ERTUĞRUL KÜRKÇÜ YENİ AKİT YAZARINI TOPA TUTTU! HASAN KARAKAYA'YA NEDEN İNANAYIM?
BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Söz Sende'de Balçiçek İlter'in sorularını yanıtladı.
Yeni Akit Genel Yayın Yönetmeni Hasan Karakaya’nın Akil İnsanlar Heyeti’nde yer almasını sert bir dille eleştiren Kürkçü, Türkiye Komünist Partisi Eski Genel Sekreteri Nabi Yağcı’nın “Din bir afyon gibi görülünce, İslam’ı öğrenmek hiçbir zaman sosyalist hareketin gündeminde olmadı” sözlerine de şöyle yanıt verdi: Kitabı olmayan böyle konuşur.
İşte Ertuğrul Kürkçü’nün o açıklamaları...
“KİTABI OLMAYAN BÖYLE KONUŞUR”
İnsan kitapsız olunca böyle konuşur tabi. Çünkü Marksizm’in dine ilişkin analizi hala aşılamamış, son derece esaslı bir analizdir. Dile pelesenk edilen “Din halkın afyonudur” sözlerinin öncesinde ve sonrasında bazı cümleler var. Marks’ın bunları yazdığı tarihte afyon bir ilaçtı. Başı ağrıyan, karnı ağrıyan afyon alırdı. Dolayısı ile Marks’ın söylediği şey şudur: Kapitalizmin insanı insan doğasından çıkarttığı, ezilen insanı toplumun en altına ittiği yerde ezilen insan çığlığını din olarak bağırır, acılarını dindirir. Marks “Din kalpsiz bir dünyanın kalbidir” derken hiç de Nabi Yağcı’nın yorumu gibi bir din yorumu yapmaz. Demek ki bazı şeyleri bir dönem bilmek onu hep bilmek anlamına gelmiyor.
“DİNİN BİRLEŞTİRİCİLİĞİ GERÇEK DEĞİL”
Kürkçü, Yağcı’nın Öcalan’ın “İslam’ı birleştirici bir unsur olarak gördüğü” şeklindeki yorumuna ise şöyle yanıt verdi: Dinin birleştirici olduğu gerçek olsa Arap dünyası birbiriyle bu kadar çok çatışıyor olmazdı, bunlar retorik. Bence Sayın Öcalan’ın bu konuda yaptığı atıf şununla ilgili: Her zaman kendi dindarlığını öne çıkaran bir kitleye ve ona dayanarak siyaset yapan bir heyete “Bundan önceki bin yılda biz sizin yanınızdaydık, bize bunları niye ettiniz?” sorusunu tersten soruyor. Öcalan’ın da PKK’nın da BDP’nin de gelecek toplum tahayyülünde dinin başat bir rol oynadığını hiç düşünmüyorum.
“HASAN KARAKAYA’YA NİYE İNANAYIM?”
Akil insanlar heyetiyle ilgili önemli değerlendirmeler yapan Kürkçü, Yeni Akit Genel Yayın Yönetmeni Hasan Karakaya’nın heyette yer almasını sert sözlerle eleştirdi. Kürkçü “Hasan Karakaya, bu heyette yer almış olan hemen hemen herkesi yerin dibine sokup çıkarmış, hepsine sövüp saymış, barış isteyenlere demediğini bırakmamış, “Uludere için yakılan her ağıt PKK’ye gönderilmiş destektir” diyerek Uludere katliamını savunmuş bir insan. Ben onun rolünü hayatta kendime yakıştırmış olsam yapacağım şey “Teşekkür ederim, ben bunu yapamam. Savaşmaya devam etmek istiyorum” demek olurdu. Hasan Karakaya’nın hedef gösterdiği kişilerden biri de benim. Ben şimdi ona ne diye inanacağım? Ne diye o gazetenin bütün gün yazdığı yalanların başında duran adamın bir yandan barış kurucusu olabileceğini düşüneceğim?” dedi.
“AKİL İNSANLAR HEYETİ BARIŞ TEBLİGATINDA BULUNACAK”
Kürkçü, liste ile ilgili değerlendirmelerine şöyle devam etti: Listedeki insanların arasından bir dolu insan biliyorum ki bizlerin dokunulmazlığımızın kalkmasının yerinde olacağını, gerillalarla kucaklaştığımız için bizim saf dışı edilmemizi savundular. Şimdi de askerlerle gerillalar kucaklaşsın diye uğraşıyorlar. Orada BDP’nin önerdiği listeden seçilmiş 16 kişi de var. Bunları bir tutmuyorum. Fakat mekanizma öyle bir kuruldu ki aslında akil insanlardan beklenen şey gerçekleşmiyor, orası boş duruyor hala. Burada başka bir heyet bir barış tebligatında bulunacak.
