Ertuğrul Özkök'ten Yavuz Bingöl'e sert tepki: Neyse ki bu defa dolmuş şoförleri kurtuldu!
Şarkıcı Yavuz Bingöl dün verdiği röportajda, "Ben manav Mehmet Efendi değilim. Bilinçli bir seçmenim." demişti.
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, şarkıcı Yavuz Bingöl’ün AKP seçmeni olmakla ilgili yaptığı, “Ben manav Mehmet Efendi değilim. Bilinçli bir seçmenim” yorumunu eleştirdi.
Manken Aysun Kayacı’nın yıllar önce söylediği “Dağdaki çobanın oyuyla benimki bir mi” sözlerini hattırlatan Özkök, “Demek ki vatandaşlık bilinci açısından 15 yılda, “dağdaki çobandan, şehirdeki manava” gelmişiz” yorumunda bulundu.
Bingöl’ün “200 yıldır Chopin dinlemekten bıktım” açıklamasına da değinen Özkök, “Benim bildiğim saraydaki Abdülhamid dinliyordu da senin doğduğun yerde 200 yıldır Chopin dinleyen kim varsa şöyle parmak hesabıyla bir saysana” ifadesini kullandı.
Ertuğrul Özkök’ün Hürriyet gazetesinde bugün yayımlanan köşe yazısı şöyle:
"Dün Posta gazetesinde Oya Çınar’a verdiğin mülakatı dikkatle okudum.
Samimi söylüyorum samimi bir mülakat olmuş...
Uzlaştırıcı sözler söylüyorsun...
Çok açık olmasa da kendinin de dolduruşa geldiğini kabul ediyorsun...
Samimi buldum, sevdim bu mülakatı...
***
Ama hazır yumrukları açmış, gardı indirmişken... Hazır güzel güzel konuşmaya başlamışken...
Şimdi iki arkadaş, kahveleri koyalım önümüze, gel biraz sohbet edelim...
Mülakatta şöyle bir şey demişsin:
“Ben manav Mehmet değil, bilinçli bir seçmenim...”
Buna benzer bir cümleyi hatırladın mı...
Ben hatırlatayım...
Şu cümlenin on santim ötesi şöyle:
“Benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir mi...”
Zavallı Aysun’un bu cümle yüzünden hayatı kaymıştı...
Yani onun biraz daha zarifi olmuş be arkadaşım...
Demek ki vatandaşlık bilinci açısından 15 yılda, “dağdaki çobandan, şehirdeki manava” gelmişiz...
Neyse ki bu defa dolmuş şoförleri kurtuldu...
***
Yavuzcuğum dur işimiz bitmedi... Helalleşeceğiz bugün...
Aynı mülakatta diyorsun ki: “Onlar da (Batı) 200 yıldır Chopin çalıyorlar. Tamam güzel ama ben de 200 yıldır Chopin dinlemekten bıktım.”
Yahu Yavuz sen ki “manav değilsin”, bilinçli bir insansın, çok demode, çok klasik ve banal bir klişe değil mi bu söylediğin...
Hani bizim Sinan’ın (Çetin) uydurduğu o jandarma zoruyla klasik müzik dinletilen zavallı Türk köylüsü mavalı vardı ya...
İşte onun gibi bir şey...
Elini kalbine koy da söyle Allah aşkına...
Tamam onlar 200 yıldır Chopin çalıyor da bu ülke 200 yıldır onu mu dinliyor?
Benim bildiğim saraydaki Abdülhamid dinliyordu da senin doğduğun yerde 200 yıldır Chopin dinleyen kim varsa şöyle parmak hesabıyla bir saysana...
***
Dur Yavuz, kaçma...
Kahve de bitmedi. Muhabbet de...
Mülakatta Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte bir kampanya sürdürdüğünüzü açıklıyorsun.
8 bin okulun her birine 20 bağlama, bir piyano konulacakmış.
Alkışlıyorum...
Onu anladım da şunu anlamadım.
Niye bir piyano, 20 bağlama...
Mesela niye gitar yok, vurmalı sazlar yok...
Sakın bana “Bağlamaya ilgi büyük ondan” deme...
Dün itibariyle Spotify, Apple Music, Deezer, Fizy ve öteki müzik platformlarındaki Top 50 viral ve normal listelerine bak.
Bak bakalım kaç tane bağlama ile çalınmış şarkı göreceksin...
Acaba devlet “Zorla Chopin dinletme” politikasından vazgeçip zorla bağlama çaldırma politikasına mı geçecek...
Haa bir de çok sevdiğim son albümündeki çok sevdiğim “Gül-i zar” mesela...
Girişte perdesiz gitara benzetilmiş bir elektrobağlama var ama arkada gitar ve çello...
Aman ha sınıfta “Gül-i zar” çalmak isteyen çocuk da çıkabilir...
Neme lazım bakanlık vermese bile sen cebinden koy, bir de gitar, hatta çello ekle listeye...
***
Tamam şimdi bitiriyorum...
Sevgili Yavuz, diyorsun ki: “Tüm dünyada sol hasta şu an. Hepsi hasta. O hastalıklı bölgenin oradan alınması gerekiyor. Niye yoklar?”
Yahu arkadaşım, dünyanın başka yerlerinde çok ciddi siyasi bilimciler tam aksini söylüyor.
Şu durmadan Türkiye’ye saydıran Trump’a bakıp “Bugün dünyamızda asıl hasta olan sol değil sağdır” diyorlar...
