Ertuğrul Özkök Erdoğan'a seslendi: Sayın Cumhurbaşkanı yanlış yapıyorsunuz...
Özkök, Erdoğan'a seslendi, "Şuraya yazıyorum... Bakalım tarih hangimizi haklı çıkaracak..."
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, köşesinden Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslendi.
"Bu ülkeye çok faydalı hizmetler yaptınız... Biz müzmin muhalifler, hep kaybedenlerin küçümsenmeyecek bir bölümü bile bu hakikati kabul ediyoruz" diyen Özkök, Çankaya'daki Cumhurbaşkanlığı köşkü yerine AOÇ'taki Başbakanlık Binasına geçmeye karar veren Erdoğan'a "yanlış yapıyorsunuz" dedi ve ekledi: "Şuraya yazıyorum... Bakalım tarih hangimizi haklı çıkaracak..."
İşte Özkök'ün yazısından çarpıcı bir bölüm:
Gazeteci olarak Çankaya’ya ilk defa girip, Atatürk’ün tarihi kararları aldığı o binayı gördüğümde, içimden gelen ses şu olmuştu:
“Allah’ım, bu kadar muazzam bir hatıra üzerine nasıl olur da bu kadar mütevazı bir anıt dikilebilir...”
O gün anlamıştım ki, o fedakâr nesil, bu milletin kanla, fedakârlıkla yazdığı o muazzam tarihi gölgelememek için gönüllü olarak mütevazılığın sınırlarına çekilmişti.
Tarihi, binalar değil, içindeki ruh yazacaktı...
Ve yazdı...
* * *
Şimdi, cebinde Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası taşıyan bir vatandaş olarak size seslenmek istiyorum Sayın Cumhurbaşkanı...
Oradan ayrılmakla yanlış yapıyorsunuz...
Yanlış anlamıyorsam, bu adımla kendinize yepyeni bir tarih yazmak istiyorsunuz.
Bu ülkeye çok faydalı hizmetler yaptınız... Biz müzmin muhalifler, hep kaybedenlerin küçümsenmeyecek bir bölümü bile bu hakikati kabul ediyoruz.
Ama emin olun yaptıklarınızın hiçbiri, o binanın ifade ettiği Kurtuluş Savaşı kadar büyük olamaz...
* * *
Sayın Cumhurbaşkanı...
Siz, ben, hepimiz, bugünkü varlığımızı, o binada ifadesini bulan Kurtuluş Savaşı’na ve Cumhuriyet’e borçluyuz.
O Cumhuriyet’in bize bıraktığı özgür bir vatanda doğduk.
O Cumhuriyet’in getirdiği eşitlikçi eğitim sayesinde okullarında okuduk.
O Cumhuriyet’in getirdiği demokraside büyüdük.
O Cumhuriyet’in geçtiği çokpartili rejimde iktidar olabildik, muhalefette kalabildik.
Bugün camilerimiz açıksa, insanlar inançlarını özgürce yaşayabiliyorsa, o Cumhuriyet sayesindedir.
Öyle olduğu için, bugün mirasına sahip çıktığınız Celal Bayar oradan ayrılmadı.
Bu ülkenin gerçek liberal devrimini yapan Turgut Özal, milletin sembollerini kurcalamadı, oradan ayrılmadı.
* * *
Büyük devletler sembollerini çok kolay yıkmazlar.
Lenin’in heykellerini kıran Rusya’nın liderleri, Kremlin’nden ayrılmadı.
Amerika’da hiçbir başkan Beyaz Saray’dan ayrılmaz.
Kendilerine yaptırdıkları yeni binalarla tarih yazmaya kalkanlar kimlerdir diye bir bakarsanız, en güzel örneklerini doğu sınırımızın ötesinde başlayan o coğrafyada bulabilirsiniz.
Hiçbiri adını tarihe altın harflerle yazdırmayı başaramamıştır.
* * *
Türkiye tarihinin halk tarafından direkt seçilen ilk Cumhurbaşkanısınız...
Aldığınız oy yüzde 51 küsur olsa da, hepimizin Cumhurbaşkanısınız...
Ama bir düşünün, halkının duygularını iki derin kutba ayıran bu oy, bu milletin hafızasına İstiklal Savaşı ve İstiklal Marşı ile yerleşen bir sembolü devirme hakkı verir mi...
Bir düşünün lütfen...
* * *
Bizim hafızamızda “Çankaya’ya çıkılır” cümlesinin derin bir manası vardır.
Bir bıraktığınız Çankaya’ya bakıyorum...
Bir de taşınmaya hazırlandığınız o yeni binaya...
Birinin arkasında hepimizin gönlüne işlemiş, hepimizi birleştiren ortak bir mazinin muazzam siluetini görüyorum.
Ama ne yazık ki geçmeye hazırlandığınız o bina bana bölünmüş bir ülkeyi, kırılmış kalpleri, ötekileştirilmiş duyguları anlatıyor.
Dolmuyor yani o binanın içi...
Çünkü ruhu yok...
(...)
* * *
Şuraya yazıyorum.
