ERTUĞRUL ÖZKÖK '4 YÜZ'DEKİ 'DÖNEK' ARKADAŞINI YAZDI; "YOKSA BEN BİR İMALAT HATASI MIYIM"

Hürriyet Gazetesi'nin eski genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök, isim vermeden Ahmet Hakan'ı topa tuttu!

Hürriyet Gazetesi’nin eski genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök, nehir kenarından yazdığını söylediği köşesinde çok ince işlenmiş bir Ahmet Hakan eleştirisi yaptı. 28 Şubat süreciyle ilgili programında Özkök’ün açıkça şantajcılıkla suçlanmasına izin veren Ahmet Hakan ile polemiği henüz nihayet bulmadan Özkök’ün Selim X ve Hasan Y adıyla yaptığı karşılaştırmada ilginç göndermeler var.

’Dindar nesil, kindar gençlik’ polemiklerine gönderme yapan Özkök, isim vermeden Ahmet Hakan’a demediğini bırakmadı.

İşte Özkök’ün ’İki çocuğun devrialemi’ başlıklı o yazısından çarpıcı bölümler:

Selim X ve Hasan Y ayrı dünyaların çocuklarıydı. Biri; babası rakı içen, kız kardeşleri mini etek giyen bir ailede büyüdü. Öteki müftü bir babanın evinde. Her ikisinin de çevresi onlardan bir şey imal etmeye çalıştı. Neticede ortaya iki ’dönek’ çıktı.

KEMALİST YAPMAK İSTEDİLER O KALAMAR YEMEYİ TERCİH ETTİ

Selim X, İzmir’in yoksul bir mahallesinde doğdu. Babası işçiydi. Annesi ev kadınıydı.

Yıllar sonra hayranlıkla dinleyeceği Elton John, Ian Anderson ve Carlos Santana da o yıl doğmuştu.

Bir de, 1972’de birlikte asılan Yusuf Aslan ve Deniz Gezmiş.

İlkokulu İzmir’de devlet okulunda okumuştu. Pazartesi sabahları İstiklal Marşı okumuş, her sabah olmasa da sık sık "Türküm, doğruyum" diye güne başlamış, cuma akşamları bayrak çekme törenine katılmıştı. 23 Nisan’da Alsancak Stadı’nda törenin bir an önce bitmesini beklemiş, 29 Ekim’de kısa pantalonlu izci kıyafetiyle törene gelen jimnastik hocasına güldüğü için ceza almıştı.

OKUMAYA PEKOS BILL VE TOMMIKS’LE BAŞLADI

Annesinin başı Ege usulü örtülüydü. Beş vakit namaz kılardı. Babaannesiyse baştan aşağı siyah giyinirdi. Aynı odada 10 yıl birlikte uyumuşlar ama saçlarını hiç görmemişti.

Babası günde bir buçuk şişe rakı, dört paket sigara içerdi. Ama Cuma’yı ve bayram namazını kaçırmaz; bütün Ramazan oruç tutardı. Her kurban bayramında mutlaka kurban kestirir, başında dururdu.

İlk namazını ilkokul dördüncü sınıftayken bayramda kılmıştı. Koltuğunun altında seccade namaza giderken, en büyük korkusu, yeni ayakkabılarını çaldırmaktı.

Lise ikinci sınıfa kadar, zaman zaman oruç tutmuştu. Birkaç teravihte takke takmışlığı bile vardı.

Dedesi, anneannesi ve babaannesi hacıydı.

İlk okuduğu kitaplar Pekos Bill, Tommiks, Teksas’tı. Babası, sırf bir şey okusun diye ona Tommiks parası verirdi.

Okuduğu ilk romansa ’İki Çocuğun Devrialemi’ydi.

Lisede okuduğu ilk kitap Orhan Kemal ve Yaşar Kemal’inkilerdi. Onu Camus, Sartre, Erich Maria Remarque, Gide izledi.

İLK DUYGUSAL EĞİTİMİNİ İZMİR FUAR’INDA ALDI

İlk porno kitabı olan ’Kaymak Tabağı’nı, lise ikinci sınıfta, toplu halde okudu.

