ERTUĞRUL ÖZKÖK KARŞIT GÖRÜŞ'Ü KİMİNLE ÇIKMAK İSTEMEDİĞİ İÇİN REDDETTİ? PAMİR SOYADINI NEDEN KULLANMIYOR?

Balçiçek İlter boşandıktan sonra ilk kez Bloomberg HT'de Gülin Yıldırımkaya'ya konuştu.

Balçiçek Pamir olmak için epey emek verdin. Tabii evlenmek anlamında demiyorum, ismini markalaştırmak anlamında… Şimdi yeniden Balçiçek İlter’ olmak zor mu? Nasıl hissediyorsun?
Soyadım değiştiğinden itibaren izleyicilerden o kadar ilginç tepkiler almaya başladım ki, büyük bir çoğunluk evlendiğimi zannediyor. Bu çok garip çünkü hayatımın bir parçası olduğu için, neredeyse her zaman ekrandan ikizlerim olduğunu söylüyorum ya da gazetede köşemde yazıyorum. Evlendiğimi zannedenler var, feministlik yaptığım için eski soyadıma döndüğümü söyleyip bana kızanlar var. ‘Ne gerek var, biz bu soyadına alışmıştık’ diyenler var. Buradan söylemek isterim ki; on beş yıllık bir beraberliği sona erdirdik eşimle ve Pamir onun soyadıydı ve ben de bu ayrılığın ardından kendi soyadımı kullanmaya geri döndüm.
Neden Pamir soyadıyla devam etmedin?
Eşim kullanmamı arzu etmedi. Onun da bu konu ile ilgili haklı gerekçeleri olduğunu düşünüyorum. Ben belki sadece Balçiçek’i kullanabilirdim diye düşünüyorum, ismim Ayşe, Fatma gibi bir şey olsaydı soyadı değişikliği yüzünden işim daha zor olurdu. Emek verip bir marka oluşturuyorsun, insanlara kendini hatırlatıyorsun tabiri caizse sahne adı Balçiçek oluyor bu yüzden soyadı değişikliğini çok önemsemedim. İlter’de babamdan bana kalan bir soyadı. bir çok kişi hala Pamir diyor, arada İlter diyenler var ama herkesin aklında duran soyadlarından çok Balçiçek ismi diye düşünüyorum. Balçiçek ismi çok rastlanmamış olması bağlamında ilk defa bana böyle bir avantaj sağladı. Balçiçek ismi çok zor bir isimdir, ben hiç rastlamadım ve özellikle çocukken Balçiçek ismini taşımak çok zordu. Çocuklar acımasızdır, ki ben bunu kendi ikizlerimde de gözlemliyorum, garip isimler duyduklarında dalga geçebiliyorlar ve benim çevremde en garip isime de ben sahiptim. Dolayısıyla zor zamanlar yaşadım. Şimdi yavaş yavaş meyvelerini topluyorum, boşandım, soyadım değişti ama Balçiçek dendiğinde soyadı ne olursa olsun ben akla geliyorum. Diyaloglarımda soyadımı kullanmadan Balçiçek demem insanların beni anımsaması için yeterli oluyor. Tabii bazen zaman zaman yıllar alışkanlığıyla Pamir soyadı geliyor ağzıma ama her şey bir şekilde yoluna giriyor.
O zaman henüz evlenmemiş ve medya gibi sektörlerde çalışan hemcinslerine tavsiyen soyadlarını değiştirmemeleridir herhalde…
Evet, bence soyadı değiştirilmemeli ya da iki soyadı kullanılmalı. Aslında düşünüldüğünde bu değişimin anlamı da yok, biri babadan gelen soyadı, biri eşten gelen soyadı sonuç olarak ikisi de erkeklerden geliyor ve bu konu dahil her şey erkek etrafında ve erkek egemen dönüyor. Ama ben on beş yıllık beraberliğimde eşimin soyadını çok keyifle taşıdım.

Boşandıktan sonra kendini daha özgür mü hissediyorsun? Yoksa tam aksine ‘aman dikkatli olmalıyım’ gibi bir otokontrol ya da daha baskı altında mı hissediyorsun?
Ben evliliğimde ben gibiydim, gayet özgürdüm. Bugün de aynen öyle hiçbir değişiklik olmadı diyebilirim. Sadece beraber yola çıktığım adamla yollarımı ayırdım. Ama çok iyi arkadaşım ve iki çocuğumuz var vs. hala çok kıymetlim. Hayat tarzımda bir değişiklik olmadı, ‘haydi eller havaya’ gibi bir moda girmedim. Neysem oyum, yaptığım işler belli, gittiğim yerler belli, keyif aldığım mekanlar ve insanlar belli… Ama ara sıra ‘aa ben evli değilim!’ diye düşünüyorum, ‘ben bekarım’ diye bir his geliyor ve o da insanı gülümsetiyor. Ben bir anneyim ve anne olunca her şey farklılaşıyor. Anne olunca hayat tarzını değiştirmek mümkün değil, her sabah çocukları okula bırakıyorum, evin alışverişini yapıyorum, evliyken de bunları yapıyordum.

