Ertuğrul Özkök'ten o haberlere sert eleştiri: Kabataş kadar feci bir yalanlar zinciri!

Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, Büyükada davası ile ilgili yapılan haberlere eleştiri getirdi.

Büyükada'da toplantı yaptıkları otelde 5 Temmuz’da gözaltına alınan Uluslararası Af Örgütü Türkiye, Yurttaşlık Derneği ve İnsan Hakları Gündemi Derneği temsilcilerinin de aralarında bulunduğu 8’i tutuklu 11 sanık, ilk duruşmada serbest kalmışlardı. Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, gözaltılar devam ederken yapılan haberleri eleştirdi.

Ertuğrul Özkök'ün "Kabataş kadar feci bir yalanlar zinciri" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:

15 Temmuz gecesi Büyükada’daki Splendid Oteli’nde bir toplantı için bir araya gelen insanlar için yazılanları hatırlayın.

O günlerde iktidar yanlısı basında şöyle yazılmıştı:

Haklarındaki iddia “15 Temmuz darbesini planlamak için toplandılar”.

Bakın bu iddianın arkasından ne devamından ne yalanlar çıktı.

YALAN 1

HAPİSTEKİ AZILI KATİLİ ORADA DİYE YAZDILAR


- Cezaevindeki katili orada diye ilan ettiler. Toplantıya katılanlardan birinin Amerika’dan 15 Temmuz darbesinde kullanılmak üzere getirtilen Scott Lee Peterson adlı bir katil olduğunu günlerce yazdılar.
Adamın Amerika’da San Quentin Hapishanesi’nde yattığı ortaya çıktı.

YALAN 2

‘GRAHAM FULLER HELİKOPTERLE DEDEAĞAÇ’A KAÇIRILDI’ DEDİLER


- Darbe gecesi CIA görevlisi Graham Fuller’in de o toplantıda olduğunu yazdılar.

Güya adam oradan gizlice helikopterle kaçırılıp Yunanistan’da Dedeağaç’a indirilmişti.

Oysa o günden bu yana 100’e yakın darbe iddianamesi hazırlandı.

Hiçbirinde böyle bir bilgi yoktu.

YALAN 3

‘PENSİLVANYA ÇANI BIRAKTILAR’ DEDİLER


- “Toplantıya katılanlar 19 Temmuz’da otelden ayrılırken resepsiyoniste üzerinde Pensilvanya yazılı bir çan bıraktılar” diye yazdılar.

Bir CIA ajanı düşünün, darbe için Türkiye’ye geliyor. Otele pasaportunu verip kaydını yaptırıyor. Sonra darbe başarısız olduktan sonra üç gün bekliyor, otelinden ayrılırken de arkasında delil olarak üzerinde Pensilvanya yazan bir çan bırakıyor.

Herhalde bunlar dünyanın en geri zekâlı darbe planlayıcılarıydılar.

YALAN 4

‘SPLENDİD OTELİ İNGİLİZ KARARGÂHIYDI’ YALANI


- Senaryolarını kuvvetlendirmek için şunu da yazdılar.

“Splendid Palas Oteli’nin sahipleri Yahudi kökenli Türk aileler” ve otel “Çanakkale Savaşı’nda yabancı kuvvetlere komuta eden İngilizler tarafından karargâh olarak kullanıldı.”

Oysa 1908’de açılan otelin sahibi Gazi Osman Paşa ile Plevne’de omuz omuza savaşan Sakızlı Müşir Kazım Paşa idi. Ayrıca Atatürk Samsun’a geçmeden önce bu otele gelmişti ve orada dans ederken çekilmiş fotoğrafları vardı.

YALAN 5

‘GİZLİCE TOPLANDILAR’ YALANI BÖYLE ÇÖKTÜ


- “Gizlice toplandılar” diye yazdılar

Oysa Türkiye’nin de yakından tanıdığı iki ciddi araştırma kuruluşunun düzenlediği bir toplantıydı.

Programı aylar önceden belli olmuş, tarihi bir kez ertelenmiş programın amacı, kuruluşun internet sitesinden aylarca önce açıklanmıştı.

Konusu “2015 Temmuz ayında İran ile varılan nükleer anlaşmanın birinci yıldönümünde İran ve bölgedeki gelişmeleri konuşmak”tı.

Gizlice toplandılar dedikleri insanların bir bölümü eşleri ve nişanlıları ile gelmişti.

YALAN 6

‘KAÇTI’ DEDİKLERİ İNSANLAR 2 GÜN BOYUNCA OTELDEYDİ


- DARBENİN ertesi günü, GPOT’un (Global Political Trends Center) başkanı Mensur Akgün, darbeyi kınayan bir konuşma yapmış, sonra da iki gün boyunca planlanan altı oturum yapılmıştı. Katılımcılardan yurtdışından gelenler de toplantıların ardından sorunsuz olarak ülkelerine dönmüşlerdi.

Günlerce bu manşetler atıldı. İnsanlar karalandı, ama o toplantı ile ilgili hiçbir dava açılmadı.
Yıldıray Oğur bu yalanlar zincirinin çok etkileyici bir listesini çıkarmış.

Ama yaptığı bir iş daha var. Aynı gazeteler o olaydan tam bir yıl sonra ikinci bir Büyükada toplantısı senaryosu daha ortaya attılar.

Güya darbenin birinci yılında Büyükada’da yine bir toplantı yapılmıştı.

Yarın da size Büyükada masalının ikinci bölümünü anlatacağım. Ona da çok şaşıracaksınız.

BÜYÜKADA YALANCILARI SİZE KÖTÜ BİR HABERİM VAR

- GÖRECEKSİNİZ ki yöntemler hiç değişmiyor...

Ayrıca bu ikinci dalgada tutuklanan Osman Kavala’yı daha savcılar açıklama bile yapmamışken anında linç etmeye başlayan gazetelere ve bu davanın savcılarına kötü bir haberim var.
Onu da yarına anlatacağım.