Ertuğrul Özkök Ethem Sancak'a ateş püskürdü: Senin feriştahın gelse...
Ethem Sancak dün 24 TV'de Ersoy Dede'nin konuğu olmuş, Doğan Grubu, Aydın Doğan ve Ertuğrul Özkök'le ilgili çarpıcı açıklamalar yapmıştı. Özkök'ün yanıtı çok sert oldu.
Ethem Sancak dün 24 TV'de Ersoy Dede'nin konuğu olmuş, Doğan Grubu, Aydın Doğan ve Ertuğrul Özkök'le ilgili çarpıcı açıklamalar yapmıştı.
Ertuğrul Özkök'ün kendisi için yaptığı Yakup Cemil benzetmesine yanıt veren Sancak, "Okyanusun bir parçası oldular, okyanus ötesinin. O yüzden aynaya bakmaları lazım bana Yakup Cemil diyebilmeleri için" demiş ve çok sert şekilde devam etmişti.
AÇIKLARSAM TÜRKİYE'DE BARINAMAZLAR
"Yakup Cemil'lik adam devşirmedir. Çünkü Yakup Cemil bir devşirmeydi, tıpkı Ertuğrul'un kendisi gibi. Onun için Ertuğrul'a söylenecek şeyler bunlar. Ben yakın zamana kadar bir değer veriyordum Ertuğrul'a ama tarih bilmezliğini ve cahilliğini gördükten sonra da muhattap bile almayı düşünmüyorum" ifadelerini kullanan Sancak sözlerini şöyle sürdümüştü:
"Benim geçmişte onlarla olan diyaloğumdan, bizzat kendi patronundan öğrendiğim bazı bilgileri burada açıklarsam Türkiye'de barınamazlar, Ertuğrul'la ve patronuyla ilgili. Onun için açtırmasınlar adamın ağzını. Darbelere nasıl payandalık yaptıklarını, bunları herkes biliyor."
"Bizim cenahtan devşirdiği yazarları ben biliyorum, onları açıklasın. O açıklamayacaksa ben açıklayacağım çünkü. Ve hangi koşullarda ve nasıl devşirdiklerini açıklayacak. Kimin ne zaman neye karşı teslim olduğunu biz iyi biliyoruz."
ERTUĞRUL ÖZKÖK RESTİ GÖRDÜ
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, bugün köşesinden Ethem Sancak'ın sözlerine aynı sertlikte bir yanıt verdi.
"Ooo... Karşı mahallenin Maoculuktan devşirme patronu da iyice palazlanmış" başlıklı yazısında Özkök, "iftira ve palavra akademisinden diploma almış" dediği Sancak için "Senin feriştahın kimdir, kimin nesidir tanımam, bilmem ama o feriştahın da gelse, sökemez bizim köklerimizi bu ülkeden..." yazdı.
İFTİRA VE PALAVRA AKADEMİSİ
"Maşallah, mahalleye daha dün geldi ama yüzyıllık palavra raconunu, vallahi de, billahi de Baba Tahir'den bile daha iyi öğrenmiş...
Belli ki kısa sürede iftira ve palavra akademisinden diplomasını almış.
Boynuz kulağı geçmiş, boynuzlar da sallıyor....
* * *
Bize gelince, alın yazımızdır...
Kaderimizdir...
Mahallenin eskisi, büyüğüyüz ya...
Bize çatmak isterler...
Hemen eski abilerinin formülüne sarılırlar...
"Açtırmasınlar ağzımı..."
Eee açarsan ne olur diye sormaya da gerek yok.
Onun cevabını da bir cümle sonra kendisi verir.
"Açarsam ağzımı, bu ülkede oturamazlar..."
Ha bir açsa ağzını da ne var görsek....
Okkalı bir yalan mı, kapkara bir iftira mı...
SENİN FERİŞTAHIN GELSE SÖKEMEZ BİZİM KÖKLERİMİZİ BU ÜLKEDEN
Bak arkadaşım... Bak güzel kardeşim...
