Ertuğrul Özkök: Nagehan Alçı, Rasim Ozan Kütahyalı'ya solcu bir serseriyken mi aşık oldu?
Ertuğrul Özkök, Cumhuriyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş'ın "Kadınlar aslında sadece solcu erkeklere aşık olur" sözünün ardından başlayan polemiğe damardan girdi.
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, Cumhuriyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş'ın “Kadınlar aslında sadece solcu erkeklere âşık olur. Gerisi fasa fiso. Bir kadının yüreğini hoplatan, içini sızlatan, asla unutamadığı hep o mahalledeki serseri solcudur" ifadesiyle ilgili olarak "Mesela Nihal Bengisu Karaca, eşine âşık olup mu evlenmişti? Nagehan Alçı, Rasim Ozan’a Taraf gazetesinde yazan solcu bir serseri iken mi âşık olmuştu?" dedi.
Ertuğrul Özkök'ün "Şimdi gördünüz mü 28 şubatçılar kimmiş" başlığıyla yayımlanan (27 Eylül 2016) yazısının ilgili bölümü şöyle:
Mesut Yılmaz...
Yani, 28 Şubat döneminin başbakanı...
* * *
Ne yapıyor orada biliyor musunuz?
Gönüllü olarak, ülkesini ve demokrasiyi savunuyor.
* * *
Bazılarınızın gözünden kaçmış olabilir.
15 Temmuz gecesi, Cumhurbaşkanımız ve Başbakan’dan iki dakika sonra CNN Türk ekranına çıkıp, “Bu bir darbedir ve kabul edilemez” mesajını veren ilk sivil kişi bendim.
Ve bana “Çık bunu söyle” diyen insan da patronum Aydın Doğan’dı...
* * *
Pazar günü, New York’tan gelen o fotoğrafı görünce, Darbeler Komisyonu’nda AKP’li milletvekillerinin bize sordukları önyargılardan ibaret sorulara cevap verdiğim günü hatırladım.
O komisyon, rahmetli Demirel ve Mesut Yılmaz’la Aydın Doğan’ı da davet etmiş, gitmemek hakkımız olduğu halde, gidip sorulara cevap vermiştik.
* * *
Üç yıl boyunca iktidar yanlısı bazı köşe yazarları köşelerinden, televizyon ekranlarından bizleri gammazladılar.
Üç yıl boyunca sabah gelip alacaklar diye başucumda hazır bir bavulla uyudum.
* * *
Darbecilere karşı vatanı ve demokrasiyi savunmaksa söz konusu olan...
Dostumuz da düşmanımız da bilsin ki...
Bir saniye bile düşünmeden, vatanımızın, demokrasimizin ve seçilmiş yöneticilerimizin saflarına katılırız.
Çünkü bizim safımız da orasıdır...
Nagehan Rasim'e solcu bir serseriyken mi aşık oldu?
Topa biraz geç girdim ama damardan girdim.
Cumhuriyet gazetesi yazarı Aslı Aydıntaşbaş, Tarık Akan’ın ölümünün ardından yazdığı yazıda şöyle demişti:
“Kadınlar aslında sadece solcu erkeklere âşık olur. Gerisi fasa fiso... Bir kadının yüreğini hoplatan, içini sızlatan, asla unutamadığı hep o mahalledeki serseri solcudur.”Aslı orada da durmadı. Beni bile baştan çıkarabilecek şöyle bir laf etti:
“Benden duymuş olmayın ama gücü ya da kurulu düzeni savunmak hiçbir erkeği seksi kılmaz. Bratt Pitt bile olsanız, bir kavganız olacak. Bir itirazınız olacak...”
Tansu’ya sordum. “Haklı. Ben sana bu yüzden âşık oldum” dedi.
Doğrusu o gün muhafazakâr kesimin kadın yazarlarının görüşünü merak etmiştim...
Mesela Nihal Bengisu Karaca, eşine âşık olup mu evlenmişti?
Nagehan Alçı, Rasim Ozan’a Taraf gazetesinde yazan solcu bir serseri iken mi âşık olmuştu?
Sonunda cesur muhafazakâr kadın yazar yine Hürriyet’ten çıktı.
Ayşe Baykal, Hürriyet Sosyal’deki köşesinden topa girdi.
"Bizim mahalle kadınları da serseri sever"
Ayşe Baykal, Aslı’ya “kısmen katılıyorum” diyor ama... “Ama”sı var...
“Sağcıların da sıkı serserileri vardır. Serseriliğin erkeklere çekicilik kattığı bir gerçektir.”
Peki sağcıların da serserisi var da kadınlar onlara niye âşık olmuyor?
İşte burada Ayşe kendi mahallesine çok sıkı bir eleştiri getiriyor. Dikkatle okuyun:
“Muhafazakâr dediğimiz erkekler adeta kendilerini kadınlara gönderilmiş bir tebliğci olarak görüyorlar. Kendilerini öyle bir yere konumlandırıyorlar ki, karşı cinsin kadın olma özgürlüğünü elinden aldıklarını fark edemiyorlar. Kadının düşüncelerini, kimi sevip kimi sevmeyeceğini, arkadaş seçimini, her şeyi kendileri tayin etmek istiyorlar.”
