''EUROVISION, ENGLISHVISION'A DÖNÜŞTÜ!..'' TARAF YAZARI EUROVİSİON'U YAZDI!..
Türkiye dahil finale kalan 25 ülkenin 17'sinin İngilizce şarkıyla yarıştığı Eurovision, kültürel/dilsel bir asimilasyon aracına mı dönüştü?
Eurovision artık iyiden iyiye Englishvision’a dönüştü
Zira.. Avrupa kültürünü oluşturan halkların kendi öz kültürleri İngilizce olarak dillendiriliyor artık Eurovision’da.
İngilizce, 55.’si gerçekleştirilen son Eurovision yarışmasında finale kalan ülkelerin (halkların) neredeyse ortak anadiliydi.
Finale kalan 25 ülkenin sadece sekizi kendi özgün anadilinde şarkı söyledi. 17 ülke kendi anadilleri dışında bir dille; İngilizce söylediler şarkılarını.
Bu durumda Eurovision, ciddi bir kültürel/dilsel asimilasyon aracı durumuna gelmiş oldu anlayacağınız.
Bir anglo asimilasyonu hâkim olmuş Eurovision’a.
Oysa, dillerin çokluğu Avrupa kültürünün çimentosudur bana göre.
Örneğin Rusçanın, Moldovcanın, Ermenicenin hatta Türkçe ve Kürtçenin ve bunlara bağlı müzikal seslerin Avrupa uygarlığı içinde etkin rolleri bulunuyor.
Zamanında, Avrupa popüler kültürünü müzik alanında geliştirmek, zenginleştirmek için oluşturulan Eurovision, bir kültürler mozaiği projesidir aslında.
Genel manada Avrupa uygarlığının kaynaklarını temsil eden ve bu kaynaklara sahip olan değişik halkların müzikal duyarlılıklarını şarkı formatında anadilleriyle sergiledikleri bir Avrupa Müzik yarışması olarak düşünülmüştür Eurovision.
Anadil, özün ifadesidir çünkü.
Ne kadar çok anadil, o kadar zenginliktir neticede.
Avrupa’da, İngilizce ve Fransızca dışında çok az ortak anadil vardır.
Eurovision’un çoklu dil zenginliği, duyguların zenginliğine ve yorum yelpazesindeki renklerin çokluğuna bir kaynak oluşturuyordu. Aynı zamanda halkların anadil üzerinden birbirlerini daha iyi tanımaları için bir vesile oluyordu tabiatıyla.
Sistem, popüler kültürü sistemleştirmekte; dil olarak da üniformlaştırmakta.
Zamanında kültürel emperyalizmden bahsederdik. Bugün bunu fiilen yaşıyoruz artık.
Anadil, sadece biçimsel bir ifade biçimi değildir. Anadil, duygunun özle buluştuğu bir dildir; bir kültür aracı ve ifadesidir; insanın vücut diline kadar yansır âdeta. Farklı kültürlerin tek dilde ifadelendirilmesi aynı zamanda duyguların standartlaştırılmasından başka bir şey değildir bence.
Eurovision’un anglo asimilasyonunda durum bu.
Yarışmanın sonucuna gelince.
Manga’nın performansı kusursuzdu bence.
Birincilik ikincilikten daha iyidir tabii ama.. ikincilik de bütün diğer derecelerden daha iyidir.
Manga’ya tebrikler.
Telesiyej/Taraf
Zira.. Avrupa kültürünü oluşturan halkların kendi öz kültürleri İngilizce olarak dillendiriliyor artık Eurovision’da.
İngilizce, 55.’si gerçekleştirilen son Eurovision yarışmasında finale kalan ülkelerin (halkların) neredeyse ortak anadiliydi.
Finale kalan 25 ülkenin sadece sekizi kendi özgün anadilinde şarkı söyledi. 17 ülke kendi anadilleri dışında bir dille; İngilizce söylediler şarkılarını.
Bu durumda Eurovision, ciddi bir kültürel/dilsel asimilasyon aracı durumuna gelmiş oldu anlayacağınız.
Bir anglo asimilasyonu hâkim olmuş Eurovision’a.
Oysa, dillerin çokluğu Avrupa kültürünün çimentosudur bana göre.
Örneğin Rusçanın, Moldovcanın, Ermenicenin hatta Türkçe ve Kürtçenin ve bunlara bağlı müzikal seslerin Avrupa uygarlığı içinde etkin rolleri bulunuyor.
Zamanında, Avrupa popüler kültürünü müzik alanında geliştirmek, zenginleştirmek için oluşturulan Eurovision, bir kültürler mozaiği projesidir aslında.
Genel manada Avrupa uygarlığının kaynaklarını temsil eden ve bu kaynaklara sahip olan değişik halkların müzikal duyarlılıklarını şarkı formatında anadilleriyle sergiledikleri bir Avrupa Müzik yarışması olarak düşünülmüştür Eurovision.
Anadil, özün ifadesidir çünkü.
Ne kadar çok anadil, o kadar zenginliktir neticede.
Avrupa’da, İngilizce ve Fransızca dışında çok az ortak anadil vardır.
Eurovision’un çoklu dil zenginliği, duyguların zenginliğine ve yorum yelpazesindeki renklerin çokluğuna bir kaynak oluşturuyordu. Aynı zamanda halkların anadil üzerinden birbirlerini daha iyi tanımaları için bir vesile oluyordu tabiatıyla.
Sistem, popüler kültürü sistemleştirmekte; dil olarak da üniformlaştırmakta.
Zamanında kültürel emperyalizmden bahsederdik. Bugün bunu fiilen yaşıyoruz artık.
Anadil, sadece biçimsel bir ifade biçimi değildir. Anadil, duygunun özle buluştuğu bir dildir; bir kültür aracı ve ifadesidir; insanın vücut diline kadar yansır âdeta. Farklı kültürlerin tek dilde ifadelendirilmesi aynı zamanda duyguların standartlaştırılmasından başka bir şey değildir bence.
Eurovision’un anglo asimilasyonunda durum bu.
Yarışmanın sonucuna gelince.
Manga’nın performansı kusursuzdu bence.
Birincilik ikincilikten daha iyidir tabii ama.. ikincilik de bütün diğer derecelerden daha iyidir.
Manga’ya tebrikler.
Telesiyej/Taraf