EŞİNİZ CIA'DE Mİ ÇALIŞIYOR? YASEMİN ÇONGAR'DAN NET VE SERT YANIT!
Taraf gazetesi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Yasemin Çongar, hakkında merak edilenleri Akşam gazetesinden Gülay Altan'a anlattı.
Çongar, eşinin CIA’de çalıştığı dedikodularına da çok net bir yanıt verdi: "Eşim CIA’de hiçbir zaman çalışmadı."
"Kocası CIA’da çalışıyor demeye meraklı olan yalancılar, o kişinin yazdığı makaleleri okusalar, oradaki eleştirileri anlasalar, zaten özür dilemeleri gerekir."
Orhan Miroğlu’nun istifasına ve sansür iddialarına da yanıt veren Çongar, "Sanırım Miroğlu Taraf’tan ayrılırken ses getirmek istedi. Kendisinden hiç beklemezdim" dedi.
İşte o röportaj:
Sizin için Yarın Dergisi’nde yazarken ABD karşıtıydı, oraya gitti ve değişti; bu da eşi vasıtasıyla oldu diyorlar...
Bu biraz komik! Liseyi ABD’den okudum. Oradan döndükten sonra Yarın Dergisi’nde çalışmaya başladım. Reagan Amerika’sından dönmüştüm, aynı Reagan Amerika’sını bugün de çok eleştiriyorum.
Bir şehir efsanesi gibi peşinizde dolaşan soruyu da sorayım; eşiniz CIA’de mi çalışıyor?
Bu doğru değil, birileri hakikatten merak ediyorsa eşimi bulsun ve onunla söyleşi yapsın. Eşim, CIA’da hiçbir zaman çalışmadı. Beni-bizi yıpratmak için o kadar çok söyleniyor ki Türkiye’de. Sadece tek bir şey söyleyeceğim: Kocamla fikirsel düzeyde pek anlaşmayız, dünyaya bakışta da pek anlaşmayız. Ve bir CIA karşıtlığı ya da ABD politikalarını eleştirmek söz konusuysa o benden daha keskin eleştiriler yapar. Benden çok daha muhalif ve solda bir insandır. Kocası CIA’da çalışıyor demeye meraklı olan yalancılar, o kişinin yazdığı makaleleri okusalar, oradaki eleştirileri anlasalar, zaten özür dilemeleri gerekir.
Taraf Gazetesi ile nasıl buluştunuz?
Soruların önüne set çeken gazetecilik kültürünü değiştirmek hakikaten her şeyi korkmadan sormak isteyen bir gazete projesi olarak ortaya çıktı Taraf. Düşünce ve kurucu babaları, beni de çağırdılar. Taraf’ın yapamadığı, eksik yaptığı, bazen yanlış yaptığı şeyler de olmuyor değil ama Türkiye’de tabuların çok daha kolay yıkılabileceğini bunun için topluca ısrarla soru soran küçücük bir grup insanın bile yeterli olabileceğini gösterdi.
HERKES BİZE PARMAK SALLIYOR
Taraf Gazetesi ile nasıl buluştunuz?
Soruların önüne set çeken gazetecilik kültürünü değiştirmek hakikaten her şeyi korkmadan sormak isteyen bir gazete projesi olarak ortaya çıktı Taraf. Düşünce ve kurucu babaları, beni de çağırdılar. Taraf’ın yapamadığı, eksik yaptığı, bazen yanlış yaptığı şeyler de olmuyor değil ama Türkiye’de tabuların çok daha kolay yıkılabileceğini bunun için topluca ısrarla soru soran küçücük bir grup insanın bile yeterli olabileceğini gösterdi.
Peki, yapılan eleştiriler...
Bir şekilde iktidarlarının, düzenlerinin, fikirlerinin, yaptıklarının sorgulanması ve ısrarla soru sorulması bazılarını çok rahatsız ediyor. Bir bakıyorsunuz Genelkurmay Başkanı çok rahatsız olmuş bize parmak sallamış, bir bakıyorsunuz Başbakan ya da bakıyorsunuz bir gazeteci aynı şeyi yapmaya kalkıyor.
TARAF OLMAYI TARAFTAR OLMAK SANIYORLAR
Peki, o parmakların öncesinde destekçisi olduğunuz kişi veya gruplar tarafından sallanması ’Hani siz bizdendiniz’ çıkışı, yıpratıcı olmuyor mu?
Niyet okumayız. ’Siz filancadan yanasınız’ diyenler doğru söylüyor, o sırada filancanın yaptığı işten yanayızdır ve bunu çok açıkça söyleyebiliriz. Ama ertesi gün o filanca bambaşka bir hayatı arzu eder ona karşı dururuz. Türkiye’de buna alışılmış değil. Taraf olmayı taraftar olmak zannediyorlar. Bir fikriniz var ve o fikir çerçevesinde hareket ediyorsunuz. ’Siz Erdoğancınsınız!’, ertesi gün ’Erdoğan düşmanları; askere yanaştınız!’, daha sonra ’Asker düşmanları, orduyu bitiriyorsunuz!’ gibi sözler bizi gülümsetiyor.