Canım ne farkı var dersen şu farkı var.
Sol hasta olunca dünyanın başına Stalinizm, Kızıl Kmercilik, Gulag belaları geliyor.
Trajedidir...
Sağ hasta olunca Allah göstermesin daha beteri geliyor. Felaket ötesidir yani."
Manken Aysun Kayacı’nın yıllar önce söylediği “Dağdaki çobanın oyuyla benimki bir mi” sözlerini hattırlatan Özkök, “Demek ki vatandaşlık bilinci açısından 15 yılda, “dağdaki çobandan, şehirdeki manava” gelmişiz” yorumunda bulundu.
Bingöl’ün “200 yıldır Chopin dinlemekten bıktım” açıklamasına da değinen Özkök, “Benim bildiğim saraydaki Abdülhamid dinliyordu da senin doğduğun yerde 200 yıldır Chopin dinleyen kim varsa şöyle parmak hesabıyla bir saysana” ifadesini kullandı.
Ertuğrul Özkök’ün Hürriyet gazetesinde bugün yayımlanan köşe yazısı şöyle:
"Dün Posta gazetesinde Oya Çınar’a verdiğin mülakatı dikkatle okudum.
Samimi söylüyorum samimi bir mülakat olmuş...
Uzlaştırıcı sözler söylüyorsun...
Çok açık olmasa da kendinin de dolduruşa geldiğini kabul ediyorsun...
Samimi buldum, sevdim bu mülakatı...
***
Ama hazır yumrukları açmış, gardı indirmişken... Hazır güzel güzel konuşmaya başlamışken...
Şimdi iki arkadaş, kahveleri koyalım önümüze, gel biraz sohbet edelim...
Mülakatta şöyle bir şey demişsin:
“Ben manav Mehmet değil, bilinçli bir seçmenim...”
Buna benzer bir cümleyi hatırladın mı...
Ben hatırlatayım...
Şu cümlenin on santim ötesi şöyle:
“Benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir mi...”
Zavallı Aysun’un bu cümle yüzünden hayatı kaymıştı...
Yani onun biraz daha zarifi olmuş be arkadaşım...
Demek ki vatandaşlık bilinci açısından 15 yılda, “dağdaki çobandan, şehirdeki manava” gelmişiz...
Neyse ki bu defa dolmuş şoförleri kurtuldu...
***
Yavuzcuğum dur işimiz bitmedi... Helalleşeceğiz bugün...
Aynı mülakatta diyorsun ki: “Onlar da (Batı) 200 yıldır Chopin çalıyorlar. Tamam güzel ama ben de 200 yıldır Chopin dinlemekten bıktım.”
Yahu Yavuz sen ki “manav değilsin”, bilinçli bir insansın, çok demode, çok klasik ve banal bir klişe değil mi bu söylediğin...
Hani bizim Sinan’ın (Çetin) uydurduğu o jandarma zoruyla klasik müzik dinletilen zavallı Türk köylüsü mavalı vardı ya...
İşte onun gibi bir şey...
Elini kalbine koy da söyle Allah aşkına...
Tamam onlar 200 yıldır Chopin çalıyor da bu ülke 200 yıldır onu mu dinliyor?
Benim bildiğim saraydaki Abdülhamid dinliyordu da senin doğduğun yerde 200 yıldır Chopin dinleyen kim varsa şöyle parmak hesabıyla bir saysana...
***
Dur Yavuz, kaçma...
Kahve de bitmedi. Muhabbet de...
Mülakatta Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte bir kampanya sürdürdüğünüzü açıklıyorsun.
8 bin okulun her birine 20 bağlama, bir piyano konulacakmış.
Alkışlıyorum...
Onu anladım da şunu anlamadım.
Niye bir piyano, 20 bağlama...
Mesela niye gitar yok, vurmalı sazlar yok...
Sakın bana “Bağlamaya ilgi büyük ondan” deme...
Dün itibariyle Spotify, Apple Music, Deezer, Fizy ve öteki müzik platformlarındaki Top 50 viral ve normal listelerine bak.
Bak bakalım kaç tane bağlama ile çalınmış şarkı göreceksin...
Acaba devlet “Zorla Chopin dinletme” politikasından vazgeçip zorla bağlama çaldırma politikasına mı geçecek...
Haa bir de çok sevdiğim son albümündeki çok sevdiğim “Gül-i zar” mesela...
Girişte perdesiz gitara benzetilmiş bir elektrobağlama var ama arkada gitar ve çello...
Aman ha sınıfta “Gül-i zar” çalmak isteyen çocuk da çıkabilir...
Neme lazım bakanlık vermese bile sen cebinden koy, bir de gitar, hatta çello ekle listeye...
***
Tamam şimdi bitiriyorum...
Sevgili Yavuz, diyorsun ki: “Tüm dünyada sol hasta şu an. Hepsi hasta. O hastalıklı bölgenin oradan alınması gerekiyor. Niye yoklar?”
Yahu arkadaşım, dünyanın başka yerlerinde çok ciddi siyasi bilimciler tam aksini söylüyor.
Şu durmadan Türkiye’ye saydıran Trump’a bakıp “Bugün dünyamızda asıl hasta olan sol değil sağdır” diyorlar...
Canım ne farkı var dersen şu farkı var.
Sol hasta olunca dünyanın başına Stalinizm, Kızıl Kmercilik, Gulag belaları geliyor.
Trajedidir...
Sağ hasta olunca Allah göstermesin daha beteri geliyor. Felaket ötesidir yani."