Esra Elönü’den Fatih Altaylı’ya sert sözler! ‘Ahır kapısına zil aramıyoruz…’
Filistin'e destek yürüyüşü sonrasında Kelime-i Tevhid bayrağı taşıyan adama atılan yumruğun ardından yaptığı 'Eline sağlık' paylaşımıyla gündem olan Fatih Altaylı'ya bir tepki de Esra Elönü’den geldi.
İstanbul'da düzenlenen Filistin'e destek yürüyüşünün etkileri sürüyor. Galata Köprüsü'ndeki yürüyüşün ardından elinde elinde Kelime-i Tevhid bayrağıyla dönen İsmail Aydemir'e Ege Akersoy isimli genç "Siz Arap sevicisiniz" diyerek yumruk atarken, söz konusu saldırı sosyal medyada gündem yarattı. Yaşanan olay sonrası gözaltına alınan saldırgan ifadesinin ardından serbest bırakılırken, olayla ilgili yapılan paylaşımlar tartışmaların da fitilini ateşledi.
FATİH ALTAYLI'NIN 'ELİNE SAĞLIK' PAYLAŞIMI OLAY OLDU
Özellikle gazeteci Fatih Altaylı'nın sosyal medya hesabından paylaştığı “Eline sağlık” yazılı mesajı olay oldu. Fatih Altaylı daha sonra sildiği bu mesajının nedenini açıklamadı ama sosyal medyada bu mesajı yumruğu atan kişiye söylediği iddia edildi.
Konu ile ilgili Star’daki köşesinde bir yazı kaleme alan Esra Elönü, sert ifadeler kullandı.
“Kendine dair en büyük zannı sanırım bir şey olduğuna dair inancı. Buralarda dolanıp istediğini alamayınca, plastik omuzlardan ateş etmeyi iyi bildiğinden , gündüz vakti salağa yatıp horlama kavlinden twitler atıyor” diye yazan Esra Elönü, şöyle devam etti:
“Cemil Meriç ne güzel söylüyor "Gübreden güzel çiçekler fışkırır doğru! Ama lağımdan çiçek fışkırdığı görülmüş mü?"
Galata Köprüsündeki yürüyüşe inandığı ve şahitlik ettiği Kelime-i Tevhid bayrağıyla giden, nerede olduğunun şerefini bizlere de hissettirmiş bir insana, nefret besili ahırlarınızdan saldığınız küçük başlar saldırınca ağız burun kanatınca onu kendi mağaranızdan "ELİNE SAĞLIK" diyerek cesaretlendiren çakmaklara gaz Fatih Altaylı! Cehalet bayrağı arka sokak! Kibrinin kuburuna ekmek banan sefil!
Sen golf sopasındaki eldiven!
Ya dilini bu kardeşlerimizin üzerinden çekersin kendi derende ayıkların gübreyi, ya da ağzını bezletecek bir el bulursun kendine! Şunu bil ki kemiğe dayanan sabır lavı şimdilik artçı şok sabır fayı kırılmak üzere! Enkazsın kelimelerle un ufak olmaya talipsen hurdadan un çıkmaz!
Öyle ağız burun yamultarak aşağıladığın kişilerin şerefi senin yükseklik korkun anlıyoruz! Ama yok ben zincirlerimden arındım, küfrün nefretin bendini aştım diyorsan, millet de sırf sıçrama diye eteklerini senin nefretinin sıfatından daha önemsedikleri için susuyordu bu saatten sonra hakikat konuşacak!
Ben senin taptıklarına tapacak değilim var sen de bizim taptıklarımıza tapma lakin ağzının tesisatını bozarsan sabrımız her zaman tamirci değildir. Küfür edersen küfrün heykelini dikeriz. Aşağılarsan mikroskop veririz kendini ararsın.
Adam değilsiniz diyorsun ya.. Senin ağırlandığın masadaki kürdanlar şanlı çarkımızın kırıntısına erişemez onu da seni ağırlayanlara söyle!
Çiğ süt içinde irin, çer çöp içinde yığın
Aşşağılık dediği o muazzam dehanın!
Alın teriyle söner, Yanardöner dağ olur.
Yüzlerine tükürsen zilini kapıp gelir
Kıvırır çengi gibi şeytanlığa soyunur.
Şimdi çık dışarı!”