Peki sonuç?
“İş böyle olunca aşk da olmuyor. Kadınlar kendilerini sadece kadın olarak görebilen erkeklere âşık oluyor.”
Ertuğrul Özkök'ün "Şimdi gördünüz mü 28 şubatçılar kimmiş" başlığıyla yayımlanan (27 Eylül 2016) yazısının ilgili bölümü şöyle:
Mesut Yılmaz...
Yani, 28 Şubat döneminin başbakanı...
* * *
Ne yapıyor orada biliyor musunuz?
Gönüllü olarak, ülkesini ve demokrasiyi savunuyor.
* * *
Bazılarınızın gözünden kaçmış olabilir.
15 Temmuz gecesi, Cumhurbaşkanımız ve Başbakan’dan iki dakika sonra CNN Türk ekranına çıkıp, “Bu bir darbedir ve kabul edilemez” mesajını veren ilk sivil kişi bendim.
Ve bana “Çık bunu söyle” diyen insan da patronum Aydın Doğan’dı...
* * *
Pazar günü, New York’tan gelen o fotoğrafı görünce, Darbeler Komisyonu’nda AKP’li milletvekillerinin bize sordukları önyargılardan ibaret sorulara cevap verdiğim günü hatırladım.
O komisyon, rahmetli Demirel ve Mesut Yılmaz’la Aydın Doğan’ı da davet etmiş, gitmemek hakkımız olduğu halde, gidip sorulara cevap vermiştik.
* * *
Üç yıl boyunca iktidar yanlısı bazı köşe yazarları köşelerinden, televizyon ekranlarından bizleri gammazladılar.
Üç yıl boyunca sabah gelip alacaklar diye başucumda hazır bir bavulla uyudum.
* * *
Darbecilere karşı vatanı ve demokrasiyi savunmaksa söz konusu olan...
Dostumuz da düşmanımız da bilsin ki...
Bir saniye bile düşünmeden, vatanımızın, demokrasimizin ve seçilmiş yöneticilerimizin saflarına katılırız.
Çünkü bizim safımız da orasıdır...
Nagehan Rasim'e solcu bir serseriyken mi aşık oldu?
Topa biraz geç girdim ama damardan girdim.
Cumhuriyet gazetesi yazarı Aslı Aydıntaşbaş, Tarık Akan’ın ölümünün ardından yazdığı yazıda şöyle demişti:
“Kadınlar aslında sadece solcu erkeklere âşık olur. Gerisi fasa fiso... Bir kadının yüreğini hoplatan, içini sızlatan, asla unutamadığı hep o mahalledeki serseri solcudur.”Aslı orada da durmadı. Beni bile baştan çıkarabilecek şöyle bir laf etti:
“Benden duymuş olmayın ama gücü ya da kurulu düzeni savunmak hiçbir erkeği seksi kılmaz. Bratt Pitt bile olsanız, bir kavganız olacak. Bir itirazınız olacak...”
Tansu’ya sordum. “Haklı. Ben sana bu yüzden âşık oldum” dedi.
Doğrusu o gün muhafazakâr kesimin kadın yazarlarının görüşünü merak etmiştim...
Mesela Nihal Bengisu Karaca, eşine âşık olup mu evlenmişti?
Nagehan Alçı, Rasim Ozan’a Taraf gazetesinde yazan solcu bir serseri iken mi âşık olmuştu?
Sonunda cesur muhafazakâr kadın yazar yine Hürriyet’ten çıktı.
Ayşe Baykal, Hürriyet Sosyal’deki köşesinden topa girdi.
"Bizim mahalle kadınları da serseri sever"
Ayşe Baykal, Aslı’ya “kısmen katılıyorum” diyor ama... “Ama”sı var...
“Sağcıların da sıkı serserileri vardır. Serseriliğin erkeklere çekicilik kattığı bir gerçektir.”
Peki sağcıların da serserisi var da kadınlar onlara niye âşık olmuyor?
İşte burada Ayşe kendi mahallesine çok sıkı bir eleştiri getiriyor. Dikkatle okuyun:
“Muhafazakâr dediğimiz erkekler adeta kendilerini kadınlara gönderilmiş bir tebliğci olarak görüyorlar. Kendilerini öyle bir yere konumlandırıyorlar ki, karşı cinsin kadın olma özgürlüğünü elinden aldıklarını fark edemiyorlar. Kadının düşüncelerini, kimi sevip kimi sevmeyeceğini, arkadaş seçimini, her şeyi kendileri tayin etmek istiyorlar.”
Peki sonuç?
“İş böyle olunca aşk da olmuyor. Kadınlar kendilerini sadece kadın olarak görebilen erkeklere âşık oluyor.”