Eski TÜİK Başkanı Aydemir’den çarpıcı iddia! ‘Hastanelere talimat verildi...’

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve eski TÜİK Başkanı Birol Aydemir, "Korona nedeniyle ölenlerin gerçek sayısını söylemek istemiyorlar. Ama istatistiklerle oynamak ülkenin dünyadaki itibarını bitirmek demektir" dedi.

Haziran ve temmuz aylarında yayınlanmayan ölüm ve göç rakamları polemiğe neden oldu. 4,5 yıl TÜİK Başkanlığı görevini yürüten DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydemir, konuya ilişkin RS FM'de Atilla Güner'le Akşam Postası'na değerlendirmelerde bulundu.

Aydemir, "Vaka sayılarını gizlediler. Ölenleri korona diye yazmadılar. Hastanelere talimat verildi, hastanelere ölümle gelene korona yazılmadı" derken, yıllık ölüm verilerinin bu sebeple açıklanmadığını savundu.

Aydemir'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"TÜİK her yılın aralık ayında gelecek yıl hangi istatistiklerin hangi gün yayınlanacağını ilan eder. Benim başkanlığımda 4.5 yıl bu takvimden hiç şaşılmadı. Şimdi veriler açıklanmıyor, bunu açıklamamanın gerekçesi bile açıklanmıyor. Ölüm sayısının koronavirüs nedeniyle resmi olarak açıklanan rakamlardan muhtemelen çok olması nedeniyle vefat sayıları yayınlanmadı. Sağlık Bakanlığı veri vermeyince TÜİK de bilemez.

"İnsanların aklına gelen şey doğru. Korona nedeniyle ölenlerin sayısını söylemek istemiyorlar çünkü sürekli olarak verileri geciktiren, verileri yanlış söyleyen bir idare ile karşı karşıyayız. Vaka sayılarını gizlediler. Ölenleri korona diye yazmadılar. Hastanelere talimat verildi, hastanelere ölümle gelene korona yazılmadı. Ölüm sayısı çok olunca bu insanlar neden öldü diye soracaklar. Bir ülke düşünün ki ölü sayısını açıklamıyor.

"ENFLASYON AÇIKLANANIN 2,5 KATI"

"Sorun iktidarın şeffaflıktan uzaklaşması, toplumdan gerçekleri saklaması ve kendilerinin yaşadığı sanal dünyada, toplumun da o dünyada olduğunu zannetmeleri. 'Biz bu verileri açıklayamıyoruz, sebep şudur' diye halka açıklama bile yapmıyorlar. İstatistik kurumunun bağımsızlığı kalmadı. Eskiden başkanlığını yaptığım kurumun bu hale düşmesine üzülüyorum, utanıyorum. 4.5 yıl başkanlığını yaptığım dünyanın en saygın kurumları arasında getirdiğim kurumun bu hallere düşmesi, bu kadar itibarsızlaşması, kimsenin güvenmeyecek hale gelmesine üzülüyorum.

"İktidar, kurumları teker teker bitirdi. Ülkede kurumların beka sorunu var. Kurumlar bittiğinde devlet çalışmaz. Gerçekleri saklayan bir iktidar ile karşı karşıyayız. Enflasyon verileriyle oynayarak verileri düşük çıkartarak hem kurumun hem ülkenin itibarını bitiriyoruz ama farkında değiller. 2008-2009 yıllarında Yunanistan bunu yaptı ve batmanın eşiğinden döndüler. İstatistiklerle oynamak ülkenin itibarını bitirmek demektir. Türkiye'de açıklanan enflasyonun 2.5 katı enflasyon var. Ocak-temmuz arasında açıklanan yüzde 10.41 aslında yüzde 25-30 civarında. Sadece 7 aylık enflasyon. Bu rakamlara göre maaşlar hesaplanıyor. İnsanların fakirleşmesinin sebepleri bunlar. Kurumlarda ilk liyakati bitirdiler.

"LİYAKAT BİTTİ"

"Belki de çok iyi sistemleri yoktu ama bu kadar da kötü değildi. Kurumlara atanan kişilere herkesin bakması gerekiyor, bakalım gerçekten ne kadar liyakat sahibi? Kurumlarda o kadar hızlı değişim oluyor ki, kendi seçtikleri insanları bile 1 yıl olmadan değiştiriyorlar. Liyakat olmayınca sürekli insan üreten bir mekanizma var. Tam teslimiyet, tam biat istiyorlar. Devleti yönetenler kurumlardır, kurumlarda biat sistemi olabilir mi? Kurumlarda işleyiş, bürokratik gelenekler olur. Hiçbir açıklama yapılmadan bir gecede Merkez Bankası Başkanı'nın değiştiği bir ülkeden bahsediyoruz."