ESRARENGİZ HIRSIZLIK! ZAMAN GAZETESİNİN YAZI DİZİSİ ÇALINDI!
Zaman hafta sonu eklerinin yayın editörü Abdullah Kılıç'ın 1 yıldır üzerinde çalıştığı yazı dizisinin kayıtlı olduğu dizüstü bilgisayarı çalındı.
Yazı dizisi ve bir garip hırsızlık olayı
27 Mayıs’ın yıldönümü nedeniyle hazırladığımız dizi büyük yankı uyandırdı uyandırmasına da bu dizinin meçhul ve karanlık kalmış bir serüveni var; onu sizlerle paylaşmak gerekiyor sanırım.
Hafta sonu eklerimizin yayın editörü Abdullah Kılıç hem iyi bir yönetici hem de iyi bir habercidir. Yassıada Gerçeği’ni de o hazırladı. Bir yıllık bir çalışmanın ürünüydü dizi. Yayımlayamadığımız bölümler, neşrolunan kısmın beş on katı. Bu nedenle çalışma daha kalıcı bir esere dönüştürülecek. Hazırlığı süren kitapta hem Yassıada’da çekilen yüzlerce fotoğraftan hem de daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış görüntü ve ses kayıtlarından yapılmış seçkiler bulacaksınız...
Gelelim bu dizinin esrarengiz kalan kısmına: Abdullah Kılıç, bir senedir uğraşıyor, fotoğrafları, kayıtları, görüntüleri elde edebilmek için çalmadık kapı bırakmıyor, onlarca insanla görüşüyor. Sonunda bir hayli mesafe alıyor ve belgeleri dizüstü bilgisayarına kaydediyor. İşte tam o sırada ilginç bir hırsızlık hadisesi yaşanıyor. Arabasının arka camını kıran birileri, arka bagaja oradan ulaşıyor ve dizüstü bilgisayarı alıp kayıplara karışıyor. Arabadaki hiçbir eşyaya dokunmadan (ki alınabilecek değerde eşyalara rağmen) bilgisayarın çalınması ile Kılıç’ın o bilgileri tamamlayıp kaydetmesi arasında birkaç saat bulunmakta. Şimdi soru şu: Karşınızda adi bir hırsızlık mı var, yoksa 27 Mayıs darbesi ile ilgili hiçbir yerde yayımlanmamış belgelerden rahatsız olan birileri bir senelik emeği yok etmek mi istedi? Arabaya giriş tarzları, sadece dizüstü bilgisayarı alıp kaçmaları ve arkadan hiçbir iz bırakmadan sıvışmaları, Yassıada Gerçeği’nin ortaya çıkmasından endişe edenleri işaretliyor. Artık top güvenlik güçlerinde. Ne yapıp etsinler failleri bulsunlar; bulsunlar ki kafalarda soru işaretleri kalmasın.
Şöyle bir soru yönelttiğinizi duyuyor gibiyim: "Madem belgeler çalındı, bu dizi nasıl yayımlanabildi?" Allah’tan ki Kılıç, çalışmasının bir kopyasını hemen almış ve onu cebinde taşımıştı. Kendisini ve bu dizide ona yardım eden herkesi tebrik ediyorum. Bir kere daha görüldü ki; gazetecilikte bilginin zati değeri hiçbir şeyle kıyaslanamayacak kadar önemli. Zaten gazetecilik de buna deniyor...
27 Mayıs’ın yıldönümü nedeniyle hazırladığımız dizi büyük yankı uyandırdı uyandırmasına da bu dizinin meçhul ve karanlık kalmış bir serüveni var; onu sizlerle paylaşmak gerekiyor sanırım.
Hafta sonu eklerimizin yayın editörü Abdullah Kılıç hem iyi bir yönetici hem de iyi bir habercidir. Yassıada Gerçeği’ni de o hazırladı. Bir yıllık bir çalışmanın ürünüydü dizi. Yayımlayamadığımız bölümler, neşrolunan kısmın beş on katı. Bu nedenle çalışma daha kalıcı bir esere dönüştürülecek. Hazırlığı süren kitapta hem Yassıada’da çekilen yüzlerce fotoğraftan hem de daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış görüntü ve ses kayıtlarından yapılmış seçkiler bulacaksınız...
Gelelim bu dizinin esrarengiz kalan kısmına: Abdullah Kılıç, bir senedir uğraşıyor, fotoğrafları, kayıtları, görüntüleri elde edebilmek için çalmadık kapı bırakmıyor, onlarca insanla görüşüyor. Sonunda bir hayli mesafe alıyor ve belgeleri dizüstü bilgisayarına kaydediyor. İşte tam o sırada ilginç bir hırsızlık hadisesi yaşanıyor. Arabasının arka camını kıran birileri, arka bagaja oradan ulaşıyor ve dizüstü bilgisayarı alıp kayıplara karışıyor. Arabadaki hiçbir eşyaya dokunmadan (ki alınabilecek değerde eşyalara rağmen) bilgisayarın çalınması ile Kılıç’ın o bilgileri tamamlayıp kaydetmesi arasında birkaç saat bulunmakta. Şimdi soru şu: Karşınızda adi bir hırsızlık mı var, yoksa 27 Mayıs darbesi ile ilgili hiçbir yerde yayımlanmamış belgelerden rahatsız olan birileri bir senelik emeği yok etmek mi istedi? Arabaya giriş tarzları, sadece dizüstü bilgisayarı alıp kaçmaları ve arkadan hiçbir iz bırakmadan sıvışmaları, Yassıada Gerçeği’nin ortaya çıkmasından endişe edenleri işaretliyor. Artık top güvenlik güçlerinde. Ne yapıp etsinler failleri bulsunlar; bulsunlar ki kafalarda soru işaretleri kalmasın.
Şöyle bir soru yönelttiğinizi duyuyor gibiyim: "Madem belgeler çalındı, bu dizi nasıl yayımlanabildi?" Allah’tan ki Kılıç, çalışmasının bir kopyasını hemen almış ve onu cebinde taşımıştı. Kendisini ve bu dizide ona yardım eden herkesi tebrik ediyorum. Bir kere daha görüldü ki; gazetecilikte bilginin zati değeri hiçbir şeyle kıyaslanamayacak kadar önemli. Zaten gazetecilik de buna deniyor...