Ertuğrul Özkök'ten Hilal Kaplan'ın o yazısına ilginç yorum: Bu mesele beni aşar kardeşim!
Benim saf kafam, iki yazarın müddeiumumi edasıyla parmağını Başbakan’a uzatıp, “Suçlu ayağa kalk” tavrını anlamıyor.
"Aman ha... Yanlış anlamayın. Sakın bana 'Fitneci' falan demeyin..." diyen Ertuğrul Özkök Sabah yazarı Hilal Kaplan'ın dün köşesinden "Davutoğlu, Erdoğan'a karşı fitne ateşine odun attı!" sözlerine Bu iş beni aşar kardeşim yorumu yaptı.
Özkök, isim vermeden "Cumhurbaşkanı'na yakın bir Sabah yazarı" dediği Hilal Kaplan'ın yazısı için "Benim saf kafam, iki yazarın müddeiumumi edasıyla parmağını Başbakan’a uzatıp, “Suçlu ayağa kalk” tavrını anlamıyor." dedi ama eklemeyi de ihmal etmedi: "Yine de ben fazla bulaşmayayım. Belli ki orada ciddi bir mesele var Ve bu mesele beni aşar."
İşte Özkök'ün köşesinde yazdıklarından dikkat çeken bir bölüm:
"Ben fark etmemişim...
Olayı dün Cumhurbaşkanı’na yakın Sabah gazetesinin bir köşesinde okudum.
Aynen aktarıyorum.
***
Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz iki hafta önce, Alman Bild am Sonntag gazetesine verdiği röportajda, Türkiye-AB arasında varılan ‘Geri Kabul Anlaşması’na dair sorulan soruya şu cevabı vermiş:
“Biz Erdoğan’la anlaşmadık, Türkiye Cumhuriyeti ile anlaştık. Biz Davutoğlu yönetimindeki hükümetle müzakere ediyoruz. Oldukça ciddi bir ortak.”
***
Cumhurbaşkanı’na yakın yazarın yorumu şu:
Bu sözün anlamı, ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’na ‘ciddiyetsizlik’ ithamında bulunmak, muhatapları olmadığını ilan etmektir.”
***
Yazar, aynı gazeteden bir başka köşe yazarını da yanına alarak soruyor:
“Hükümet bu iddiaya neden sessiz kalıyor?”
***
Benim saf kafam, iki yazarın müddeiumumi edasıyla parmağını Başbakan’a uzatıp, “Suçlu ayağa kalk” tavrını anlamıyor.
***
- Çünkü AB temsilcisinin lafı bana, ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin bir başbakanı vardır” cümlesi kadar normal geliyor
- Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Anayasası böyle yazıyor ve onu muhatap almaları bana çok normal geliyor.
- Çünkü kendi kendime soruyorum:
Türkiye, Almanya ile ilgili meselelerinde kimi muhatap alıyor?
Almanya Cumhurbaşkanı’nı mı, yoksa Başbakan Merkel’i mi?
***
Yine de ben fazla bulaşmayayım.
Belli ki orada ciddi bir mesele var.
Ve bu mesele beni aşar."
ÖZKÖK'ÜN YAZISININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Özkök, isim vermeden "Cumhurbaşkanı'na yakın bir Sabah yazarı" dediği Hilal Kaplan'ın yazısı için "Benim saf kafam, iki yazarın müddeiumumi edasıyla parmağını Başbakan’a uzatıp, “Suçlu ayağa kalk” tavrını anlamıyor." dedi ama eklemeyi de ihmal etmedi: "Yine de ben fazla bulaşmayayım. Belli ki orada ciddi bir mesele var Ve bu mesele beni aşar."
İşte Özkök'ün köşesinde yazdıklarından dikkat çeken bir bölüm:
"Ben fark etmemişim...
Olayı dün Cumhurbaşkanı’na yakın Sabah gazetesinin bir köşesinde okudum.
Aynen aktarıyorum.
***
Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz iki hafta önce, Alman Bild am Sonntag gazetesine verdiği röportajda, Türkiye-AB arasında varılan ‘Geri Kabul Anlaşması’na dair sorulan soruya şu cevabı vermiş:
“Biz Erdoğan’la anlaşmadık, Türkiye Cumhuriyeti ile anlaştık. Biz Davutoğlu yönetimindeki hükümetle müzakere ediyoruz. Oldukça ciddi bir ortak.”
***
Cumhurbaşkanı’na yakın yazarın yorumu şu:
Bu sözün anlamı, ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’na ‘ciddiyetsizlik’ ithamında bulunmak, muhatapları olmadığını ilan etmektir.”
***
Yazar, aynı gazeteden bir başka köşe yazarını da yanına alarak soruyor:
“Hükümet bu iddiaya neden sessiz kalıyor?”
***
Benim saf kafam, iki yazarın müddeiumumi edasıyla parmağını Başbakan’a uzatıp, “Suçlu ayağa kalk” tavrını anlamıyor.
***
- Çünkü AB temsilcisinin lafı bana, ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin bir başbakanı vardır” cümlesi kadar normal geliyor
- Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Anayasası böyle yazıyor ve onu muhatap almaları bana çok normal geliyor.
- Çünkü kendi kendime soruyorum:
Türkiye, Almanya ile ilgili meselelerinde kimi muhatap alıyor?
Almanya Cumhurbaşkanı’nı mı, yoksa Başbakan Merkel’i mi?
***
Yine de ben fazla bulaşmayayım.
Belli ki orada ciddi bir mesele var.
Ve bu mesele beni aşar."
ÖZKÖK'ÜN YAZISININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN