Eski danışmanından Erdoğan'ı kızdıracak yazı: “Takdiri şahane ne uygun görürse..."
Karar gazetesi yazarı Akif Beki, bir dönem danışmalığını da yaptığı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı, Melih Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü'nden alınma şekli üzerinden eleştirdi.
Bir dönem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın danışmanlığını da yapan Karar gazetesi yazarı Akif Beki, kaleme aldığı son yazısında Melih Bulu’yu köşesine taşıdı.
Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü görevinden alınış şeklini değerlendiren Beki, "Kimse kendini bir şey zannetmesin herkesin iki satırlık bir buyruk kadar değeri var.” İfadelerini kullandı.
Beki, “Takdiri şahane ne uygun görürse hakkınızda hayırlısı odur diye mi?" diye de sordu.
Beki'nin yazısındaki ilgili kısım şöyle:
"Melih Bulu, Boğaziçi'nde istenmediği için değil Boğaziçi'ni hizaya getiremediği için rektörlükten alınmıştır. Fakat hakkında Resmi Gazete'de çıkan duyuruya, kendisi önce inanmakta zorlandı. Sosyal medyada verdiği ilk tepkiden, haberle başta dalga geçmesinden anlaşılıyor.
İki şeyi gösterir...
Bir; hiç beklemiyordu, şok geçirten bir sürpriz oldu.
İki; önden kulağına en ufak bir fiskos bile çalınmadı. Hiç hissettirilmedi. Ruhu dahi duymadı. Topu kalede gördü, herkes gibi Resmi Gazete ilanından öğrendi.
"Bir gece yarısı kararnamesiyle" deniyor genelde. Ama hayır, o kararname yazılıp matbaaya gönderilene dek kaç elden geçiyor. Demek ki şok etkisi uyandırmak için özel bir çaba söz konusu. Görevden alınacağı bilgisi, muhatabından büyük bir gizlilikle saklanıyor. Sızmaması, kulağına gitmemesi için tedbirler geliştiriliyor.
Bulu'ya mahsus bir durum da değil.
Konuşulanlara bakılırsa...
Yıllarca sadakatle hizmet etmiş, denileni yapmış TRT Genel Müdürü İbrahim Eren de görevden affını, bir sabah Resmi Gazete'de okudu. Naci Ağbal ise Merkez Bankası Başkanlığından azledildiğini sabaha karşı 4'te tuvalete kalktığında duydu. Gelen mesajlardan.
Niyesi kadar, nasılı da önemli.
Neyin güç gösterisi? Artık fermanla yönetilen bir tek başlılık rejiminde yaşadığımızı kanıksatmak için mi? Kimse kendini bir şey zannetmesin, herkesin iki satırlık bir buyruk kadar değeri var, bu davada kişiliklere yer yok, takdiri şahane ne uygun görürse hakkınızda hayırlısı odur diye mi?"