ERTUĞRUL ÖZKÖK RUHUNU KAÇA SATTI? O GENÇ KIZA CEVAP VERDİ!
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, Genç Bakış programında kendisine "Ruhunuzu kaça sattınız" diye soran genç kıza köşesinden cevap verdi.
İŞTE GENÇ KIZIN ERTUĞRUL ÖZKÖK'E SORDUĞU O SORU-VİDEO
İşte Ertuğrul Özkök'ün Hürriyet'te çıkan bugünkü yazısı;
Ruh rayicimi açıklıyorum
ÖFKELİ genç kız o soruyu sorduğu an kendi kendime düşündüm.
Ruh dediğin alt tarafı 21 gram bir şey.
Satsan satsan kaç para eder ki!
Üstelik öyle toptan da satmazsın, satamazsın. Parsel parsel satman lazım.
O an cevap verecektim.
Araya Abbas Güçlü girdi.
Belli ki, sorudan o da rahatsız olmuştu, durumu idare etmeye çalıştı.
Oysa ben hiç üzülmemiştim.
Genç insandır, sorar, sormalıdır diye düşünmüştüm.
Cevabım da hazırdı.
"Epey pahalıya sattım" diyecektim.
Sonra düşündüm, öyle küçük bir espri ile geçiştirilemeyecek kadar eğlenceli bir soruydu.
Üstelik ilk defa da aklıma sokulmuştu.
Ağırlığını daha önce yazmıştım.
Ama fiyatı neydi?
Buyurun açıklıyorum.
"Ruhumun cirosu, fiyatı ve bir hayat boyu satışın bilançosu."
* * *
Ruhum tek parça bir arsa değil...
Parsellere ayrılmıştır.
Her parselin fiyatı ayrıdır.
Paçalı kaça gelir derseniz, onun matematik hesabı zor.
Çünkü bazı parsellerin ekonomik değeri var, bazılarınınki ise eksi EBIDDA yazıyor.
EBIDDA nedir bilmeyenlere söyleyeyim.
Amortisman ve vergi öncesi faaliyet kârı.
Mesela profesyonel ruhum.
Öğretim üyesi iken biraz ucuza gitmişti.
Erol Simavi'ye satış; "Eh fena değil".
Ama Aydın Bey'e beklediğimden yüksek fiyata gitti.
Yanlış anlamayın ben istemedim, o verdi.
Hayatım boyunca minnetle anarım.
Hayallerimin ötesinde bir fiyat oldu.
Bu yıl Beykoz bölgesi vergi sıralamasında 11'inci sıradayım.
Ya Aydın Bey?
Benden aldığı ruh parselini ne yaptı?
Hiiç.
Kullanmadı. Üzerine bir bina bile dikmedi.
Arsa yıllarca bomboş durdu, 15 yılın sonunda da aynen iade etti.
Ben kârlıyım. Onu bilmem.
Hakkımı da helal ederim.
Ruhumun en önemli bölgesi, kadına satılmıştır.
Fiyatı mı?
Bedavaya gitti.
Buna satış değil de takas demek daha doğru olur.
Para almadım, ama karşılığında benimkinden daha da büyük, çok büyük, okyanuslara bakan olağanüstü bir ruh arazisine kondum.
Yani bu satıştan epey kârlı çıktım.
Kadın ruhu konusunda çok iyi bir yatırımcı olduğumu söyleyebilirim.
* * *
Bir de ülkem var.
Bak orada çok zarardayım.
Ruhumun küçümsenmeyecek bir bölümünü ülkeme, vatanıma sattım.
Karşılığında ne mi aldım?
Vatan sıcaklığı...
Yurtdışında eğitim imkânı. İş...
Ya zarar?
Bak o da var.
O devletten geldi.
Ben orada da kârdayım derken, öğrendim ki feci zarar yazmışım.
Devletim beni 25 yıl dinlemiş.
Evire çevire dinlemiş.
Anlayacağınız bu yatırımda fena batmışız.
Yine de helalleşelim.
En azından tapi diyelim de, ilerde ruhumuz şad olsun.
Gelelim asıl soruya.
Ya şeytan; ruhunu ona hiç sattın mı?
Hayatının bir döneminde şeytanla ticaret yapmamış bir insan var mı?
Ne yalan söyleyeyim. Her insan kadar bizim içimizde de mütevazı bir Mefisto var yani...
Zaman zaman gelir, gider.
Ama yemin ediyorum, çok küçük ve zararsız satışlar.
Hesaba geçmeye bile değmez. Hatta vergiden bile düşebilirsiniz.
* * *
Evet sevgili genç arkadaşım.
Benim ruh bilançom böyle.
Sana tavsiyem sen de şimdiden bir çetele tutmaya başla.
İnsan bir yaşa gelip geriye bakınca, 21 gramlık ruhun İpek Yolu'nu görüyor.
O uzun ticarette toptan satışlar da var, parsel parsel satışlar da.
Bu ticaretin hesabını kendi kendine verebiliyorsan, gerisini boş ver.
El âlem ne demiş, inan zerre kadar önemi yok...
Ertuğrul Özkök/Hürriyet