Esra Elönü’nün ‘Ahır kapısında zil aramıyoruz rahat ol!’ başlıklı yazısı şöyle:
İnsan, karaktersizliğin ayazında üşümemiş gibi davranıyorsa ruhundaki gedik doğuştandır. Emdiği çiğ süte aroma katacak kadar gamsız insan. Şerefin sadeliğini değil çirkefliğin şatafatını cerbezesini sever. Utanmayı unuttuğundan değil hatırlamaya tenezzül etmediğinden kibrine hayran.
Uzatırsam budanacak dalı fazla kavak gibi iyisi mi şu aradan gireyim.
Kendine dair en büyük zannı sanırım bir şey olduğuna dair inancı. Buralarda dolanıp istediğini alamayınca, plastik omuzlardan ateş etmeyi iyi bildiğinden , gündüz vakti salağa yatıp horlama kavlinden twitler atıyor.
Köpeğe karşı etkili şampuanın icadına ilham bir dil, öyle yayık ayranı gibi kendine çalkalanıp nefretiyle köpüren beyin gargarası. Ne olduğunu biliyoruz ama senin fikrin senin kutbun senin tuzakların ve ruhun taziye çadırı gibidir bir kez açılır bir kez kurulur biter, bataklığında büyüttüğün sineklerin bile sana konmaya tenezzül etmeyeceği bir nefret dağınığısın.
Şimdi ne olduğunu saatlerce yazıp kağıdın şerefiyle papaz olamam. Senin o bağlı olduğun ahırlar çirkefleşme hızını kesiyormuş anladık. Leğenden bozma stüdyolarda barikatların kalkınca küfür üretme lobuna bir cesaret geldi.
Sezon başında neydin ki finaline insanlık merhamet biçelim. Bildiğin etkileşim dilencisi olmuşsunuz köhnelerden yağıyorsunuz...
Önce Gazze'de sizin salya hızınızdan daha hızlı ölen kardeşlerimizin direnişini aşağıladınız, sonra o kardeşlerimizin acısını haykıran insanların yürüyüşüne ucuz küfürlerden yokuş yapmaya çalıştınız. Bir sıkıntınız var sizin siz, aynadaki sıfatınıza döşeyeceğiniz hakaretleri sizinle hiç alakası olmayan davasının derdinde olanlara boca edemezsiniz.
Cemil Meriç ne güzel söylüyor "Gübreden güzel çiçekler fışkırır doğru! Ama lağımdan çiçek fışkırdığı görülmüş mü?"
Galata Köprüsündeki yürüyüşe inandığı ve şahitlik ettiği Kelime-i Tevhid bayrağıyla giden, nerede olduğunun şerefini bizlere de hissettirmiş bir insana, nefret besili ahırlarınızdan saldığınız küçük başlar saldırınca ağız burun kanatınca onu kendi mağaranızdan "ELİNE SAĞLIK" diyerek cesaretlendiren çakmaklara gaz Fatih Altaylı! Cehalet bayrağı arka sokak! Kibrinin kuburuna ekmek banan sefil! "Şiddeti favlayan köpek ısırmaz".. bu da dijital atasözümüz.
Sen golf sopasındaki eldiven!
Ya dilini bu kardeşlerimizin üzerinden çekersin kendi derende ayıkların gübreyi, ya da ağzını bezletecek bir el bulursun kendine! Şunu bil ki kemiğe dayanan sabır lavı şimdilik artçı şok sabır fayı kırılmak üzere! Enkazsın kelimelerle un ufak olmaya talipsen hurdadan un çıkmaz!
Öyle ağız burun yamultarak aşağıladığın kişilerin şerefi senin yükseklik korkun anlıyoruz! Ama yok ben zincirlerimden arındım, küfrün nefretin bendini aştım diyorsan, millet de sırf sıçrama diye eteklerini senin nefretinin sıfatından daha önemsedikleri için susuyordu bu saatten sonra hakikat konuşacak!
Ben senin taptıklarına tapacak değilim var sen de bizim taptıklarımıza tapma lakin ağzının tesisatını bozarsan sabrımız her zaman tamirci değildir. Küfür edersen küfrün heykelini dikeriz. Aşağılarsan mikroskop veririz kendini ararsın.
Adam değilsiniz diyorsun ya.. Senin ağırlandığın masadaki kürdanlar şanlı çarkımızın kırıntısına erişemez onu da seni ağırlayanlara söyle!
Çiğ süt içinde irin, çer çöp içinde yığın
Aşşağılık dediği o muazzam dehanın!
Alın teriyle söner, Yanardöner dağ olur.
Yüzlerine tükürsen zilini kapıp gelir
Kıvırır çengi gibi şeytanlığa soyunur.
Şimdi çık dışarı!