Ertuğrul Özkök'ten Nazlı Ilıcak tepkisi: Şu fotoğrafın bir fincan kahve kadar hatırı yok mu?
Ertuğrul Özkök, Nazlı Ilıcak’ın FETÖ soruşturması kapsamında tutukluluğunun devam etmesine tepki gösterdi.
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, 17 Nisan 1999 seçimlerinde Fazilet Partisi’nden milletvekili seçilerek başörtüsüyle TBMM’ye giren ve dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in “Bu hanıma haddini bildiriniz” sözleriyle tepki gösterdiği Merve Kavakçı'nın yanında duran Nazlı Ilıcak’ın FETÖ soruşturması kapsamında tutukluluğunun devam etmesine tepki gösterdi.
"Türkiye'nin ve benim de utanç gecemdi" diyen Özkök, "Meclis’e başörtüsüyle giren bir kadın milletvekili, neredeyse sille tokat dışarı çıkarılmış ve biz laikler de sesimizi çıkarmamış, hatta kadın milletvekilini eleştirmiştik. O gece sadece bir kadın milletvekili vardı onu destekleyen... Ve o da başı açık bir milletvekiliydi. Nazlı Ilıcak’tı o... Beklerdim ki, bu fotoğrafın bir fincan kahve kadar hatırı olsun" dedi.
Özkök, "Merve Kavakçı artık tıpkı Ergenekon kumpasındaki gibi cezaya dönüşmeye başlamış tutukluğunda onu ziyaret etsin, küçük bir 'Geçmiş olsun' desin. Yok, sadece küçücük bir “Keşke” yazısıyla geçiştirdi" ifadesini kullandı.
Özkök'ün Hürriyet'te "Şu fotoğrafın bir fincan kahve kadar hatırı yok mu" başlığıyla yayımlanan (7 Ekim 2016) yazısından bazı bölümler şöyle:
O günü hatırlıyorum.
2 Mayıs 1999 günü...
Türkiye’nin utanç gecelerinden biriydi.
***
Benim de utanç gecemdi...
Meclis’e başörtüsüyle giren bir kadın milletvekili, neredeyse sille tokat dışarı çıkarılmış ve biz laikler de sesimizi çıkarmamış, hatta kadın milletvekilini eleştirmiştik.
***
O gece orada o kadının arkasında Refah Partisi’nin erkek milletvekilleri bile durmamıştı.
***
Sadece bir kadın milletvekili vardı onu destekleyen...
Ve o da başı açık bir milletvekiliydi.
Nazlı Ilıcak’tı o...
***
Milletvekilliğini kaybetme pahasına yanında durmuştu Merve Kavakçı’nın...
***
- O Nazlı Ilıcak ki, 27 Mayıs’ta askeri darbeye karşı savaşmış...
- 12 Eylül’de askeri darbeye karşı savaşmış...
- 28 Şubat’taki haksızlıklara karşı durmuş kadındı.
- Bir dönemin utanç belgesi olan ‘Andıç’ olayını ortaya çıkaran kadındı.
Beklerdim ki, bu fotoğrafın bir fincan kahve kadar hatırı olsun...
Merve Kavakçı artık tıpkı Ergenekon kumpasındaki gibi cezaya dönüşmeye başlamış tutukluğunda onu ziyaret etsin, küçük bir “Geçmiş olsun” desin....
***
Yok, sadece küçücük bir “Keşke” yazısıyla geçiştirdi.
“Keşke Nazlı abla FETÖ’cü olmasaydı...” cümlesine sığdırılmış bir geçiştirme...
***
Nazlı Ilıcak hakkında henüz düzenlenmiş bir iddianame bile yok...
Ama o, Meclis’teki tek yoldaşını şimdiden mahkûm etmiş, cezasını bile vermiş.
***
Oysa, siyaset geçici bir şey...
En büyük düşmanlıklar içinde bile insan yanımızdan bir şeyler kalmalı...
Yazının tamamı için tıklayın
"Türkiye'nin ve benim de utanç gecemdi" diyen Özkök, "Meclis’e başörtüsüyle giren bir kadın milletvekili, neredeyse sille tokat dışarı çıkarılmış ve biz laikler de sesimizi çıkarmamış, hatta kadın milletvekilini eleştirmiştik. O gece sadece bir kadın milletvekili vardı onu destekleyen... Ve o da başı açık bir milletvekiliydi. Nazlı Ilıcak’tı o... Beklerdim ki, bu fotoğrafın bir fincan kahve kadar hatırı olsun" dedi.
Özkök, "Merve Kavakçı artık tıpkı Ergenekon kumpasındaki gibi cezaya dönüşmeye başlamış tutukluğunda onu ziyaret etsin, küçük bir 'Geçmiş olsun' desin. Yok, sadece küçücük bir “Keşke” yazısıyla geçiştirdi" ifadesini kullandı.
Özkök'ün Hürriyet'te "Şu fotoğrafın bir fincan kahve kadar hatırı yok mu" başlığıyla yayımlanan (7 Ekim 2016) yazısından bazı bölümler şöyle:
O günü hatırlıyorum.
2 Mayıs 1999 günü...
Türkiye’nin utanç gecelerinden biriydi.
***
Benim de utanç gecemdi...
Meclis’e başörtüsüyle giren bir kadın milletvekili, neredeyse sille tokat dışarı çıkarılmış ve biz laikler de sesimizi çıkarmamış, hatta kadın milletvekilini eleştirmiştik.
***
O gece orada o kadının arkasında Refah Partisi’nin erkek milletvekilleri bile durmamıştı.
***
Sadece bir kadın milletvekili vardı onu destekleyen...
Ve o da başı açık bir milletvekiliydi.
Nazlı Ilıcak’tı o...
***
Milletvekilliğini kaybetme pahasına yanında durmuştu Merve Kavakçı’nın...
***
- O Nazlı Ilıcak ki, 27 Mayıs’ta askeri darbeye karşı savaşmış...
- 12 Eylül’de askeri darbeye karşı savaşmış...
- 28 Şubat’taki haksızlıklara karşı durmuş kadındı.
- Bir dönemin utanç belgesi olan ‘Andıç’ olayını ortaya çıkaran kadındı.
Beklerdim ki, bu fotoğrafın bir fincan kahve kadar hatırı olsun...
Merve Kavakçı artık tıpkı Ergenekon kumpasındaki gibi cezaya dönüşmeye başlamış tutukluğunda onu ziyaret etsin, küçük bir “Geçmiş olsun” desin....
***
Yok, sadece küçücük bir “Keşke” yazısıyla geçiştirdi.
“Keşke Nazlı abla FETÖ’cü olmasaydı...” cümlesine sığdırılmış bir geçiştirme...
***
Nazlı Ilıcak hakkında henüz düzenlenmiş bir iddianame bile yok...
Ama o, Meclis’teki tek yoldaşını şimdiden mahkûm etmiş, cezasını bile vermiş.
***
Oysa, siyaset geçici bir şey...
En büyük düşmanlıklar içinde bile insan yanımızdan bir şeyler kalmalı...
Yazının tamamı için tıklayın