Ertuğrul Özkök'ten köşe yazarlarına yeni yıl tavsiyesi: Kaleminizi sivriltmeyin!

Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, bugünkü yazısında "Yarın yeni yıla girince kalemimi kıracak mıyım" ara başlıklı köşe yazısında "Kaleminizi sivriltmeyin. Çünkü sivrilttikçe hem kendinizi hem ülkenizi tüketiyorsunuz." ifadeleri ile tavsiyelerde bulundu.

Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök bugunkü yazısında bir yazarın ‘kaleme’ bütün bağnazlıkları, katı inançları ve değişmezleri yüklemeye çalışırsa bazı şeyleri göremeyeceğini savundu. Özkök yazısında, kalemini sivriltenlerin hem kendilerini hem de ülkeyi tükettiklerini öne sürdü.

Ertuğrul Özkök “Kalem sizin elinizdedir, ama öteki elinizde de bir kalemtıraş vardır. Bir elinizle yaza yaza ucunu yuvarlaklaştırırken, öteki elinizdeki kalemtıraşla sivriltirsiniz. Size her gün ‘Hadi aslanım’ diyerek egonuzu şişiren kalemtıraşı bir dost bilirsiniz de, aslında bir iblis olduğunu ve onunla ölümcül bir kontrat imzaladığınızı, o kalemi sivriltirken, her gün biraz daha bitirdiğinizi hiç göremezsiniz” ifadesini kullandı.

Hayatı boyunca kaleme anlam yüklemediğini ve tapınmadığını dile getiren Özkök, “İşte o nedenle, yarın, 21’inci yüzyılın üçüncü 10 yılı başlarken bana 'Kalemini kırar mısın' diye sorsalar şu cevabı veririm: Kaleminizi sivriltmeyin. Çünkü sivrilttikçe hem kendinizi hem ülkenizi tüketiyorsunuz. Neticede hep ve tek kazanan, üç kuruşluk alelade bir kalemtıraş oluyor” görüşünü savundu.

İşte o yazı

YARIN YENİ YILA GİRİNCE KALEMİMİ KIRACAK MIYIM

PELLEGRİNO tarafından dünyanın en iyi 26’ncı restoranı seçilen Chicago’daki “Alinea”nın şefi Grant Achatz soruyor:

“Şefin en önemli aracı bıçak mıdır?”

“Hayır” diyor...

*

Ben de aynı şeyi kendi kendime soruyorum. Bir yazarın en önemli aracı keskin ve sivri bir kalem midir...

*

Kalem dediğiniz nesneye, bütün bağnazlıkları, katı inançları, değişmezliği yüklemeye çalışırsanız...

Bazı şeyleri görmez, göremezsiniz...

*

Mesela, hiç düşünmezsiniz ki...

Kalem sizin elinizdedir, ama öteki elinizde de bir kalemtıraş vardır.

Bir elinizle yaza yaza ucunu yuvarlaklaştırırken, öteki elinizdeki kalemtıraşla sivriltirsiniz...

Size her gün “Hadi aslanım” diyerek egonuzu şişiren kalemtıraşı bir dost bilirsiniz de, aslında bir iblis olduğunu ve onunla ölümcül bir kontrat imzaladığınızı, o kalemi sivriltirken, her gün biraz daha bitirdiğinizi hiç göremezsiniz.

Hayatım boyunca kaleme hiç böyle anlamlar yüklemedim... Onu bir totem haline getirip tapınmadım...

*

İşte o nedenle, yarın, 21’inci yüzyılın üçüncü 10 yılı başlarken bana “Kalemini kırar mısın” diye sorsalar şu cevabı veririm:

Kaleminizi sivriltmeyin...

Çünkü sivrilttikçe hem kendinizi hem ülkenizi tüketiyorsunuz...

*

Neticede hep ve tek kazanan, üç kuruşluk alelade bir kalemtıraş oluyor...