Eski MİT'çi Enver Altaylı'nın iddianamesinde CIA detayı!

İddianamede, Enver Altaylı’nın “devlet güvenliği açısından çok hassas sayılabilecek bilgileri dezenforme ederek yurtdışında CIA bağlantılı kişilere servis ettiği” aktarıldı.

FETÖ yöneticisi olmak ve casusluk suçlamasıyla dava açılan tutuklu eski MİT mensubu Enver Altaylı’nın 15 Temmuz darbe girişiminden 1-2 gün önce Ankara’ya geldiği ortaya çıktı.

Altaylı’nın darbe gecesi Cumhurbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın danışmanlarından Mücahit Arslan ile konuştuğu ifade edilen iddianamede, şüpheliden ele geçirilen dijital materyallerde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde bir askeri darbe ortamı hazırlamak amaçlı destabilizasyon faaliyeti yürütülmesi gerektiğine dair 18 Şubat 2016 tarihli rapor ve notlar bulunduğu ifade edildi.

‘OLÇOK’A ULAŞAMADIM’
İddianamede, gözaltına alındığında 26 Ağustos 2017’de verdiği ifadeye yer verilen Altaylı, 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde yurtdışından Ankara’ya geldiğini şöyle anlattı:

“Ben Ankara’ya sık sık dostlarımla bir araya gelmek için gelir giderim. 15 Temmuz 2016’da Ankara’da olduğumu hatırlıyorum. Bu tarihten 1-2 gün önce Ankara’ya geldiğimi hatırlıyorum. Çünkü Temmuz ayının 14’ünde Ankara’daydım. O gece Furkan Torlak, Mücahit Arslan ve eşim ile görüştüm. Önce Erol Olçok’u aradım, ulaşamayınca Mücahit Arslan’ı aradım. O da bulamamış, gecenin ilerleyen saatlerinde Erol Bey’in İstanbul’da darbe girişimi sırasında öldüğünü öğrendim. 15 Temmuz sonrasında 1-2 gün Ankara’da kaldığımı hatırlıyorum.”

GÜLEN’İN MEKTUPLARI
Şüpheli Enver Altaylı’nın konutunda birçok dijital materyal ele geçirildiği anlatılırken 14 sayfadan oluşan “Hizmet Hareketinin Siyasete Yaklaşımı Üzerine Düşünceler” başlıklı slayt sunumu bulunduğu vurgulandı.

İddianamede, “Bu materyaller içerisinde Fethullah Gülen’in eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e, dershanelerin kapatılmasına yönelik çalışmaların başladığı dönemde yazdığı değerlendirilen mektupta özetle FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü yapılanmasını müdafaa ettiği, örgütün faaliyetlerini övücü sözler sarf ettiği, destek ve uzlaşma arayışı içerisinde bulunduğu, örgüt dershanelerinin kapanmaması için talepte ve destek arayışında bulunduğu yönünde tespitte bulunulmuştur” bilgisi verildi.

SOĞUK SAVAŞ METOTLARI
Altaylı’nın İran masasında görev yapmış bulunan şüpheli Mehmet Barıner’in dezenformatif bilgiler üretme amacıyla yurtdışına kaçışını organize ettiği ifade edilen iddianamede, “devlet güvenliği açısından çok hassas sayılabilecek bilgileri dezenforme ederek yurtdışında CIA bağlantılı kişilere servis ettiği, bağlantılı olduğu ülkelerin ve devletlerin çıkarları doğrultusunda Türkiye Cumhuriyeti’nde destabilizasyon, dezenformasyon, kara propaganda ve soğuk savaş metotlarını kullanarak ülkede kaos ortamı oluşturacak nitelikte faaliyetler yürüttüğü” aktarıldı.

‘KARGAŞAYA HAZIRLIK’
İddianamede, bir dönem CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanlığını yapan Rasim Bölücek ile eski İYİ Parti sözcüsü ve şimdiki İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’nun babası Orhan Kavuncu’nun Enver Altaylı ile ilişkli olduğu öne sürüldü. İddianamede buna ilişkin “Yine bazı siyasi parti genel başkanlarının örgüt mensubu olduğu tespit edilen danışmanları aracılığıyla, bu partilere etki etme faaliyetinde bulunduğu, ürettiği raporlarda geçen jargonların ülke içinde operasyonel olarak kullanıldığı ve tıpkı 1970’li yıllarda olduğu gibi bir kargaşa ortamına hazırlık yaptığı anlaşılmıştır” denildi.

‘DARBE ORTAMI’ RAPORU
Dijital Materyal İnceleme Raporuna değinilen iddianamede, şüphelinin darbe girişiminden 5 ay önce Türkiye’de askeri darbe ortamı hazırlanmasına yönelik rapor hazırladığı belirtilerek şu tespitlere yer verildi:

“Rapora göre; şüpheli Enver Altaylı’dan ele geçirilen dijital materyallerde birçok özel ve istihbari bilgiler ile raporlar bulundu. Resimlerde CIA görevlileri, bazı uluslararası kişilerle fotoğrafları görüldü. Operasyonel İstihbarat ve İstihbarata Karşı Koyma faaliyeti sayılabilecek raporlar bulundu. Dezenformatif ve provakatif raporlar hazırlandı. Türkiye’de bir askeri darbe ortamı hazırlamak amaçlı destabilizasyon faaliyeti yürütülmesi gerektiğine dair 18 Şubat 2016 tarihli rapor ve notlar bulundu.

Notta açıkça, ‘Devlete ve devlet yönetimine karşı adım adım ve planlı olarak kamuoyunu yaratmak ve miting hazırlıklarını yapmak, bu arada da, bizimle işbirliği içinde olan, İçişleri Bakanlığı (polisin) bünyesindeki ajanlarımızı kullanarak önümüzdeki dönemde mitinglerde ve gösterilerde, polise maksimum yetki vererek aşırı kaba kuvvet kullanmasını temin etmek, böylece milletin ve en önemlisi gençlerin, devlete ve polisine karşı öfkesini artırmak’ gibi ifadeler bulunduğu tespit edidi.”

İddianamede, “dosya içerisinde yer alan harita üzerinde; özellikle darbe girişimi gecesi darbeye katılan askeri hava üsleri ile Erdoğan’ın hedef olarak tespit edildiği Marmaris Koyu, Akıncı 4. Ana Jet Üssü ve İstanbul’un simgesel olarak işaretlenmesinin, raporu hazırlayan kişilerin darbe öncesi ve sonrası olaylara ne kadar hâkim olduğunun açık bir kanıtı olduğu” vurgulandı.

(Cumhuriyet - Alican Uludağ)