EROL SİMAVİ NEDEN HÜRRİYET'İ APAR TOPAR SATIP, İSVİÇRE'YE YERLEŞTİ? REHA MUHTAR'DAN ŞOK SORULAR!..
Her şey bize açıklandığı gibi mi, yoksa Bilge Emeç'in de sorduğu gibi, "bazı şeylere inandırıldık mı biz?.." diyen Reha Muhtar beynini kemiren soruları ortaya döktü.
Abdi Bey (İpekçi) öldükten kısa bir süre sonra Milliyet'te çalışmaya başladım...
Onun için Abdi Bey'e yetişemedim...
Muhabir olarak çalıştığım gazete ve ajanslarda "Hangi genel yayın müdürünü ilk sıraya koyarsın?.." deseler, hiç düşünmeden Çetin Emeç derim...
Hürriyet'ten gelmişti Milliyet'e...
Milliyet'ten gitti Hürriyet'e ve ölüme...
Pazarki VATAN'da Sanem Altan'ın Çetin Emeç'in eşi Bilge Emeç'le yaptığı inanılmaz bir röportaj vardı...
Bilge Emeç, Hürriyet'in o günlerdeki sahibi Erol Simavi'nin Çetin Emeç'in öldürüldüğü gün de dahil, 20 yıl içinde bir kez bile kendisini ve aileyi aramadığını söylüyor...
Düşünün sahibi olduğunuz gazetenin iki kez genel yayın yönetmenliğini yapan, birkaç ay sonra yeniden genel yayın yönetmeni yapmayı düşündüğünüz yazarınız, kanlı bir suikast sonucu öldürülüyor, ama siz kederli ailesini bir kez olsun aramıyorsunuz...
Alışılmış bir durum değil bu...
Sanem Altan'ın röportajına baktığımda, bu alışılmadık durumla ilgili çok ilginç sorular kemiriyor beynimi...
Çetin Emeç benim genel yayın yönetmenliğimi yapmış bir gazeteciydi...
Her şey bize açıklandığı gibi mi, yoksa Bilge Emeç'in de sorduğu gibi, "bazı şeylere inandırıldık mı biz?.."
Bu basın ustasının en azından anısına saygı uğruna beynimi kemiren soruları sormalıyım şimdi:
1) Erol Simavi, niçin aradan geçen 20 yıl içinde bir kez olsun aileyi arayıp, başsağlığı bile dilemedi?..
Bu normal bir davranış mı?..
2) Erol Simavi, Emeç suikastından bir süre sonra neden Hürriyet'i apar topar satıp, tamamen İsviçre'ye yerleşti?..
3) Simavi'nin Hürriyet'i satışıyla, Çetin Emeç suikastı arasında bir bağlantı var mı?..
Simavi kendisine yönelik bir saldırı olacağından mı korktu?..
4) Röportajda Cengiz Çandar'ın Semra Özal'a atfen söylediği olaylar neler?..
Turgut Özal'a yapılan suikast, Çetin Emeç suikastı ve Erol Simavi'nin apar topar Hürriyet'i satıp İsviçre'ye gidişi arasında bir bağlantı var mı?..
MİT'in Özal dönemi müsteşarı Hiram Abas'ın Çetin Emeç'i suikasttan kısa bir süre önce, "Güzergâhını değiştir" diye uyarmasının anlamı ne?..
5) Birileri biliyor muydu Çetin Emeç'e suikast düzenleneceğini?..
Biliyorlarsa nereden biliyorlardı?..
6) Kar maskeli adamlar tanınmayacaklarına göre, takip edip Çetin Emeç'in şoförünü de niye öldürdüler?..
Kendi şoförü o gün neden yoktu?..
Bilge Emeç bu soruların yanıtını arıyor...
Aslında Türkiye'nin bu soruların cevabını araması ve bulması gerekiyor...
Öldürülen insanlar, bu toplumun en tepe noktalarına çıkmış insanlar...
Hürriyet'i yönetmişler, Milliyet'i yönetmişler, Cumhuriyet'te yazmışlar, Agos'u kurmuşlar, Cumhuriyet savcısı olmuşlar, üniversitelerde kürsülerin başına geçmiş koskoca profesörler, edebiyatçılar, şairler teker teker öldürüldüler...
Bir ülke, toplumsal hiyerarşisinin en tepesine çıkarttığı insanları silahlardan ve suikastlardan koruyamıyorsa, o suikastların hangi nedenlerle yapıldığını aydınlatamıyorsa, o ülkede demokrasi de Cumhuriyet de doğru düzgün işlemez...
Birileri bize "simetrik veya asimetrik savaş" çeşitlemeleri yerine bu olayların bir izahını yapmalı...
Uğur Mumcu'nun, Abdi İpekçi'nin, Çetin Emeç'in ve diğerlerinin "neden öldürüldüklerini bilmek istiyorum..."
Asimetrik savaşı değil, simetrik cevabı istiyorum!..
Reha Muhtar/Vatan
changeTarget(document.getElementById("news_content"))