BAZI HABERLERDE HATALAR YAPTIK
Gazetecilik ilkelerini çiğnediniz mi hiç?
Hatalar yaptık bazı haberlerle ilgili. Bu oldu; bunların hiçbirini bilerek, isteyerek yapmadık. Bazen insani hatalar, bazen olanaksızlıklar nedeniyle yanıldığımız, yanıltıldığımız oldu. Ama bunun hem bir hata olduğunu söyleyecek, hem düzeltmek için gerekeni yapacak bir dirayetimiz var. İnsan kaynakları ve parasal kaynaklar anlamında diğer gazetelerin oldukça gerisinden geliyoruz ama buna rağmen ön planda bir gazete. Bizde yapılan bir hata, eksik ya da geç uyanış o çok büyük olanakları olan gazetelere göre daha çok etki uyandırıyor.
Gazetenize gelen belgeler bir dönem çok önemli davalarının seyrini değiştirdi. O belgeler nasıl gelir?Size onlar ulaştırılırken yapılan şeyin ’belki de bir toplum mühendisliği çalışmasının parçası olması ihtimali yok mu?Hala geliyor mu bu tür belgeler?
Uzun bir dönem öyleydi. Bence bu belgeler bütün gazetelere gidiyordu ve onlar bunu değerlendirmiyor, yayınlamıyordu. ’Biz yayınlayamazdık’ diyen gazeteci arkadaşlarım oldu. O dönemde yayınladığımız belgelerin doğruluğunu elimizden geldiğince test etmeye çaba gösterdik. Hiçbir zaman yüzde yüz emin olamazdık ama bunu da söyledik. Doğruluğunu araştırmak yargının konusu. O yargı süreçleri sonucunda gerçekten de o belgelerin bazılarının asılsız olduğu, bazılarının sizin dediğiniz gibi toplum mühendisliği aracılığıyla üretilmiş belgeler olduğu ortaya çıkarsa o da apayrı bir soruşturma gerektirecek.
WikiLeaks belgelerini yayınlarken bazılarını özellikle görmezden geldiniz mi?
Seçme yaptık ve seçmenin tek kıstası ’Türkiye için ne ilginç, ne güncel?’ idi. Hala o belgeler içinde görmediklerim okumadıklarım vardır; yüzde 90 kadarını okudum. WikiLeaks ile yaptığımız anlaşmanın gereği ismini vermediğimiz birkaç kişi olmuştur. WikiLeaks ile çalışan bütün gazeteler bunu yaptı hatta daha fazla yaptılar. Yayınlamadıklarımız dahil bütün belgeleri internete koyduk, hepsi açık. Bu da yapılan anlaşmanın gereğiydi. Gözden kaçmış şeyler her zaman olabilir ama bizim böyle bir kaygımız yok. Bazı şeyleri sansürlediğimiz tamamen yalan. Böyle bir derdimiz yok ama sanıyorum kafaları sürekli bu tür hesaplar yapan insanlar, sizin bu tür şeyleri gizleme derdiniz olmamasını bir türlü anlamıyor. Aptal olmamız lazım zaten açıklık üzerine yapılmış bir anlaşma gereği ortaya çıkacak belgelerde birtakım şeyleri gizlemeye çalışmak için.
ORHAN MİROĞLU’NA KESİNLİKLE SANSÜR UYGULANMADI
Orhan Miroğlu’na sansür uygulandı mı?
Kesinlikle hayır. O gün, bu konu olurken izin kullanıyordum fakat neler yaşandığını gayet iyi biliyorum. 5 bin küsur vuruşa ulaşmış bir yazıyı o günkü sayfa koşullarında kısaltması istenmiş; o da reddetmiş.
TARAF’TAN BİRAZ SES ÇIKARARAK AYRILMAK İSTİYORDU
Belli bir yeri çıksın istenmiş olabilir mi?
Kesinlikle hayır. Üstelik de maalesef Orhan Miroğlu beni hakikaten hayrete düşüren bir şekilde, internet sitelerinde yazım şu paragraf yüzünden sansür edildi diye açıklama yapmış. Yazım dediği o paragrafı bize hiçbir şekilde göndermedi. Kaldı ki sansür ettiğimizi iddia ettiği paragrafı da kesinlikle yayınlardık. Biz yazı sansür etmeyiz. Orhan Bey’i de sansür etmedik ve sanıyorum o Taraf’tan biraz ses çıkararak ayrılmak istiyordu ve maalesef doğru olmayan şeyleri söyledi ya da internet siteleri onun ağzından doğru olmayan şeylere yer verdi. Ondan beklemediğim bir tavırdı bu.