Ben geçen 8 Nisan günü 68 yaşıma bastım... Buna bir 10 yıl eklersen, o da Aydın Bey'in yaşı olur...
Demek ki, ben 67, o 77 yıldır bu ülkede oturuyor...
Senin feriştahın kimdir, kimin nesidir tanımam, bilmem ama o feriştahın da gelse, sökemez bizim köklerimizi bu ülkeden...
Bırak palavrayı, dalavereyi, mavrayı, ne varsa kursağında dök...
Öyle, elinde üç-beş bin satan iki üç mevkute, devlet kıyağı ile el konmuş bir-iki televizyon kanalı var diye, elde bohça kapı kapı dolaşma.
Mert ol... Söyle ne biliyorsan...
* * *
Bak güzel kardeşim... Bak arkadaşım...
Biz bu mahallede, sırtını, günün iktidarına dayayıp, âlem raconu kesenleri çok gördük...
Sen daha küçüksün, senden çok daha irikıyımları da vardı...
(...)
BAK SANA BİR ABİ NASİHATİ...
Bak sana bir abi nasihati...
Çok geldi bu mahalleye böyle dev aynası müptedileri...
Hepsi vız geldi tırıs geçti...
Hepsi de geldi ve geçti...
* * *
Yani diyeceğim...
Hazır şu cicim ayların bitmeden, dök ne varsa kursağında...
Kenarda köşede kalmış ne yalanın varsa, ne dolan biriktirdiysen şu kısacık fani dünyada, bugüne kadar kumbaranda, kursağında biriktirdiğin delikli kuruş kadar kıymeti harbiyesi olmayan ne kadar iftiran varsa...
Harca bugünden...
Tutma kendini... Kullan elindeki medya gücünü... Aç vanaları sonuna kadar...
Aç ki, kendi kendini ye, bitir, gidişin, gelişinden de hızlı olsun..
BELİNE KADAR SAKALINDAN UTANACAĞIN BİR ŞEY DEME
Bak kardeşim... O aynaya bir kere daha bak...
Ne görüyorsun...
Beline kadar bir sakal değil mi...
Ağzını açtığın zaman o sakalından utanacağım bir şey deme...
Büyük lokma ye... Yalan söyleme...
Ertuğrul Özkök'ün kendisi için yaptığı Yakup Cemil benzetmesine yanıt veren Sancak, "Okyanusun bir parçası oldular, okyanus ötesinin. O yüzden aynaya bakmaları lazım bana Yakup Cemil diyebilmeleri için" demiş ve çok sert şekilde devam etmişti.
AÇIKLARSAM TÜRKİYE'DE BARINAMAZLAR
"Yakup Cemil'lik adam devşirmedir. Çünkü Yakup Cemil bir devşirmeydi, tıpkı Ertuğrul'un kendisi gibi. Onun için Ertuğrul'a söylenecek şeyler bunlar. Ben yakın zamana kadar bir değer veriyordum Ertuğrul'a ama tarih bilmezliğini ve cahilliğini gördükten sonra da muhattap bile almayı düşünmüyorum" ifadelerini kullanan Sancak sözlerini şöyle sürdümüştü:
"Benim geçmişte onlarla olan diyaloğumdan, bizzat kendi patronundan öğrendiğim bazı bilgileri burada açıklarsam Türkiye'de barınamazlar, Ertuğrul'la ve patronuyla ilgili. Onun için açtırmasınlar adamın ağzını. Darbelere nasıl payandalık yaptıklarını, bunları herkes biliyor."
"Bizim cenahtan devşirdiği yazarları ben biliyorum, onları açıklasın. O açıklamayacaksa ben açıklayacağım çünkü. Ve hangi koşullarda ve nasıl devşirdiklerini açıklayacak. Kimin ne zaman neye karşı teslim olduğunu biz iyi biliyoruz."
