ERTUĞRUL MAVİOĞLU DAVASINDA SAVCIYA EK SÜRE!

Ertuğrul Mavioğlu'nun Karayılan ile yaptığı röportajdan dolayı yargılandığı davada savcıya ek süre tanındı.

Gazeteci Ertuğrul Mavioğlu'nun Murat Karayılan ile röportaj yaptığı için "terör örgütü propagandası" yapmaktan yargılandığı davasında savcıya ek süre tanınması kararı verildi.

Gazeteci Ertuğrul Mavioğlu'nun KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan ile yaptığı röportaj dolayısıyla hakkında açılan 2010/342 sayılı davanın ikinci duruşması Beşiktaş 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Mavioğlu'nun avukatı Yücel Döşemeci, davanın bir sonraki duruşmasının Cumhuriyet Savcısı Celal Kara'nın mütalaasını hazırlaması için ek süre tanınarak 9 Aralık'a ertelendiğini bildirdi. Duruşma saat 9:25'te görülecek.

Hakim Şeref Akçay'ın Mahkeme Heyeti Başkanlığı'nı yürüttüğü ve Hakimler Mehmet Ekinci ve Birol Bilen'in heyet üyesi olduğu davada Ertuğrul Mavioğlu, Terörle Mücadele Yasası'nın (TMY) 7/2 maddesinden yargılanıyor. Gazeteci Mavioğlu'nun "terör örgütü propagandası" yapmaktan beş yıl hapsi isteniyor.

Dava, Avukat Hatice Aydın'ın Mavioğlu'nun Radikal gazetesinde, 28-30 Ekim arasında yayımlanan röportajı dolayısıyla İstanbul Başsavcılığı'na başvurusu sonucu açıldı.

Mavioğlu, davanın 6 Temmuz'daki ilk duruşmasındaki savunmasında şöyle konuşmuştu:

* Ben örgüt propagandası değil gazetecilik yapıyorum. Radikal Gazetesi, propaganda yapmak için değil, halkı bilgilendirmek için kurulmuş bir gazetedir. Gazete yöneticilerinin bilgisi dâhilinde Karayılan'la görüşmek için Kandil'e çıktım.

* Kandil'in ortasında, silahların yanında Karayılan'a, "Siz terörist misiniz?" diye sordum. Çünkü bunu daha önce kimse sormamıştı. Çünkü biz buradan, onların kendilerini orada nasıl gördüğünü bilmiyorduk. Sordum. Cevabını aldım, yazdım. Sahiplenerek yayımlamadık; o, onun cevabı.

* 49 yaşındayım. 30 yıldır bu memlekette askerler, çocuklar ölüyor. İnsanlar acı çekiyor. Köyler boşaltılıyor. Ben bunu mu savunuyorum şimdi? Ben Kandil'i heceledim: 'Kan akarsa, dil susar' dedim. Bu röportajın asıl amacı: 'Kan akmasın' demektir. Atılı suçu kabul edemem. Bu hakikat değil, hakarettir. Röportajım cezayı değil, ödülü hak eder. Beraatımı talep ediyorum.