"Kocası CIA’da çalışıyor demeye meraklı olan yalancılar, o kişinin yazdığı makaleleri okusalar, oradaki eleştirileri anlasalar, zaten özür dilemeleri gerekir."
Orhan Miroğlu’nun istifasına ve sansür iddialarına da yanıt veren Çongar, "Sanırım Miroğlu Taraf’tan ayrılırken ses getirmek istedi. Kendisinden hiç beklemezdim" dedi.
İşte o röportaj:
Sizin için Yarın Dergisi’nde yazarken ABD karşıtıydı, oraya gitti ve değişti; bu da eşi vasıtasıyla oldu diyorlar...
Bu biraz komik! Liseyi ABD’den okudum. Oradan döndükten sonra Yarın Dergisi’nde çalışmaya başladım. Reagan Amerika’sından dönmüştüm, aynı Reagan Amerika’sını bugün de çok eleştiriyorum.
Bir şehir efsanesi gibi peşinizde dolaşan soruyu da sorayım; eşiniz CIA’de mi çalışıyor?
Bu doğru değil, birileri hakikatten merak ediyorsa eşimi bulsun ve onunla söyleşi yapsın. Eşim, CIA’da hiçbir zaman çalışmadı. Beni-bizi yıpratmak için o kadar çok söyleniyor ki Türkiye’de. Sadece tek bir şey söyleyeceğim: Kocamla fikirsel düzeyde pek anlaşmayız, dünyaya bakışta da pek anlaşmayız. Ve bir CIA karşıtlığı ya da ABD politikalarını eleştirmek söz konusuysa o benden daha keskin eleştiriler yapar. Benden çok daha muhalif ve solda bir insandır. Kocası CIA’da çalışıyor demeye meraklı olan yalancılar, o kişinin yazdığı makaleleri okusalar, oradaki eleştirileri anlasalar, zaten özür dilemeleri gerekir.
Taraf Gazetesi ile nasıl buluştunuz?
Soruların önüne set çeken gazetecilik kültürünü değiştirmek hakikaten her şeyi korkmadan sormak isteyen bir gazete projesi olarak ortaya çıktı Taraf. Düşünce ve kurucu babaları, beni de çağırdılar. Taraf’ın yapamadığı, eksik yaptığı, bazen yanlış yaptığı şeyler de olmuyor değil ama Türkiye’de tabuların çok daha kolay yıkılabileceğini bunun için topluca ısrarla soru soran küçücük bir grup insanın bile yeterli olabileceğini gösterdi.
HERKES BİZE PARMAK SALLIYOR
Taraf Gazetesi ile nasıl buluştunuz?
Soruların önüne set çeken gazetecilik kültürünü değiştirmek hakikaten her şeyi korkmadan sormak isteyen bir gazete projesi olarak ortaya çıktı Taraf. Düşünce ve kurucu babaları, beni de çağırdılar. Taraf’ın yapamadığı, eksik yaptığı, bazen yanlış yaptığı şeyler de olmuyor değil ama Türkiye’de tabuların çok daha kolay yıkılabileceğini bunun için topluca ısrarla soru soran küçücük bir grup insanın bile yeterli olabileceğini gösterdi.
Peki, yapılan eleştiriler...
Bir şekilde iktidarlarının, düzenlerinin, fikirlerinin, yaptıklarının sorgulanması ve ısrarla soru sorulması bazılarını çok rahatsız ediyor. Bir bakıyorsunuz Genelkurmay Başkanı çok rahatsız olmuş bize parmak sallamış, bir bakıyorsunuz Başbakan ya da bakıyorsunuz bir gazeteci aynı şeyi yapmaya kalkıyor.
TARAF OLMAYI TARAFTAR OLMAK SANIYORLAR
Peki, o parmakların öncesinde destekçisi olduğunuz kişi veya gruplar tarafından sallanması ’Hani siz bizdendiniz’ çıkışı, yıpratıcı olmuyor mu?
Niyet okumayız. ’Siz filancadan yanasınız’ diyenler doğru söylüyor, o sırada filancanın yaptığı işten yanayızdır ve bunu çok açıkça söyleyebiliriz. Ama ertesi gün o filanca bambaşka bir hayatı arzu eder ona karşı dururuz. Türkiye’de buna alışılmış değil. Taraf olmayı taraftar olmak zannediyorlar. Bir fikriniz var ve o fikir çerçevesinde hareket ediyorsunuz. ’Siz Erdoğancınsınız!’, ertesi gün ’Erdoğan düşmanları; askere yanaştınız!’, daha sonra ’Asker düşmanları, orduyu bitiriyorsunuz!’ gibi sözler bizi gülümsetiyor.
