Ertuğrul Özkök hakkında hakaret davası!
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök'e AKP Milletvekili Süleyman Soylu'ya hakaret ettiği gerekçesiyle 2 yıl 8 ay'a kadar hapis istemiyle dava açıldı.
Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök hakkında, bir yazısında AK Parti MKYK Üyesi ve Trabzon Milletvekili Süleyman Soylu'ya ''hakaret'' ettiği iddiasıyla dava açıldı.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, müşteki Süleyman Soylu'nun avukatı tarafından, 25 Temmuz 2015 tarihli Hürriyet gazetesinde Ertuğrul Özkök imzalı "Vur emrini kim verdi" başlıklı köşe yazısında müvekkiline yönelik "hakaret" ve "iftira" suçlarının işlendiğiyle ilgili şikayette bulunulduğu belirtildi.
İddianamede, Hürriyet gazetesinin 25 Temmuz 2015 tarihli nüshasında yayınlanan yazının "iftira" suçunun yasal unsurlarını oluşturmadığı ancak "hakaret" suçu yönünden değerlendirilmesi gerektiği kaydedildi.
Soruşturmaya konu yazıdaki ifadelerin Soylu'yu kamuoyu ve toplum önünde küçük düşüren, şeref, onur ve saygınlığını zedeleyen nitelikte olduğu anlatılan iddianamede, "hakaret" suçunun yasal unsurlarının oluştuğu kanaatine varıldığı bildirildi.
İddianamede, şüpheli Ertuğrul Özkök'ün ''basın yoluyla hakaret'' suçundan 4 aydan 2 yıl 8 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
Davanın duruşması, ilerleyen günlerde Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülecek.
Özkök’ün yazısının Soylu’yla ilgili bölümü şöyle:
“Adamın soyadı “Soylu…” Ne çare ki, karakter bu soyada hiç mi hiç uymuyor.
Önce bu malum ‘pek soylu’ karakteri tanıyalım. Adam, siyasette girdiği partiyi her bakımdan batırmakla, oylarını, ruhunu soyup soğana çevirmekle tanınıyor.
Sonra, bir zamanlar ağzına gelen lafı söylediği, akla, hafsalaya, ahlaka sığmayan her hakareti ettiği AKP’ye yanaşma olarak geliyor. O mu AKP’ye ettiği küfürleri yalayıp yutuyor, yoksa AKP mi, kimse anlamıyor…
Her yanaşma gibi, göze girmek için yapmadık yalakalık, yalamadık kemik, ona buna atmadık iftira bırakmıyor. Her dalkavuk gibi, liderin gözüne giriyor, AKP’nin yıllarca meşakkatini çekmiş, dürüst insanlarının ayağına, kafasına basa basa, onların siyasi haklarını gasp ede ede tepelere tırmanıyor.
Gelelim son icraatına, pardon cerahatine… Sahibi kimse, onun sesi bu yanaşma, önceki gün bir tweet atmış. Yıllardan beri DHKP-C’nin, PKK’nın hedefi olmuş Aydın Doğan’ı onların savunucusu gibi sunuyor, resmen hedef gösteriyor.
Şu ülkenin haline bakın… Bir gazeteci, hoşlarına gitmeyen tweet attığı zaman, ortalığı ayağa kaldırıyorlar, patronuna şikâyet ediyorlar, işinden attırıyorlar.
Peki biz bu adamı kime şikâyet edelim… Meclis Başkanı’na mı… Yoksa partisinin genel başkanına mı…”
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, müşteki Süleyman Soylu'nun avukatı tarafından, 25 Temmuz 2015 tarihli Hürriyet gazetesinde Ertuğrul Özkök imzalı "Vur emrini kim verdi" başlıklı köşe yazısında müvekkiline yönelik "hakaret" ve "iftira" suçlarının işlendiğiyle ilgili şikayette bulunulduğu belirtildi.
İddianamede, Hürriyet gazetesinin 25 Temmuz 2015 tarihli nüshasında yayınlanan yazının "iftira" suçunun yasal unsurlarını oluşturmadığı ancak "hakaret" suçu yönünden değerlendirilmesi gerektiği kaydedildi.
Soruşturmaya konu yazıdaki ifadelerin Soylu'yu kamuoyu ve toplum önünde küçük düşüren, şeref, onur ve saygınlığını zedeleyen nitelikte olduğu anlatılan iddianamede, "hakaret" suçunun yasal unsurlarının oluştuğu kanaatine varıldığı bildirildi.
İddianamede, şüpheli Ertuğrul Özkök'ün ''basın yoluyla hakaret'' suçundan 4 aydan 2 yıl 8 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
Davanın duruşması, ilerleyen günlerde Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülecek.
Özkök’ün yazısının Soylu’yla ilgili bölümü şöyle:
“Adamın soyadı “Soylu…” Ne çare ki, karakter bu soyada hiç mi hiç uymuyor.
Önce bu malum ‘pek soylu’ karakteri tanıyalım. Adam, siyasette girdiği partiyi her bakımdan batırmakla, oylarını, ruhunu soyup soğana çevirmekle tanınıyor.
Sonra, bir zamanlar ağzına gelen lafı söylediği, akla, hafsalaya, ahlaka sığmayan her hakareti ettiği AKP’ye yanaşma olarak geliyor. O mu AKP’ye ettiği küfürleri yalayıp yutuyor, yoksa AKP mi, kimse anlamıyor…
Her yanaşma gibi, göze girmek için yapmadık yalakalık, yalamadık kemik, ona buna atmadık iftira bırakmıyor. Her dalkavuk gibi, liderin gözüne giriyor, AKP’nin yıllarca meşakkatini çekmiş, dürüst insanlarının ayağına, kafasına basa basa, onların siyasi haklarını gasp ede ede tepelere tırmanıyor.
Gelelim son icraatına, pardon cerahatine… Sahibi kimse, onun sesi bu yanaşma, önceki gün bir tweet atmış. Yıllardan beri DHKP-C’nin, PKK’nın hedefi olmuş Aydın Doğan’ı onların savunucusu gibi sunuyor, resmen hedef gösteriyor.
Şu ülkenin haline bakın… Bir gazeteci, hoşlarına gitmeyen tweet attığı zaman, ortalığı ayağa kaldırıyorlar, patronuna şikâyet ediyorlar, işinden attırıyorlar.
Peki biz bu adamı kime şikâyet edelim… Meclis Başkanı’na mı… Yoksa partisinin genel başkanına mı…”