İşte Ertuğrul Kürkçü’nün o açıklamaları...
“KİTABI OLMAYAN BÖYLE KONUŞUR”
İnsan kitapsız olunca böyle konuşur tabi. Çünkü Marksizm’in dine ilişkin analizi hala aşılamamış, son derece esaslı bir analizdir. Dile pelesenk edilen “Din halkın afyonudur” sözlerinin öncesinde ve sonrasında bazı cümleler var. Marks’ın bunları yazdığı tarihte afyon bir ilaçtı. Başı ağrıyan, karnı ağrıyan afyon alırdı. Dolayısı ile Marks’ın söylediği şey şudur: Kapitalizmin insanı insan doğasından çıkarttığı, ezilen insanı toplumun en altına ittiği yerde ezilen insan çığlığını din olarak bağırır, acılarını dindirir. Marks “Din kalpsiz bir dünyanın kalbidir” derken hiç de Nabi Yağcı’nın yorumu gibi bir din yorumu yapmaz. Demek ki bazı şeyleri bir dönem bilmek onu hep bilmek anlamına gelmiyor.
“DİNİN BİRLEŞTİRİCİLİĞİ GERÇEK DEĞİL”
Kürkçü, Yağcı’nın Öcalan’ın “İslam’ı birleştirici bir unsur olarak gördüğü” şeklindeki yorumuna ise şöyle yanıt verdi: Dinin birleştirici olduğu gerçek olsa Arap dünyası birbiriyle bu kadar çok çatışıyor olmazdı, bunlar retorik. Bence Sayın Öcalan’ın bu konuda yaptığı atıf şununla ilgili: Her zaman kendi dindarlığını öne çıkaran bir kitleye ve ona dayanarak siyaset yapan bir heyete “Bundan önceki bin yılda biz sizin yanınızdaydık, bize bunları niye ettiniz?” sorusunu tersten soruyor. Öcalan’ın da PKK’nın da BDP’nin de gelecek toplum tahayyülünde dinin başat bir rol oynadığını hiç düşünmüyorum.
“HASAN KARAKAYA’YA NİYE İNANAYIM?”
Akil insanlar heyetiyle ilgili önemli değerlendirmeler yapan Kürkçü, Yeni Akit Genel Yayın Yönetmeni Hasan Karakaya’nın heyette yer almasını sert sözlerle eleştirdi. Kürkçü “Hasan Karakaya, bu heyette yer almış olan hemen hemen herkesi yerin dibine sokup çıkarmış, hepsine sövüp saymış, barış isteyenlere demediğini bırakmamış, “Uludere için yakılan her ağıt PKK’ye gönderilmiş destektir” diyerek Uludere katliamını savunmuş bir insan. Ben onun rolünü hayatta kendime yakıştırmış olsam yapacağım şey “Teşekkür ederim, ben bunu yapamam. Savaşmaya devam etmek istiyorum” demek olurdu. Hasan Karakaya’nın hedef gösterdiği kişilerden biri de benim. Ben şimdi ona ne diye inanacağım? Ne diye o gazetenin bütün gün yazdığı yalanların başında duran adamın bir yandan barış kurucusu olabileceğini düşüneceğim?” dedi.
“AKİL İNSANLAR HEYETİ BARIŞ TEBLİGATINDA BULUNACAK”
Kürkçü, liste ile ilgili değerlendirmelerine şöyle devam etti: Listedeki insanların arasından bir dolu insan biliyorum ki bizlerin dokunulmazlığımızın kalkmasının yerinde olacağını, gerillalarla kucaklaştığımız için bizim saf dışı edilmemizi savundular. Şimdi de askerlerle gerillalar kucaklaşsın diye uğraşıyorlar. Orada BDP’nin önerdiği listeden seçilmiş 16 kişi de var. Bunları bir tutmuyorum. Fakat mekanizma öyle bir kuruldu ki aslında akil insanlardan beklenen şey gerçekleşmiyor, orası boş duruyor hala. Burada başka bir heyet bir barış tebligatında bulunacak.