şansı yoktur...
Size niye gelecektir ki bardaki kız?..
Ertesi günü orada yoksunuz, ya da görseniz bile tanımayacaksınız?..
Hangi ortamda hangi kadın ertesi günü göremeyeceği, tanıyamayacağı, bir bar gecesi ilişkisine girişir?..
Girişinden pek hayır gelmez bu kesindir...
Çünkü kadının kalitelisi, hayattan ve erkekten daha talepkârdır...
***
Oysa o gece, güzelliğiyle ünlü bir kadınla evli olan o tanıdığım, yandaki masadan bizimle konuşan kadınları yavaş yavaş markaja aldı...
Kadınlar soruyorlardı ona:
"Evli misiniz?.."
Ben gülüyordum...
"Evli hem de çok güzel bir kadınla evli..."
Boş ve pek de hoş olmayan sohbetin bir yerinde "Hadi gidelim artık..." dedim, ona, "Bu kadınlarla bir şey olmaz... Olsa bile iyi bir şey olmaz... İki gün kalacağız önünde sonunda... Biri bizi görse 'bunlara mı kaldınız'diye bizi tefe koyar çalar... Yürü gidelim..."
Ben öyle dedikçe tanıdığım ısrar ediyordu...
"Bırak biraz daha konuşalım..."
Dün yolda, kavşakta, sokakta, tostçuda, kebabçıda, benzincide, kuaför salonunda konuşulan "Eren kardeşin Defne arkadaşa ihaneti" başlıklı konuyu duydukça bu anım aklıma geldi...
***
Herkes "Defne gibi güzel bir kadına yapılır mı bu?.." diyor başka bir şey demiyordu...
Bizim VATAN gazetesindeki arkadaşlar da sürmanşetin çekmişti:
"Değer mi?.."
Soruyu böyle sorarsanız elbette değmez...
Ben zaten Eren arkadaşın, değsin diye böyle yalap şalap bir bar gecesi yaşadığını hiç sanmıyorum...
Eren arkadaş "gayet tipik bir erkek mantığıyla" bol alkol, felekten bir bar gecesi yaşamakta...
Çünkü bir Türk erkeği, dışarıda, barlarda, diskolarda beraber olduğu kadını eğlenilecek, sevişilecek, keyif alınacak bir dişi, evindeki kadını ise, çocuklarının annesi, karısı ve konuşacak kişi olarak görür...
Erkek beyninin yanlış koşullanması sonucu, "evdeki güzeli, bir dişi olarak görmekten çok, bir anne, bir eş bir yoldaş" olarak görme eğilimindedir...
***
Siz hiç "Bu akşam karımla muhteşem bir gece geçirmeye gidiyorum?.." diyen ya da düşünen bir erkek modeli gördünüz mü?..
Sadece belki evliliğin ilk aylarında...
Erkek "eğlenilecek, sevişilecek ve dağıtılacak" kadınları barda, pavyonda arar...
İsmini geçirerek üzmek istemem, Eren arkadaş da aynısını yapıyor...
İşi iyi gitmemiş, efkar basmış, alkol almış...
Bu durumdaki erkek, karısı onu ne kadar anlarsa anlasın, "kimsenin kendisini anlamadığı" sanısına kapılır...
Bu durumlarda karısıyla eğlenemez, fingirdeyemez, doğru düzgün sevişemez...
Çünkü kendini başarısız görür ve yenik egoyu tamir etmenin yoluna gider...
Erkek denilen basit yaratığın ego tamiri, genelde barlarda ve pavyonlarda yapılır...
Evde gül gibi güzellik kraliçesi karısı dururken, dışarıda barlarda rastladıkları kevaşelerle beraber olan erkeklerin zavallı durumları bundandır...
İyi bir geyik konusudur...
Ama etkisi sınırlıdır...
İçki beyinden ve kandan çıktığında durum normale dönecektir...
Olan kadının gururunun kırılması olarak kalacaktır...
*****
DEFNE ARKADAŞA ÖNERİLER...
Bütün Türkiye'nin ailen üzerine geyik yapması çok üzücü...
İlişkinizin son günlerdeki durumunu bilmem...
Eğer dedikoduların söylediği gibi kötüyse zaten onun için ayrılacaksın...
Gazetelerde resmin çıkmasıyla düştüğün durum, etraf da doldurunca iyice içinden çıkılmaz ağır bir durum halini alacak gözünde...
Ancak fazla "ağır yapmasan" iyi edersin bugünlerde...
***
Bu gözler neler gördü bu ülkede?..
Bu kulaklar neler duydu bu memlekette?..
Kimler neler yaptı, neler yapmaya devam ediyor ve daha neler yapacak bu topraklar üzerinde?..
Hayatı ağır yaşama...
Olayı iyice dramatik ve trajik hale getirme...
Doğrudur, sen mükemmel bir kadınlık gösterdin, hep kocanın arkasında durdun...
Çocuklarına, evine, ailene sahip çıktın...
Hacizler geldi bana mısın demedin...
İş iflasa gitti, kapı gibi karşısında durdun...
Dedikodular ayyuka çıktı; sen "biz beraberiz" diye demeci patlattın...
Kendinin, erkeğinin, çocuklarının hacizli evinin ve ailenin arkasında durdun...
***
Bunlar seni yüceltir, yüceltecektir...
Etrafın dolduruşuyla durumu daha da trajik hale getirme...
Kafanı topla sakinleş...
Unutma, bugün sana ahlak dersi veren başöğretmen edalı zevatın hayatı, senin hayatından besbin beterdir...
Kimler neler yapar da hiç utanmadan gider etrafa ahkem keser...
Zaman her şeyin ilacı...
Sen güçlü kadınsın...
Çok da sarma yapma, ayağa kalk arkadaş...
Sevgiyle öpüyor Türkiye seni gözlerinden...
Reha Muhtar/VATAN