Esra Elönü'den TGRT'nin ilahiyatçısına 'kerhane' tepkisi: Kedi, kârhane yapamadığı yere mundar diyor!

Osman Ünlü TGRT’nin canlı yayınında, “Senin etkinliğin batsın. Bu yaptığın yarın camiyi kerhane haline getirmektir…” demişti.

Diyanet camileri çocuklara sevdirmek ve ailelerin rahatça ibadetlerini yerine getirebilmesi için bir süre önce bir proje başlattı. Bu projeye göre, camilerde oyun alanları oluşturulacaktı.

Türkiye gazetesi yazarı ve TGRT’de program yapan ilahiyatçı Osman Ünlü, Diyanet’in camilere ilişkin projesine çok tartışılacak bir tepki gösterdi. Camide bu tarz etkinliklerin caiz olmadığını ifade eden Ünlü sözlerinin devamında ise, “Senin etkinliğin batsın. Bu yaptığın yarın camiyi kerhane haline getirmektir…” dedi.

Osman Ünlü'nün bu benzetmesi sosyal medyayı sallarken en sert eleştirilerden biri ise muhafazakar medyanın aykırı ismi Esra Elönü'den geldi.

Elönü haber7.com'da bugün kaleme aldığı köşe yazısında isim vermeden İhlas Medya Grubu'nu ve ilahiyatçı yazar Osman Ünlü'yü sert sözlerle eleştirdi.

İşte Elönü'nün "Kedi, kârhane yapamadığı yere mundar diyor!" başlıklı bugünkü yazısı:

Çocukluğumuzda cehennemde neredeyse çakmak gazı olacağımızı söyleyen hocalar vardı. Vallahi yanacaksınız billahi yanacaksınız. Tabi o zaman nerede şimdiki gibi yanmaz kefenler, çizilmez teflon tabutlar(!).

Camilerden kaybolmuş gençlerin, kapılardan dönmüş gençlerin vebali de bu kaldırım vaazcılarının boynuna olsun.

Gençlerin Kulağındaki küpeye homurdanırken ayetleri karıştırana hoca denmez zaten, cami müdürü, cemaatsavar.. diyebilirim. Gençler ve çocuklar.. Şimdi bu paragraf kısık ateşte pembeleşsin diğer paragrafa geçelim.

Dün Kanalın birinde bence hoca değil “Ünlü” mamülün teki, sıçrattığı çamuru sıvazladı buyurdu.

"İnsanları camiye çekecekler. Camilere oyun alanları yapıldı. Cemaat orada namaz kılıyor, çocuklar burada oyun oynuyor. Caiz mi değil... Bunu söyleyince 'adamlar ne güzel etkinlik yapıyor' diyorlar. Senin etkinliğin batsın ya! Ne etkinliği bu. Yaptığın iş camiyi bozmak. Affedersin camiyi yarın kerhane haline getirmek."

Peki bu kaldırım ahkamcısı ne yapmaya çalışıyor? Çukurdan sesler korosuna dahil olan bu adam aslında mikrofonun kimde olmasından rahatsız? Yahu bu adamın beyin hücreleri direkt o beyinden istifa ederken, biz bu şarjı bitik üslubun sahibine hoca mı diyeceğiz? Sizin günlerdir derdiniz ne? Camiler oyun yeri olmuş caiz değilmiş, yahu senin sirk yeri olmuş zihniyetine maruz kalmak caiz mi ?

Biz sırtında torunları Hasan ile Hüseyin’le secdeye giden, kalbi çocuk yüzlü peygamberin ümmetiyiz! Sen o kafayla camiye girme yeter , çocuklara da şükür secdesi açılsın.

Biz secdeye sırtında Hasan ile Hüseyin’le giden peygamberin ümmetiyiz. Biz 5 yaşındaki Zeyd’in kuşu Nugayr ölünce ona taziyeye giden, merhamet sağanağı peygamberin ümmetiyiz.

Senin üslubun, cami ve kerhane’yi aynı cümle içinde kullanabiliyorsa, benim kalemim de şerefle seni aynı cümle içinde kullanamıyor . Yıllardır o köhnemiş, o aşağılayan ve rencide eden, rafta böcek basmış beyinlerinizdekini barkod yenileyip din diye sattınız? Nice gençler kaybedildi sizin bu kıl,tüy, küpe radarı kafalarınız yüzünden. Sıra çocuklara geldi. Ve o iğrenç, kanal atığı tanımlamayı cami kapısından içeri sokacak kadar alçaldınız. Peki mesele çocuklar mı?

Asla değil, sizin hazımsızlığınız sahurdan kalma değil milattan kalma! Din tekeli sizde olsun hatta bayilik size verilsin siz din işletin. Sizin derdiniz üzüm yemek değil, asmayı indirmek, bağcıya hırlamak.

Biri size tetikçiliğin, oruç bozacağını anlatsın. Bozuk kalple oruç tutulmayacağını anlatsın. Oruç oltaya değil kalbe gelendir.

Sizin kafa bunu anlayabilseydi, camilerden çocukları değil kaldırım ahkamcılarını uzak tutardı.