İki farklı program yapıyorsun. Söz Sende 3 yaşında ve Karşıt Görüş. Karşıt Görüş biraz daha zor herhalde, tartışma olması açısından…
Karşıt Görüş olmayan program kalmadı sanki ben başladıktan sonra, her program Karşıt Görüş’e dönüştü

Evet ama sen yine tek kaldın, kavga çıkmayan tek tartışma programı bence…
Programın düzeyi programın moderatörü ile alakalı. Ben bazı programlarda iki tarafın birbiri ile kavgaya giriştiğini hissettiği anda gözünde sunucunun gözünde gülümseme görüyorum.

Tamam bugün de reytingi kaptık gülümsemesi o, gözleri parlıyor gerçekten, ben de görüyorum. Reyting Hamdi miydi o, bir skeç vardı, oradaki gibi..
Şahan yapıyordu, evet. Bu gibi reyting kaygıları benim tarzım değil, yapamıyorum ayrıca yapmam da. Benim programımda da zaman zaman hararet yükseliyor ama benim amacım oradan lezzetli bir sohbet çıkmasını sağlamak, fikir tartışması yaptırmak. Programda gerçekten karşıt görüşleri bir araya getirip ‘aslında biz uzlaşabiliriz yeter ki karşı tarafı dinlemeyi ve onunla konuşmayı becerelim’ diyorum. Bir takım tabu isimlerin arasına yeni jenerasyonları çıkarmaya çalıştım, ne oluyor? değişim nedir? Zaman zaman çok ses getiren, çok hararetli tartışmalarda oldu. Ama hiç birbirine hakaret etmeler ya da bardak fırlatmalar gibi durumlar yaşanmadı.

Hiç stüdyoyu terk eden bir konuğun oldu mu?
Stüdyoyu terkeden konuğum olmadı ve umarım hiç olmaz ya da benim stüdyoyu terk etmemi gerektirecek noktaya gelmez diye düşünüyorum. Ben iyi bir ev sahibiyimdir, insanları iyi ağırlarım ve bunu severim, sen de biliyorsun. Program konuklarımı evime çağırıyormuşum gibi hissediyorum. Ben eve çağırdığım insanlara, öyle ya da böyle bir fikir üzerinden büyük kavgalar etmesini istemem. Konuklarım kavga etsin ve diğerleri eğlensin değil benim derdim, benim derdim güzel bir gece geçirelim ve Karşıt Görüş’te de bunu yapmaya çalışıyorum.

Hayalindeki Karşıt Görüş’te kimler var? Henüz bir araya getiremediğin?
Ertuğrul Özkök ve Fehmi Koru’yu bir araya getirip medya tartışmak isterdim ama Ertuğrul Özkök istemedi. Söz Sende Programına Cumhurbaşkanı Sezer’i konuk etmek isterdim. Bir Cumhurbaşkanı geldi ve geçti ve biz onu tanıyamadık. Sayın Sezer’in çok ilginç detaylarını yakalıyorum. Zaman zaman yakın arkadaşlarıyla sohbetlerimden onun çok farklı bir insan olduğunu hissediyorum. Konuk olarak ağırlamak istediğim bir başka isimde Emine Erdoğan. Karşıt Görüş’te Tayip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu konuk olarak görmek isterdim.

TV için yeni bir projen, hayalinde yeni bir format var mı?
Şimdi değil, televizyonculuğu iyice öğrendikten sonra hayalimde siyasi içerikli bir talk show yapmak var. Burada anlatıyorum ama bunu da birileri alıp yapabilir tabii, bir masanın etrafında hani biz nasıl akşam sofralarının etrafında oturur ve memleketi kurtarırız şova o masaları taşımak gibi bir hayalim var. İşadamı, sanatçı, siyasetçi, sokaktan gelen adam, izleyici tüm bunlardan meydana gelen bir format. Siyaset konuşalım ama herkesin anlayacağı tarzda, sokak ağzıyla, sofra ağzıyla konuşalım. Böyle bir proje ilginç olabilir.
.