BAZI HABERLERDE HATALAR YAPTIK
Gazetecilik ilkelerini çiğnediniz mi hiç?
Hatalar yaptık bazı haberlerle ilgili. Bu oldu; bunların hiçbirini bilerek, isteyerek yapmadık. Bazen insani hatalar, bazen olanaksızlıklar nedeniyle yanıldığımız, yanıltıldığımız oldu. Ama bunun hem bir hata olduğunu söyleyecek, hem düzeltmek için gerekeni yapacak bir dirayetimiz var. İnsan kaynakları ve parasal kaynaklar anlamında diğer gazetelerin oldukça gerisinden geliyoruz ama buna rağmen ön planda bir gazete. Bizde yapılan bir hata, eksik ya da geç uyanış o çok büyük olanakları olan gazetelere göre daha çok etki uyandırıyor.
Gazetenize gelen belgeler bir dönem çok önemli davalarının seyrini değiştirdi. O belgeler nasıl gelir?Size onlar ulaştırılırken yapılan şeyin ’belki de bir toplum mühendisliği çalışmasının parçası olması ihtimali yok mu?Hala geliyor mu bu tür belgeler?
Uzun bir dönem öyleydi. Bence bu belgeler bütün gazetelere gidiyordu ve onlar bunu değerlendirmiyor, yayınlamıyordu. ’Biz yayınlayamazdık’ diyen gazeteci arkadaşlarım oldu. O dönemde yayınladığımız belgelerin doğruluğunu elimizden geldiğince test etmeye çaba gösterdik. Hiçbir zaman yüzde yüz emin olamazdık ama bunu da söyledik. Doğruluğunu araştırmak yargının konusu. O yargı süreçleri sonucunda gerçekten de o belgelerin bazılarının asılsız olduğu, bazılarının sizin dediğiniz gibi toplum mühendisliği aracılığıyla üretilmiş belgeler olduğu ortaya çıkarsa o da apayrı bir soruşturma gerektirecek.
WikiLeaks belgelerini yayınlarken bazılarını özellikle görmezden geldiniz mi?
Seçme yaptık ve seçmenin tek kıstası ’Türkiye için ne ilginç, ne güncel?’ idi. Hala o belgeler içinde görmediklerim okumadıklarım vardır; yüzde 90 kadarını okudum. WikiLeaks ile yaptığımız anlaşmanın gereği ismini vermediğimiz birkaç kişi olmuştur. WikiLeaks ile çalışan bütün gazeteler bunu yaptı hatta daha fazla yaptılar. Yayınlamadıklarımız dahil bütün belgeleri internete koyduk, hepsi açık. Bu da yapılan anlaşmanın gereğiydi. Gözden kaçmış şeyler her zaman olabilir ama bizim böyle bir kaygımız yok. Bazı şeyleri sansürlediğimiz tamamen yalan. Böyle bir derdimiz yok ama sanıyorum kafaları sürekli bu tür hesaplar yapan insanlar, sizin bu tür şeyleri gizleme derdiniz olmamasını bir türlü anlamıyor. Aptal olmamız lazım zaten açıklık üzerine yapılmış bir anlaşma gereği ortaya çıkacak belgelerde birtakım şeyleri gizlemeye çalışmak için.
ORHAN MİROĞLU’NA KESİNLİKLE SANSÜR UYGULANMADI
Orhan Miroğlu’na sansür uygulandı mı?
Kesinlikle hayır. O gün, bu konu olurken izin kullanıyordum fakat neler yaşandığını gayet iyi biliyorum. 5 bin küsur vuruşa ulaşmış bir yazıyı o günkü sayfa koşullarında kısaltması istenmiş; o da reddetmiş.
TARAF’TAN BİRAZ SES ÇIKARARAK AYRILMAK İSTİYORDU
Belli bir yeri çıksın istenmiş olabilir mi?
Kesinlikle hayır. Üstelik de maalesef Orhan Miroğlu beni hakikaten hayrete düşüren bir şekilde, internet sitelerinde yazım şu paragraf yüzünden sansür edildi diye açıklama yapmış. Yazım dediği o paragrafı bize hiçbir şekilde göndermedi. Kaldı ki sansür ettiğimizi iddia ettiği paragrafı da kesinlikle yayınlardık. Biz yazı sansür etmeyiz. Orhan Bey’i de sansür etmedik ve sanıyorum o Taraf’tan biraz ses çıkararak ayrılmak istiyordu ve maalesef doğru olmayan şeyleri söyledi ya da internet siteleri onun ağzından doğru olmayan şeylere yer verdi. Ondan beklemediğim bir tavırdı bu.