İlk platonik aşkını, mahallesindeki bir kıza karşı hissetti. İlk duygusal eğitimini, lise son sınıftayken İzmir Fuarı’nda bir kızla öpüşerek yaptı.

Bütün lise hayatı boyunca futbol oynadı. Boş zamanlarında İkinci Kordon’da yeni açılan tilt salonuna gitti. Parasının çoğunu 45’lik çalan jukebox’ta harcadı. Rolling Stones ve Beatles dinledi.

Evlerinde müzik dolabı vardı. İlk aldığı 78’lik plaklar Erol Büyükburç, Paul Anka ve Neil Sedaka’nınkilerdi.

Her yılbaşı evlerinde eğlendiler. Muz yediler, tombala oynadılar, fırdöndü çevirdiler.

Üniversitede solcu oldu. ’Tütün’ ve ’Kızıl Süvariler’i okudu.

Mülkiye’nin sapına kadar Cumhuriyetçi hocalarından, Cumhuriyetçi ve devletçi bir eğitim aldı.

Edebiyat dergisi deyince Türk Dili, A, Oluşum derdi. Cumhuriyet okurdu, okumasa bile mutlaka kolunun altında taşırdı.

Tabii Cumhuriyet logosu dışa gelecek şekilde.

ÖZAL’LA SOLCULUK BİTTİ DÖNEK OLDU

Mezun olunca TRT’de muhabirlik yaptı. Sonra devlet bursuyla yurtdışına gitti. Dönünce öğretim üyeliği yaptı, doçent oldu.

Sonra her şey birbirine girdi. Özal’la tanıştı, sol düşünceleri bıraktı, liberal bir insan oldu.

Babası oruç tutardı, o tutmuyor. Babası sigara içerdi, o içmiyor. Babası rakı içerdi, o şarap içiyor. Babası kabak tatlısı severdi o ağzına koymuyor.

Ama kalamarı ona babası öğretti... İlk birayı da o içirdi.

Bir de kız kardeşlerine karşı eşit davranmayı...

Selim X de zaman zaman kendine soruyor:

"Acaba ben bir imalat hatası mıyım?"

Onun dönemi, Cumhuriyet’in ilk kuşağıydı. ’Çıktık açık alınla’ neslinin bir neferiydi. Doğduğunda Kurtuluş Savaşı’nın üzerinden henüz 30 yıl bile geçmemişti.

Cehennemler yaratan bir ırkın ahvadıydı.

Lakin, ondan bir Kemalist imal etmek istemişlerdi. Çıka çıka, uzun saçlı bir beatnik çıkmıştı.

Üniversiteyi bitirdiği gün odasının duvarında iki poster vardı.

Karl Marx ve Mick Jagger...

İkisi bir arada ne alaka diye soranlara verecek bir cevap bile aramamıştı.

Acaba o gerçekten bir imalat hatası mıydı?

HASAN Y HİÇ TOMBALA OYNAMADI ’BİRİNCİ ÇİNKO’YU HİÇ DUYMADI

Hasan Y, bir Anadolu çocuğuydu. Yozgat’ta doğmuştu.

O yıl Türkiye, ilk Anadol otomobili yapmıştı. Yunanistan’da askerler darbe yapıp iktidarı ele geçirmişti.

’Altı Gün Savaşı’ başlamış, İsrail, Mısır, Suriye ve Ürdün’e girmişti. O yıl Müslümanların içi ezikti.

Nirvana’nın efsane solisti Kurt Cobain de o yıl doğmuştu. İkisinin yolları çok ayrıydı.

Playboy kızı Anne Nicole Smith akranıydı. Onunla da yolları hiç kesişmemişti.

O yıl bir de Naim Süleymanoğlu doğmuştu. Sonradan onunla çok gurur duymuştu.

Che Guevara o yıl öldürülmüştü. Hasan Y hiç solcu olmamıştı, İslam’a yakındı; Ama nedense Che’yi gizli gizli hep sevmişti.

BABASI MÜFTÜYDÜ, KENDİSİ ELHAMDÜLİLLAH MÜSLÜMAN

Babası öğretmendi. Türkiye’nin her yerinde olmuşlar, her yerinde okumuştu. Önce İzmir Bayındır, sonra Doğubeyazıt, Ağrı, Amasya ve Silivri.

