ERMAN TOROĞLU'NDAN TAHİR KUM'A ZEHİR ZEMBEREK TEKZİP METNİ!
Spor yorumcusu Erman Toroğlu, Gazete Habertürk yazarı Tahir Kum'a çok sert bir açıklama yolladı!
Spor yorumcusu Erman Toroğlu, Gazete Habertürk yazarı Tahir Kum ve Gazete Habertürk’e çok sert ifadeler içeren bir tekzip metni yolladı..
İşte o metin:
"TAHİR KUM DEDİKODU YAPMAYI GAZETECİLİK Mİ SANIYOR?
Gazetenizin 23.Eylül.2010 tarihli nüshasında, gazeteniz köşe yazarlarından TAHİR KUM’un “KUM SAATİ” adlı köşesinde müvekkilimiz Erman Toroğlu hakkında, “FASULYELER’İ DE ANLAT HOCAM” başlığı ile bir yazı yayınlanmıştır. Tahir Kum tarafından kaleme alınan yazıda müvekkilimize açıkça hakaret edilmiş, “Türkiye’nin En Nefret Edilen Spor yazarı olduğu, bu konuda birinciliği kimseye kaptırmayacağı” açıkça yazılarak, mesleki unvanına saldırmak kişilik haklarını ihlal etmek amaçlanmıştır.
Köşe yazarı, yazının devamında, müvekkilimize karşı hakaretamiz tarzını sürdürmüş, hatta daha da ileri giderek, müvekkilimizin mesleki kariyeri ile ilgili tamamen asılsız suçlamalarda bulunmak ve göndermeler yapmak suretiyle müvekkilimizin ahlak anlayışını, dürüstlüğünü sorgulamaya kalkışmıştır.
Yazı sahibinin kendi yetersizliğini müvekkilin tartışmasız kariyerine leke sürme yöntemiyle kapatamaya çalışmak ve saldırgan aynı zamanda çirkin bir tarzla kendisini önemsenen bir kişi haline getirmek niyetiyle hareket ettiği çok belli olmaktadır. Gerçekten de müvekkil hakkında polemikler yaratmaya çalışarak kendini anlamlı kılma çabası içinde olan yazar bunu “Meslek hayatının en mutlu haftasını” yaşadığını açıkça yazarak itiraf etmiştir.
Her ne kadar “Güneş Balçıkla Sıvanmaz” ise de , “Çamur At İzi Kalsın”dan yola çıkan köşe yazarının dedikodu üretmeyi gazetecilik sanması kendi problemidir. Ancak bu problem gazete sütunlarına yazı olarak yansıdığında buna dur demek de hukuk düzeninin bir gereğidir. Kendisine tahsis edilen köşede, müvekkili hedef alarak hakaret eden, kişisel haklarına ağır saldırıda bulunan köşe yazarının bu tutumunun karşılıksız kalması beklenmemelidir. Yazarın amaçladığı, gazeteyi kullanarak, seçtiği kişileri hedef göstermek, seçtiği kişilere zarar vermek, seçtiği kişilere hakaret etmektir. Müvekkille ilgili yapmaya çalıştığı da budur. Bilinmelidir ki müvekkile açık ve örtülü olarak çıkar karşılığı fair playe aykırı bir takım tutumlar aldığı suçlamasını yönelten bu kişi bu iddialarının altında kalacaktır.
Öte yandan bu yazının içeriği, köşe yazarının gazetecilik mesleğinin yasal ve etik kuralları hakkında bir fikre sahip olmadığını yahut bunu önemsemediğini göstermektedir. Gazetecinin bir yazıyı yazarken, iddia ettiği konularda en azından görünür gerçekliğe uygun davranma kaygısı taşıması, ilgilileri zarara uğratacak yanlışlıklardan titizlikle kaçınması başta gelen görevidir. Eğer gazeteci buna uygun davranmazsa uygun davranmasını sağlayacak yaptırımlarla karşılaşır. Elbette bu yaptırımlar hukuk yoluyla uygulanır."
İşte o metin:
"TAHİR KUM DEDİKODU YAPMAYI GAZETECİLİK Mİ SANIYOR?
Gazetenizin 23.Eylül.2010 tarihli nüshasında, gazeteniz köşe yazarlarından TAHİR KUM’un “KUM SAATİ” adlı köşesinde müvekkilimiz Erman Toroğlu hakkında, “FASULYELER’İ DE ANLAT HOCAM” başlığı ile bir yazı yayınlanmıştır. Tahir Kum tarafından kaleme alınan yazıda müvekkilimize açıkça hakaret edilmiş, “Türkiye’nin En Nefret Edilen Spor yazarı olduğu, bu konuda birinciliği kimseye kaptırmayacağı” açıkça yazılarak, mesleki unvanına saldırmak kişilik haklarını ihlal etmek amaçlanmıştır.
Köşe yazarı, yazının devamında, müvekkilimize karşı hakaretamiz tarzını sürdürmüş, hatta daha da ileri giderek, müvekkilimizin mesleki kariyeri ile ilgili tamamen asılsız suçlamalarda bulunmak ve göndermeler yapmak suretiyle müvekkilimizin ahlak anlayışını, dürüstlüğünü sorgulamaya kalkışmıştır.
Yazı sahibinin kendi yetersizliğini müvekkilin tartışmasız kariyerine leke sürme yöntemiyle kapatamaya çalışmak ve saldırgan aynı zamanda çirkin bir tarzla kendisini önemsenen bir kişi haline getirmek niyetiyle hareket ettiği çok belli olmaktadır. Gerçekten de müvekkil hakkında polemikler yaratmaya çalışarak kendini anlamlı kılma çabası içinde olan yazar bunu “Meslek hayatının en mutlu haftasını” yaşadığını açıkça yazarak itiraf etmiştir.
Her ne kadar “Güneş Balçıkla Sıvanmaz” ise de , “Çamur At İzi Kalsın”dan yola çıkan köşe yazarının dedikodu üretmeyi gazetecilik sanması kendi problemidir. Ancak bu problem gazete sütunlarına yazı olarak yansıdığında buna dur demek de hukuk düzeninin bir gereğidir. Kendisine tahsis edilen köşede, müvekkili hedef alarak hakaret eden, kişisel haklarına ağır saldırıda bulunan köşe yazarının bu tutumunun karşılıksız kalması beklenmemelidir. Yazarın amaçladığı, gazeteyi kullanarak, seçtiği kişileri hedef göstermek, seçtiği kişilere zarar vermek, seçtiği kişilere hakaret etmektir. Müvekkille ilgili yapmaya çalıştığı da budur. Bilinmelidir ki müvekkile açık ve örtülü olarak çıkar karşılığı fair playe aykırı bir takım tutumlar aldığı suçlamasını yönelten bu kişi bu iddialarının altında kalacaktır.
Öte yandan bu yazının içeriği, köşe yazarının gazetecilik mesleğinin yasal ve etik kuralları hakkında bir fikre sahip olmadığını yahut bunu önemsemediğini göstermektedir. Gazetecinin bir yazıyı yazarken, iddia ettiği konularda en azından görünür gerçekliğe uygun davranma kaygısı taşıması, ilgilileri zarara uğratacak yanlışlıklardan titizlikle kaçınması başta gelen görevidir. Eğer gazeteci buna uygun davranmazsa uygun davranmasını sağlayacak yaptırımlarla karşılaşır. Elbette bu yaptırımlar hukuk yoluyla uygulanır."