ERGUN BABAHAN,"DOĞAN GRUBU İLE BAŞBAKAN ARASINDAKİ KAVGA BİTER Mİ?" SORUSUNU NASIL CEVAPLADI?..
Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ergun Babahan, NTV'de Yazı İşleri programında açıklamalarda bulundu.
İktidar ve Medya" ilişkileriyle ilgili konuşan Ergun Babahan, "Medya sahipliği sadece medya sahipliği olmalı. Medya ile işler arasına kalın çizgi çizilmeli" dedi.
Son günlerde Başbakan Tayyip Erdoğan ve Aydın Doğan arasındaki tartışmalarla ilgili olarak Babahan, "Bugün yazdığım gibi, Umur Talu'nun hep yazdığı gibi, benim ilk dönemde çok üstünde durduğum gibi, gazeteci kimliği ile işveren kimliğinin birbirine karışmasından kaynaklanan sıkıntıların dışa vurumu yaşanıyor. Biz medya çalışanlarını huzursuz etse de. Belki de hayırlı oldu. Türkiye'de medyanın yeniden şekillenmesi için belki iyi bir fırsattır diye düşünüyorum" dedi.
"Bu kavga biter mi?" sorusuna "Tahminim Başbakan 1-2 defa daha bunun üzerinde durur bundan sonra kendi mecrasında unutulur gider diye düşünüyorum. Fakat sağlıksız bir ortam doğdu. Türkiye'de şu anda itibar ve inandırıcılık konusunda ciddi bir güven sorunu var. O medya grubu ile Başbakan'ın iş görüşmelerini, perde arkasını çok bilmiyorum. Talepler nedir? Ne gibi istekler olmuş? Hangileri kabul edilmiş? Hangileri edilmemiş bilimiyorum. Zaten burada rahatsız edici olan insanların hem medya patronu hem işadamı kimliği taşıması. Ayrı gruba ait bütün yazarlar tek bir sesten, ağızdan, fikirden yola çıkıyor görüntüsü verdi. Yoksa elbette tüm gazete ve köşe yazarları dilediğini özgürce yazabilmeli. Yolsuzluk varsa yazabilmeli. Başbakan da kendine yakın gördüğü kişilerin suçlanmasından ya da eleştirilerden rahatsız olmamalı. Gereği neyse onu yapmak zorunda. Demokrasi dediğimiz böyle bir şey. Gazeteci olarak görevimiz yönetenleri denetleyebilmek" yanıtını verdi.
Medyada çok büyük bir grupla diğer grupların çekişmesi olduğunu vurgulayan Babahan, "Köşe yazarlarına müdahale edilmemeli, çok sesli olmalı. Sabah Gazetesi'nde içinde farklı seslerin olmasından memnunuz. Medya sahipliği, medya sahipliğiyle sınırlanmalı. Patronun işleri bizi ilgilendirmiyor" açıklamasını yaptı.
Son günlerde Başbakan Tayyip Erdoğan ve Aydın Doğan arasındaki tartışmalarla ilgili olarak Babahan, "Bugün yazdığım gibi, Umur Talu'nun hep yazdığı gibi, benim ilk dönemde çok üstünde durduğum gibi, gazeteci kimliği ile işveren kimliğinin birbirine karışmasından kaynaklanan sıkıntıların dışa vurumu yaşanıyor. Biz medya çalışanlarını huzursuz etse de. Belki de hayırlı oldu. Türkiye'de medyanın yeniden şekillenmesi için belki iyi bir fırsattır diye düşünüyorum" dedi.
"Bu kavga biter mi?" sorusuna "Tahminim Başbakan 1-2 defa daha bunun üzerinde durur bundan sonra kendi mecrasında unutulur gider diye düşünüyorum. Fakat sağlıksız bir ortam doğdu. Türkiye'de şu anda itibar ve inandırıcılık konusunda ciddi bir güven sorunu var. O medya grubu ile Başbakan'ın iş görüşmelerini, perde arkasını çok bilmiyorum. Talepler nedir? Ne gibi istekler olmuş? Hangileri kabul edilmiş? Hangileri edilmemiş bilimiyorum. Zaten burada rahatsız edici olan insanların hem medya patronu hem işadamı kimliği taşıması. Ayrı gruba ait bütün yazarlar tek bir sesten, ağızdan, fikirden yola çıkıyor görüntüsü verdi. Yoksa elbette tüm gazete ve köşe yazarları dilediğini özgürce yazabilmeli. Yolsuzluk varsa yazabilmeli. Başbakan da kendine yakın gördüğü kişilerin suçlanmasından ya da eleştirilerden rahatsız olmamalı. Gereği neyse onu yapmak zorunda. Demokrasi dediğimiz böyle bir şey. Gazeteci olarak görevimiz yönetenleri denetleyebilmek" yanıtını verdi.
Medyada çok büyük bir grupla diğer grupların çekişmesi olduğunu vurgulayan Babahan, "Köşe yazarlarına müdahale edilmemeli, çok sesli olmalı. Sabah Gazetesi'nde içinde farklı seslerin olmasından memnunuz. Medya sahipliği, medya sahipliğiyle sınırlanmalı. Patronun işleri bizi ilgilendirmiyor" açıklamasını yaptı.