Babası devlet görevine öğretmenlikle başlamış, müftülükle bitirmişti.

Bütün aile ’Elhamdülillah Müslüman’dı ama öyle ’Cuma Müslümanı’ değil, evde herkes beş vakit namaza dururdu.

O da, çok küçükken durmaya başladı. Cuma ve bayram namazları hiç kaçmadı. Uzun yıllar oruç hiç sekmedi, hiç kazaya bırakılmadı.

Yılbaşını hiç bilmedi. Tombala kelimesini hiç bilmediği için, tabiatıyla birinci çinko tamlamasındaki çinko kelimesi onun için Zn kısaltmalı elementten başka hiçbir şey ifade etmedi.

Orta ve liseyi çeşitli imam hatip okullarında okudu. Arapça öğrendi, Kur’an’ı kaç kere hatim indirdiğini o gün saymadı, bugün sorsanız hatırlamıyor. Üniversiteyi İlahiyat Fakültesinde okudu. Vaaz verecek kadar dinine vukuftu.

Tabiatıyla ilk aşklarını tamamen platonik yaşadı. Mahalleden bir kız işte... Neresi diye sormayın, mütedeyyin çevredendir, şehrini bile söylemek istemez.

HİDAYET ROMANLARIYLA BAŞLADI DOSTOYEVSKİ İLE DEVAM ETTİ

Önce her kavruk Anadolu çocuğu gibi Namaz Hocası kitaplarıyla başladı. Sonra sırasıyla Kemalettin Kamu’nun buram buram çocuk hicranı kokan romanları geldi. Ömer Seyfettin’i ve ’Diyet’i saymıyorum, o, her Türk çocuğu için bankoydu zaten.

Biraz yıllar geçince, her dindar çocuk gibi, sıra Hidayet romanlarına geldi. ’Huzur Sokağı’nı, ’Yanık Buğdaylar’ı izledi.

Ama biraz serpilince, bu defa Rus klasiklerine merak sardı.

Bulunduğu muhit, kafe değil kahvehanelere müsaitti. Tabiatıyla oralara devam etti. İslami çevredeki her okumuş çocuk gibi, edebiyat susuzluğunu Mavera ve Dergâh gibi dergilerde kana kana giderdi. Siyaset dersen, banko İslam ve Tevhid dergileriydi.

Sonra TGRT’de muhabir oldu.

Hasan Y de zaman zaman kendine soruyor:

"Yoksa ben de bir imalat hatası mıyım?"

Aldığı eğitim ondan bir imam nesli yaratmak istedi, o ise House Cafe’yi tercih etti.

PAZAR GÜNÜ BULMACASI: SELİM X ve HASAN Y KİM?

Selim X ve Hasan Y ayrı dünyaların çocuklarıydı.

İkisi de, Cumhuriyet’in resmi okullarında okudu. Biri devletin normal okullarında okudu, öteki yine bu devletin kabul ettiği müfredat programıyla eğitim yapan imam hatip okullarında.

MÜFTÜ BİR BABANIN EVİNDE BÜYÜDÜ

Biri, babası rakı içen, kız kardeşleri mini etek giyen bir ailede büyüdü. Öteki müftü bir babanın evinde.

Her ikisinin de çevresi onlardan bir şey imal etmeye çalıştı. Şimdi her ikisi de aynı gazetede köşe yazarı olarak çalışıyor.

Dünya görüşleri, hala birbirinin aynısı değil. Ama hayat tarzları arasındaki makas o kadar kapanmış ki...

X ve Y kromozomlarından çıkarılacak kıssadan bir hisse mi istiyorsunuz?

"Boşuna uğraşmayın beyler, o çocuk var ya, o boynu bükük çocuk;

Ondan kafanıza göre insan uydurmaya uğraşmayın."

O çocuktan, dindar da çıkar, Kemalist te...

Kalamarı seven de çıkar, karidesi mekruh sayan da...

Alnı secdeye varan da çıkar, ateisti de...

Başörtü takanı da çıkar, mini etek giyeni de...

Çıkar ama, siz istediniz diye sizin tornanızdan ille de istediğiniz insan çıkmaz...

Çok bastırırsanız, "Tamam yaptık" dediğiniz anda bir bakarsınız, neticede iki ’dönek’ çıkmış.