ERTUĞRUL ÖZKÖK RESTİ GÖRDÜ
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, bugün köşesinden Ethem Sancak'ın sözlerine aynı sertlikte bir yanıt verdi.
"Ooo... Karşı mahallenin Maoculuktan devşirme patronu da iyice palazlanmış" başlıklı yazısında Özkök, "iftira ve palavra akademisinden diploma almış" dediği Sancak için "Senin feriştahın kimdir, kimin nesidir tanımam, bilmem ama o feriştahın da gelse, sökemez bizim köklerimizi bu ülkeden..." yazdı.
İFTİRA VE PALAVRA AKADEMİSİ
"Maşallah, mahalleye daha dün geldi ama yüzyıllık palavra raconunu, vallahi de, billahi de Baba Tahir'den bile daha iyi öğrenmiş...
Belli ki kısa sürede iftira ve palavra akademisinden diplomasını almış.
Boynuz kulağı geçmiş, boynuzlar da sallıyor....
* * *
Bize gelince, alın yazımızdır...
Kaderimizdir...
Mahallenin eskisi, büyüğüyüz ya...
Bize çatmak isterler...
Hemen eski abilerinin formülüne sarılırlar...
"Açtırmasınlar ağzımı..."
Eee açarsan ne olur diye sormaya da gerek yok.
Onun cevabını da bir cümle sonra kendisi verir.
"Açarsam ağzımı, bu ülkede oturamazlar..."
Ha bir açsa ağzını da ne var görsek....
Okkalı bir yalan mı, kapkara bir iftira mı...
SENİN FERİŞTAHIN GELSE SÖKEMEZ BİZİM KÖKLERİMİZİ BU ÜLKEDEN
Bak arkadaşım... Bak güzel kardeşim...
Ben geçen 8 Nisan günü 68 yaşıma bastım... Buna bir 10 yıl eklersen, o da Aydın Bey'in yaşı olur...
Demek ki, ben 67, o 77 yıldır bu ülkede oturuyor...
Senin feriştahın kimdir, kimin nesidir tanımam, bilmem ama o feriştahın da gelse, sökemez bizim köklerimizi bu ülkeden...
Bırak palavrayı, dalavereyi, mavrayı, ne varsa kursağında dök...
Öyle, elinde üç-beş bin satan iki üç mevkute, devlet kıyağı ile el konmuş bir-iki televizyon kanalı var diye, elde bohça kapı kapı dolaşma.
Mert ol... Söyle ne biliyorsan...
* * *
Bak güzel kardeşim... Bak arkadaşım...
Biz bu mahallede, sırtını, günün iktidarına dayayıp, âlem raconu kesenleri çok gördük...
Sen daha küçüksün, senden çok daha irikıyımları da vardı...
(...)
BAK SANA BİR ABİ NASİHATİ...
Bak sana bir abi nasihati...
Çok geldi bu mahalleye böyle dev aynası müptedileri...
Hepsi vız geldi tırıs geçti...
Hepsi de geldi ve geçti...
* * *
Yani diyeceğim...
Hazır şu cicim ayların bitmeden, dök ne varsa kursağında...
Kenarda köşede kalmış ne yalanın varsa, ne dolan biriktirdiysen şu kısacık fani dünyada, bugüne kadar kumbaranda, kursağında biriktirdiğin delikli kuruş kadar kıymeti harbiyesi olmayan ne kadar iftiran varsa...
Harca bugünden...
Tutma kendini... Kullan elindeki medya gücünü... Aç vanaları sonuna kadar...
Aç ki, kendi kendini ye, bitir, gidişin, gelişinden de hızlı olsun..
BELİNE KADAR SAKALINDAN UTANACAĞIN BİR ŞEY DEME
Bak kardeşim... O aynaya bir kere daha bak...
Ne görüyorsun...
Beline kadar bir sakal değil mi...
Ağzını açtığın zaman o sakalından utanacağım bir şey deme...
Büyük lokma ye... Yalan söyleme...