ERTUĞRUL ÖZKÖK ROJ TV'NİN CANLI YAYIN DAVETİNE NE CEVAP VERDİ? ÖZKÖK'ÜN HAZIRLADIĞI YOL HARİTASINDA NELER VAR?

"ROJ TV´nin "Aktüel" programının sunucusu Erdal Er, bana bir açık davet yayınladı." Ertuğrul Özkök yazıyor.

Roj TV'ye çıksaydım

ROJ TV´nin "Aktüel" programının sunucusu Erdal Er, bana bir açık davet yayınladı.

Zarif bir üslup ve içerikle kaleme alınmış.


Beni, Roj TV´ye çıkmaya davet ediyor.


"Siyasileri, meslektaşlarımızı ve kamuoyunu cesaretlendiren yazılar yazdınız ve önemli adımlar attınız" diye başlıyor ve devam ediyor:


"Siz de takdir edersiniz ki bu yetmiyor, daha fazlasını yapmanız lazım."


Erdal Er, beni Roj TV´de canlı yayına davet ederken gerekçesini de şöyle özetliyor:


"Diyorum ki, son aylarda yakaladığımız iyimser iklimde, medyanın dilinin değişmesinde, Kürt meselesinin geniş çevreler tarafından tartışılmasında büyük katkılarınız oldu ve daha olacağına inanıyorum.


Önemli bir medya grubunun başındasınız.


Çoğumuzdan daha fazla güce sahipsiniz.


Toplumsal barışa olabilecek katkınızı bildiğimden dolayı, medyanın savaş dilini terk edip barış dilini kullanmasında ve toplumlar arasında oluşan önyargıların kırılmasında önemli bir rol oynayabilirsiniz."


* * *


İtiraf edeyim, bu sözler beni etkiledi.


Televizyon programlarına katılma konusunda çok istekli bir insan değilim.


Yazıişlerindeki arkadaşlarıma danıştım.


Bir bölümü çok içten bir şekilde, "Mutlaka katılmalısınız" diyor.


Bir kısmı, ihtiyatlı bir havada.


Ama hiçbiri "Kesinlikle katılma" havasında değil.


Böyle bir çağrının gelmesini önemsiyorum.


Çünkü, "Karşı tarafın sesini de dinleme" duygusunun harekete geçmesi, başlı başına umut verici bir gelişmedir.


Şuna ben de inanıyorum.


Daha bazı başka şeylerin de yapılması gerekir.


Her tarafta ezberleri bozacak cesur adımlar atılmalı.


İmralı´daki Öcalan´ın da, dağdaki yöneticisinin de, militanının da ve tabii ki Roj TV´nin de.


İktidarın böyle bir açılım yapma cesaretini gösterdiği şu günlerde, herkesin kullandığı üsluba, gündeme getirdiği konulara çok dikkat etmesi gerekir diye düşünüyorum.


Zaman, provokasyon zamanı değil, tam aksine provokasyonlara mani olma zamanıdır.


Türkiye bu defa fırsatı kaçırmamalı.


Roj TV´ye çıksam ne söyleyeceğim belli.


Ben bu süreci bütün kalbimle destekliyorum.


Kendi ezberimi bozdum, başkalarının da ezberini bozması gerektiğine inanıyorum.


Bu amaçla, kendi kendime gelin güvey olup, bir yol haritası da ben hazırladım.


* * *


Yapılacak işleri önem sırasına göre şöyle sıraladım:


? Bu süreç, "çatışmasızlık" gibi kavramlarla yönetilemez. Onun için PKK, silahı bıraktığını ve artık tamamen siyasi platforma geçtiğini kesin bir dille açıklamalı ve militanlarını Türkiye dışına çekmeli.


? PKK ayrıca, mayın haritalarını vermeli.


? İmralı, bu sürece destek verdiğini, bütün netliğiyle duyurmalı.


? Buna karşılık devlet de başbakanının ağzından, saldırı olmadığı, eylem yapılmadığı sürece operasyon düzenlenmeyeceğini taahhüt etmeli.


? DTP tarafı, Anayasa´ya "etnik" ifadelerin konulması ısrarından vazgeçtiğine göre, demokratik bir anayasanın yapılması için derhal çalışmalara başlanmalı. Bu anayasada, resmi dilin Türkçe olduğu vurgulanmalı, ancak anadillerin öğrenimi, öğretimi, geliştirilmesi teminat altına alınmalı.


? Bu sürece DTP´nin daha aktif katılabilmesinin şartları yaratılmalı.


? Aynı dönemde, PKK militanlarının tekrar topluma kazandırılması için, psikolojik çerçevesi çok dikkatli hazırlanmış bir plan uygulamaya konmalı.


? Şehit ve gazi aileleri öncelikle dinlenmeli, gelişmeler onlara anlatılmalı ve onların desteği alınmalıdır. Ayrıca şehit ailelerinin, gazilerin yaşam koşullarının ve kalitesinin geliştirilmesi için özel bir plan uygulamaya konmalıdır.


? Bu süreç, ne Türklerin ne Kürtlerin gururunu kırmayacak bir psikoloji ile yönetilmeli.


? Türklerle Kürtlerin geçmişte ortak idealler etrafında verdikleri mücadeleler, paylaştıkları acılar, birlikte yaşama kültürünü geliştirecek örnekler işlenmeli, Türk ve Kürt aydınların, psikologların yardımları alınmalı.


? Yerel Yönetim Kanunu gözden geçirilerek, çözümün siyasi temeli kuvvetlendirilmeli.


* * *


Tabii ki bu bir plan değil. Gelişigüzel yazılmış, şahsi görüşlerden ibaret bir düşünce egzersizi.


Ezberler bozulup, eller tetikten çekildiğinde, çok daha tatmin edici, çok daha gerçekçi ve etkili yollar bulunabilir.


Yeter ki cesur olalım, iyi niyetli ve gerçekten çözümü isteyen bir haletiruhiyede olalım.

Ertuğrul Özkök/Hürriyet