EROL AKSOY: SABAH VE ATV'YE TALİBİM!... EROL AKSOY SABAH VE ATV'Yİ NASIL ALACAK!...

Usta röportajcı Nuriye Akman,CİNE5'in patronu Erol Aksoy ile yaptığı ilginç röportajının bu bölümünde Erol Aksoy'a "Sabah ve atv'yi alacak parası olup olmadığını soruyor".

İşimi öyle önemserim ki, bazen deşifre edilmiş söyleşiyi okurken, yahu o anda şunu niye hatırlamadım, şunu niye sormadım, diye eksiklenir ve o boşlukları doldurmak için üşenmez, muhatabımla yeniden konuşurum.


Bu bölümdeki "1 milyon dolarınız var mı ki alırım diyorsunuz?" ve "Sabah ve atv'yi almak için hukukî bir engeliniz yok mu?" soruları daha sonra telefonla sorularak metne monte edilmiş, Erol Aksoy bu vesileyle, daha önceki başka sözlerine de açıklık getirme imkânı bulmuştur.

Erol Bey, "Eğer bu dünyada bir kötülük yaparsak, bizim de bu dünyada acı ve ceza çekmemiz doğrudur." sözlerinin ardından telefonda sormak istediğim yeni soruyu, "Maç bitmiş, hakem hâlâ sarı kart gösteriyor. Bu adil değil." diyerek reddetmiştir. Çok haklıdır. Soru sorulmamıştır.

Atv ve Sabah'ın Ciner'e ve Dinç Bilgin'e yâr olmaması, medyanın asıl patronunun devlet olduğunu gösteriyor mu sizce?

Hayır. İşini iyi yapanlar medyasının sahibidir. Neden Aydın Doğan'ın kurumları ona yâr oluyor da öbürlerininkiler olmuyor? Aydın Bey sağ olsun hesap kitabını iyi yaptığı için. Öbürleri demek ki ya hesaplarını iyi yapmıyorlar ya da başka emellerle medyaya girmişler. Bu, devletten ihale almak da olabilir. Ne bileyim güzel kızlarla çıkmak için de olabilir.

Size göre Ciner'in hatası neydi?

Benim kanaatime göre Ciner'in hatası işin başında TMSF ile bir protokole imza atarken, Dinç Bilgin'in TMSF ile bir protokole imza atmaması. Sayın Ciner'in de hakkını yemek istemem. Ama gördüğümüz kadar gizli bir anlaşma varmış ki Dinç Bilgin getirip bunu vermiş.

Dinç Bilgin kendini niye ihbar etti?

Benim yorumum şu: Diyelim 800 milyon dolar borcu olan bir kişinin en büyük iki varlığı 400'e giderse ve bu arada o 400, iki üç sene içinde 1.200 olur ise, bu kişi o 400'lük anlaşma bozulur da yeniden satılırsa o zaman bütün borcun kapanacağını görmüştür. Belki Sayın Bilgin de ailesine, çoluk çocuğuna olan sorumluluğuyla davranmıştır. Ona 800 milyon dolar bir fatura çıkmışsa, ki o faturada Dinç Bilgin'in ne kadar kusuru olduğunu bilmiyorum. Onu Etibank'a, oraya buraya itenlerin hiçbir şekilde takibe uğramayanların olduğu bir yerde, elindeki mal varlıkları Türkiye'nin istikrarlı gelişmesiyle 1 milyarı bulduğu bir ortamda, belki de o gizli anlaşma sebebiyle diğer taraf ona üstelik bir de haksızlık yapmışsa, o da kendi menfaatini düşünecektir. Bu arada devlet de çok daha fazla bir tahsilat yapacaktır. Bütün bunlar tabii ki hukuken onaylanır ise.

Paranız olsa Sabah'ı alır mısınız?

Kaça satılacağına bakılır. Ben tabii Sabah'ı da alırım, atv'yi de. Sektör olarak iyiye gidiyor. Reklam pastası büyüyor.

1 milyon dolarınız var mı ki alırım diyorsunuz?

Hayır param yok, ama yöneticiler bugünlerde parasını işletmek isteyen birçok sermayedarı veya fonu bulabiliyor.

Ne yani bu işi takip edecek misiniz? Alıcı olacak mısınız?

Bilmem ki. Yani onun finansmanını bulursam ki şu anda kimlerle konuşsam, "Valla Erol Aksoy iyi televizyoncuydu." diyorlar. Şu anda ben televizyonculuğun duayeniyim. İyi bir yöneticiyim. Az adamla çok iş yaparım, verimli çalışırım. Yani medya olsun, sanat galerisi olsun, bankacılık olsun, benim eğitimim yöneticilik. Biz Hürriyet'te muhabirlerin haber akışını, bölge müdürlüklerine ne kalıyor, ne kalmıyor, bütün bunları aynen sanayi şirketi gibi ölçtük, biçtik, buna göre yönettik.

Sabah ve atv'yi almak için huk