Siz de yeni Cumhurbaşkanlığının duvarlarına yazın...
Bakalım tarih hangimizi haklı çıkaracak...
"Bu ülkeye çok faydalı hizmetler yaptınız... Biz müzmin muhalifler, hep kaybedenlerin küçümsenmeyecek bir bölümü bile bu hakikati kabul ediyoruz" diyen Özkök, Çankaya'daki Cumhurbaşkanlığı köşkü yerine AOÇ'taki Başbakanlık Binasına geçmeye karar veren Erdoğan'a "yanlış yapıyorsunuz" dedi ve ekledi: "Şuraya yazıyorum... Bakalım tarih hangimizi haklı çıkaracak..."
İşte Özkök'ün yazısından çarpıcı bir bölüm:
Gazeteci olarak Çankaya’ya ilk defa girip, Atatürk’ün tarihi kararları aldığı o binayı gördüğümde, içimden gelen ses şu olmuştu:
“Allah’ım, bu kadar muazzam bir hatıra üzerine nasıl olur da bu kadar mütevazı bir anıt dikilebilir...”
O gün anlamıştım ki, o fedakâr nesil, bu milletin kanla, fedakârlıkla yazdığı o muazzam tarihi gölgelememek için gönüllü olarak mütevazılığın sınırlarına çekilmişti.
Tarihi, binalar değil, içindeki ruh yazacaktı...
Ve yazdı...
* * *
Şimdi, cebinde Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası taşıyan bir vatandaş olarak size seslenmek istiyorum Sayın Cumhurbaşkanı...
Oradan ayrılmakla yanlış yapıyorsunuz...
Yanlış anlamıyorsam, bu adımla kendinize yepyeni bir tarih yazmak istiyorsunuz.
Bu ülkeye çok faydalı hizmetler yaptınız... Biz müzmin muhalifler, hep kaybedenlerin küçümsenmeyecek bir bölümü bile bu hakikati kabul ediyoruz.
Ama emin olun yaptıklarınızın hiçbiri, o binanın ifade ettiği Kurtuluş Savaşı kadar büyük olamaz...
* * *
Sayın Cumhurbaşkanı...
Siz, ben, hepimiz, bugünkü varlığımızı, o binada ifadesini bulan Kurtuluş Savaşı’na ve Cumhuriyet’e borçluyuz.
O Cumhuriyet’in bize bıraktığı özgür bir vatanda doğduk.
O Cumhuriyet’in getirdiği eşitlikçi eğitim sayesinde okullarında okuduk.
O Cumhuriyet’in getirdiği demokraside büyüdük.
O Cumhuriyet’in geçtiği çokpartili rejimde iktidar olabildik, muhalefette kalabildik.
Bugün camilerimiz açıksa, insanlar inançlarını özgürce yaşayabiliyorsa, o Cumhuriyet sayesindedir.
Öyle olduğu için, bugün mirasına sahip çıktığınız Celal Bayar oradan ayrılmadı.
Bu ülkenin gerçek liberal devrimini yapan Turgut Özal, milletin sembollerini kurcalamadı, oradan ayrılmadı.
* * *
Büyük devletler sembollerini çok kolay yıkmazlar.
Lenin’in heykellerini kıran Rusya’nın liderleri, Kremlin’nden ayrılmadı.
Amerika’da hiçbir başkan Beyaz Saray’dan ayrılmaz.
Kendilerine yaptırdıkları yeni binalarla tarih yazmaya kalkanlar kimlerdir diye bir bakarsanız, en güzel örneklerini doğu sınırımızın ötesinde başlayan o coğrafyada bulabilirsiniz.
Hiçbiri adını tarihe altın harflerle yazdırmayı başaramamıştır.
* * *
Türkiye tarihinin halk tarafından direkt seçilen ilk Cumhurbaşkanısınız...
Aldığınız oy yüzde 51 küsur olsa da, hepimizin Cumhurbaşkanısınız...
Ama bir düşünün, halkının duygularını iki derin kutba ayıran bu oy, bu milletin hafızasına İstiklal Savaşı ve İstiklal Marşı ile yerleşen bir sembolü devirme hakkı verir mi...
Bir düşünün lütfen...
* * *
Bizim hafızamızda “Çankaya’ya çıkılır” cümlesinin derin bir manası vardır.
Bir bıraktığınız Çankaya’ya bakıyorum...
Bir de taşınmaya hazırlandığınız o yeni binaya...
Birinin arkasında hepimizin gönlüne işlemiş, hepimizi birleştiren ortak bir mazinin muazzam siluetini görüyorum.
Ama ne yazık ki geçmeye hazırlandığınız o bina bana bölünmüş bir ülkeyi, kırılmış kalpleri, ötekileştirilmiş duyguları anlatıyor.
Dolmuyor yani o binanın içi...
Çünkü ruhu yok...
(...)
* * *
Şuraya yazıyorum.
Siz de yeni Cumhurbaşkanlığının duvarlarına yazın...
Bakalım tarih hangimizi haklı çıkaracak...