ERTUĞRUL ÖZKÖK SEDAT ERGİN'LE NEYİN PAZARLIĞINI YAPTI?.... ÖZKÖK SIR PAZARLIĞI 6 YIL SONRA AÇIKLADI!..

2002 yılının Ağustos ayında Hürriyet'in o günkü Ankara Temsilcisi Sedat Ergin'le aramda ilginç bir pazarlık geçti.

Sedat Ergin'le yaptığım pazarlık

2002 yılının Ağustos ayında Hürriyet'in o günkü Ankara Temsilcisi Sedat Ergin'le aramda ilginç bir pazarlık geçti.

Bu pazarlık doğal olarak bugüne kadar ikimizin arasında kaldı.

Komutanlar konuşmaya başlayınca benim hafızam da bazı geçmiş olayları geri çağırıyor.

Mesela, Sedat Ergin'le yaptığım bu pazarlık.

Bütün bunlar mesleki terekemizin birer parçası.

Bugün, işte o pazarlığı anlatacağım.

* * *

2002 yılının Yüksek Askeri Şûrası'nda, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu emekli oldu.

Kıvrıkoğlu, saygı duyduğumuz iyi bir komutandı.

Şûra kararları gelmeden önce Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na Orgeneral Edip Başer'in getirileceğini bekliyorduk.

Çünkü, gerek kıdem, gerek liyakat, gerek mezuniyet dereceleri bakımından kuvvet komutanlığına onun gelmesine kesin gözüyle bakılıyordu.

Ancak şûra kararları açıklandığında hepimiz şaşırdık.

Edip Başer'in yerine Orgeneral Aytaç Yalman, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na getirilmişti.

Belli ki askeri teamüllere bir müdahale olmuş ve Edip Paşa dışarıda kalmıştı.

İtiraf edeyim, ben askeri atamaları çok iyi bilmem.

Hatta bilmem bile diyebilirim.

Rütbeleri bile karıştırırım.

Sedat Ergin ise benim tam aksime, oradaki bütün gelişmeleri çok yakından takip eder ve bu konularda uzmandır.

Bana telefon edip, "Ters bir durum var" dedi ve bütün gelişmeyi anlattı.

Ergin'e, "Şunu bana anlattığın gibi güzel bir haber analizi olarak yazsana" dedim.

"Daha ilk günden Aytaç Paşa ile ters düşeriz" dedi.

Hürriyet'in Ankara Temsilciliği'ni yaptığım için, bu sözlerin ne anlama geldiğini çok iyi biliyordum ama yine de ısrar ettim:

"Ters düşebiliriz ama sen yine de yaz."

Sedat Ergin, tanıdığım en iyi gazetecilerden biridir.

Hürriyet'in Ankara bürosunda çok önemli işler yaptı.

Şimdi Milliyet'te hayranlıkla izlediğim şeyler yapmaya devam ediyor.

Konuşma bu noktaya geldiği an, benimle pazarlığa başladı.

"Yazarım ama bu işin gerisine de değinmek lazım. Yani yazı uzun olur, onun için bana yer açman gerekecek" dedi.

"Hiç merak etme" dedim. İki saat sonra önüme Batılı anlamda mükemmel bir haber analizi geldi.

Ertesi gün bunu yayınladık ve Ergin'in endişeleri daha o 30 Ağustos günü haklı çıktı.

Olayın sonrasını Sedat'ın, Aydın Bey'e ve bana gönderdiği bir bilgi notundan öğrendim.

* * *

Sedat Ergin, Genelkurmay'ın 30 Ağustos davetine biraz geç gitmiş.

O gittiğinde bazı gazeteciler, yeni Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur'la sohbet ediyorlarmış.

Yanlarında Milliyet'in Ankara Temsilcisi Fikret Bila ile Radikal'in Ankara Temsilcisi Murat Yetkin varmış.

Ergin, yanlarına geldiğinde Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eruygur biraz müstehzi bir ifadeyle Ergin'e, "Sedat Bey, komutanımızdan özür dilediniz mi" demiş.

Tabii ortalık buz gibi olmuş.

Ama durumu kurtaran Aytaç Paşa olmuş. Hemen araya girerek,