Ethem Sancak'tan Erdoğan bombaları! "Gördükçe aşık oldum,böyle bir ilahi aşk iki erkek arasında olabiliyor"
Ethem Sancak Erdoğan'a yine övgü dolu sözler söyledi.
Star Medya Grubu'nun sahibi Ethem Sancak, katıldığı bir televizyon programında, şirketinin BMC ve Çukurova Grubu'na ait diğer şirketleri satın alması sürecinde yolsuzluk olduğu iddialarına cevap verdi. "Bizim alışverişlerimizde hile hurda olmaz" diyen Sancak, hakkındaki iddiaları redderek şu ifadeleri kullandı:
“Şeffaf bir girişimciyim. BMC olayı da çok şeffaf yürüdü. Biliyorsunuz BMC, TMSF’nin tedbir olarak Çukurova’yla (Karamehmet) olan ilişkilerinin bir sonucu olarak el koyduğu bir şirketti. Fakat Karamehmet’le olan hesapları kendilerince çok kabarıktı. Dolayısıyla zaten neredeyse bütün şirketlerine el koydular. Ben medyaya girmeye karar vermiştim. Stratejik bir karardı bu. Karamehmet’in medya grubuyla (Akşam, Güneş, 360, iki radyo, dergiler...) bir pazarlığa oturdum. Biz alışverişi TMSF’yle yapmadık. TMSF, el koyduğu için gözlemcilik yaptı ve veto hakkı vardı. Karamehmet’in çok saygın temsilcisiyle aylar süren bir pazarlık ettik. Şirketlerin bütün varlıklarını ve borçlarını üstlendim. 62 milyon dolara aldık orayı.”
“İki stratejik işe yatırım yapmaya karar verdim. İlaç da çok stratejik işti. Onu konsolide ettik. En küçük ilaç deposu olarak girip en büyük ilaç dağıtıcısı oldum. İki stratejik sektöre girmeye karar verdim. Biri medya... Hegemonya mücadelesi medya ile başlıyor. Bizim de önce ülkemizin sonra Asya’nın sesi olacak yeni medyayı inşa etmek gerekir. El ele verip diğer katılımcılarla bu sektörü Asya’nın sesi olacak CNN, FOX, BBC ile rekabet edecek bir medya oluşturacağız. Asya’da buna uygun zemin var.”
'Erdoğan, 300 yılda bir Allah’ın nasip ettiği liderlerden biri'
Daha önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için, "Ona; anam, babam, eşim çocuklarım feda olsun" ifadelerini kullanan Ethem Sancak, Erdoğan'la ilgili şunları söyledi:
“Erdoğan, 300 yılda bir Allah’ın nasip ettiği liderlerden biri. Allah Türkler’e yüz yılda bir böyle bir lider veriyor. Türkler peşinden gidince harikalar yaratıyorlar. Bazen harcıyorlar Menderes’i harcadıkları gibi. Romalılar Sezar’ı öldürdü, Roma çöküşe geçti. Bunlar oluyor.”
“Ünlü filozof değişmeyen tek şey değişimin kendisi diyor. Solculuğun alfabesi. Gençliğim boyunca ben hep eşitlik ve özgürlük için kavga verdim. Pervari’de ağalığın kadınlar üzerindeki ağır baskısı üzerine solculuğa başlamıştım. İstanbul’da üniversiteye geldim. O günlerde adaletin ve özgürlüğün bayrağını solcular taşıyordu. Müslümanların iyileri zindanlardaydı. Geri kalanlar da Demirel’in peşinden gidiyordu. Süreç içinde Çin ve Rusya’daki uygulamanın insanlara mutluluk getirmediğini gördüm. 80’den sonra başladı bunlar. Biz Sovyet, Rus, Çin devriminde bazı şeyleri aramışız ama kendi devrimimizden habersisiz. Abdülmecit’ten beri Batı kafalı aydınlar kendi tarihine düşman yetişti. Kendi medeniyetimi izledim. Türkiye’de büyük sosyolojik dönüşüm vardı. Ceberrut devletin etkisiyle kentleşme arttı. Şimdi yüzde 80’in altına düştü köylülük. Kentli sınıfa da önderlik edeceğim diyen Tayyip Erdoğan çıktı. Tanıdım, dürüstlüğünü gördüm. Erdoğan’ın eteklerine tutunup oradan bir şey beklemek niyetim yoktu. Siirt seçimleri vesilesiyle Siirt’ten başbakan çıksın diye, dürüstlüğünü, yiğitliğini gördüm, gördükçe de aşık oldum. Doğrusu solculuk dönemimde Mevlana ile Şems’in arasındaki aşka anlam veremiyordum. Tanıdıktan sonra gördüm ki, böyle bir ilahi aşk iki erkek arasında olabiliyor..”
“Şeffaf bir girişimciyim. BMC olayı da çok şeffaf yürüdü. Biliyorsunuz BMC, TMSF’nin tedbir olarak Çukurova’yla (Karamehmet) olan ilişkilerinin bir sonucu olarak el koyduğu bir şirketti. Fakat Karamehmet’le olan hesapları kendilerince çok kabarıktı. Dolayısıyla zaten neredeyse bütün şirketlerine el koydular. Ben medyaya girmeye karar vermiştim. Stratejik bir karardı bu. Karamehmet’in medya grubuyla (Akşam, Güneş, 360, iki radyo, dergiler...) bir pazarlığa oturdum. Biz alışverişi TMSF’yle yapmadık. TMSF, el koyduğu için gözlemcilik yaptı ve veto hakkı vardı. Karamehmet’in çok saygın temsilcisiyle aylar süren bir pazarlık ettik. Şirketlerin bütün varlıklarını ve borçlarını üstlendim. 62 milyon dolara aldık orayı.”
“İki stratejik işe yatırım yapmaya karar verdim. İlaç da çok stratejik işti. Onu konsolide ettik. En küçük ilaç deposu olarak girip en büyük ilaç dağıtıcısı oldum. İki stratejik sektöre girmeye karar verdim. Biri medya... Hegemonya mücadelesi medya ile başlıyor. Bizim de önce ülkemizin sonra Asya’nın sesi olacak yeni medyayı inşa etmek gerekir. El ele verip diğer katılımcılarla bu sektörü Asya’nın sesi olacak CNN, FOX, BBC ile rekabet edecek bir medya oluşturacağız. Asya’da buna uygun zemin var.”
'Erdoğan, 300 yılda bir Allah’ın nasip ettiği liderlerden biri'
Daha önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için, "Ona; anam, babam, eşim çocuklarım feda olsun" ifadelerini kullanan Ethem Sancak, Erdoğan'la ilgili şunları söyledi:
“Erdoğan, 300 yılda bir Allah’ın nasip ettiği liderlerden biri. Allah Türkler’e yüz yılda bir böyle bir lider veriyor. Türkler peşinden gidince harikalar yaratıyorlar. Bazen harcıyorlar Menderes’i harcadıkları gibi. Romalılar Sezar’ı öldürdü, Roma çöküşe geçti. Bunlar oluyor.”
“Ünlü filozof değişmeyen tek şey değişimin kendisi diyor. Solculuğun alfabesi. Gençliğim boyunca ben hep eşitlik ve özgürlük için kavga verdim. Pervari’de ağalığın kadınlar üzerindeki ağır baskısı üzerine solculuğa başlamıştım. İstanbul’da üniversiteye geldim. O günlerde adaletin ve özgürlüğün bayrağını solcular taşıyordu. Müslümanların iyileri zindanlardaydı. Geri kalanlar da Demirel’in peşinden gidiyordu. Süreç içinde Çin ve Rusya’daki uygulamanın insanlara mutluluk getirmediğini gördüm. 80’den sonra başladı bunlar. Biz Sovyet, Rus, Çin devriminde bazı şeyleri aramışız ama kendi devrimimizden habersisiz. Abdülmecit’ten beri Batı kafalı aydınlar kendi tarihine düşman yetişti. Kendi medeniyetimi izledim. Türkiye’de büyük sosyolojik dönüşüm vardı. Ceberrut devletin etkisiyle kentleşme arttı. Şimdi yüzde 80’in altına düştü köylülük. Kentli sınıfa da önderlik edeceğim diyen Tayyip Erdoğan çıktı. Tanıdım, dürüstlüğünü gördüm. Erdoğan’ın eteklerine tutunup oradan bir şey beklemek niyetim yoktu. Siirt seçimleri vesilesiyle Siirt’ten başbakan çıksın diye, dürüstlüğünü, yiğitliğini gördüm, gördükçe de aşık oldum. Doğrusu solculuk dönemimde Mevlana ile Şems’in arasındaki aşka anlam veremiyordum. Tanıdıktan sonra gördüm ki, böyle bir ilahi aşk iki erkek arasında olabiliyor..”