ERDOĞAN'IN YAYIN DURDURMA YETKİSİNE VİZE!
Anayasa Mahkemesi, Başbakan Erdoğan'a televizyon kanallarının yayınını geçici olarak durdurma' yetkisi veren yasanın iptal talebini reddetti.
Mahkemenin gerekçeli kararında, olağanüstü durumlar, millî güvenlik ve kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması gibi hallerin hızlı ve seri karar almayı gerektirdiği aktarıldı. Bu sebeple yetkinin, kurul yerine başbakan veya görevlendireceği bir bakana verilmesinin, Meclis’in yetkisi kapsamında olduğu vurgulandı. Üyeler Fulya Kantarcıoğlu ile Osman Alifeyyaz Paksüt ise yasada kısıtlama sebeplerinin gerekli açıklıkta yer almadığını savunarak, hukuk devleti ilkesine aykırı olduğunu öne sürdü.
Anayasa Mahkemesi’nin 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un, bazı hükümlerinin iptal isteminin reddiyle ilgili gerekçeli karar Resmi Gazete’de dün yayımlandı. CHP’nin yasanın bazı hükümlerinin iptali talebini oy çokluğuyla reddeden AYM’nin gerekçesinde, Başbakan’a geçici yayın durdurma yetkisi verilen yasa maddesinin Anayasa’ya uygun olduğu belirtildi. İptali istenen yasa maddesinde, savaş, terör amaçlı saldırı, doğal afet ve benzeri olağanüstü durumların ortaya çıkardığı kriz zamanlarında da ifade ve haber alma özgürlüğünün esas olduğu, yayın hizmetlerinin önceden denetlenemeyeceği ve yargı kararları saklı kalmak kaydıyla durdurulamayacağı aktarıldı. Ancak, milli güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hallerde yahut kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasının kuvvetle muhtemel olduğu durumlarda, Başbakan veya görevlendireceği bakan tarafından geçici yayın yasağı getirilebileceği düzenlemesinin yer aldığı belirtildi. Başbakan’a tanınan yetkinin Anayasa’ya aykırı olmadığı vurgulanan gerekçeli kararda, "Kuralda yer alan ’olağanüstü durumlar’, ’milli güvenliğin açıkça gerekli kıldığı haller’ ve ’kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasının kuvvetle muhtemel olduğu durumlar’ ibarelerinin içerik ve kapsamının kanun koyucu tarafından önceden tek tek belirlenmesi mümkün değildir. Söz konusu ibarelere doktrin, uygulama ve yargı kararlarıyla zaman içerisinde anlam kazandırılarak ibarelerin genel çerçevesi belirlenmiş ve içeriği somutlaştırılmıştır. Dava konusu kural ile geçici yayın yasağı getirilebilmesi için gerekli durum ve şartların temel esasları ve çerçevesi belirlenmiş olduğundan, dava konusu kuralın hukuk güvenliği ve belirlilik ilkelerine aykırı bir yönü yoktur." denildi.
Yasaklama kararında yer alan sebep, kapsam ve ölçütlerin de yargı denetimine tabi olacağı ifade edilen kararda, ’geçici yayın yasağı’ getirme tedbirine başvurulması durumunda bunun kapsam, sınır ve ölçütlerinin açık ve somut bir biçimde yasaklama kararında, yargı denetimine olanak verecek şekilde belirlenmesi gerektiğine dikkat çekildi. Aksi halde kanunun amaçladığı ’istisna’ halinin ortadan kalkacağı vurgulandı. Ayrıca, kriz zamanlarının sona ermesi halinde de geçici yayın yasağının kendiliğinden ortadan kalkacağı kaydedildi.
Metin Arslan / Zaman
Anayasa Mahkemesi’nin 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un, bazı hükümlerinin iptal isteminin reddiyle ilgili gerekçeli karar Resmi Gazete’de dün yayımlandı. CHP’nin yasanın bazı hükümlerinin iptali talebini oy çokluğuyla reddeden AYM’nin gerekçesinde, Başbakan’a geçici yayın durdurma yetkisi verilen yasa maddesinin Anayasa’ya uygun olduğu belirtildi. İptali istenen yasa maddesinde, savaş, terör amaçlı saldırı, doğal afet ve benzeri olağanüstü durumların ortaya çıkardığı kriz zamanlarında da ifade ve haber alma özgürlüğünün esas olduğu, yayın hizmetlerinin önceden denetlenemeyeceği ve yargı kararları saklı kalmak kaydıyla durdurulamayacağı aktarıldı. Ancak, milli güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hallerde yahut kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasının kuvvetle muhtemel olduğu durumlarda, Başbakan veya görevlendireceği bakan tarafından geçici yayın yasağı getirilebileceği düzenlemesinin yer aldığı belirtildi. Başbakan’a tanınan yetkinin Anayasa’ya aykırı olmadığı vurgulanan gerekçeli kararda, "Kuralda yer alan ’olağanüstü durumlar’, ’milli güvenliğin açıkça gerekli kıldığı haller’ ve ’kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasının kuvvetle muhtemel olduğu durumlar’ ibarelerinin içerik ve kapsamının kanun koyucu tarafından önceden tek tek belirlenmesi mümkün değildir. Söz konusu ibarelere doktrin, uygulama ve yargı kararlarıyla zaman içerisinde anlam kazandırılarak ibarelerin genel çerçevesi belirlenmiş ve içeriği somutlaştırılmıştır. Dava konusu kural ile geçici yayın yasağı getirilebilmesi için gerekli durum ve şartların temel esasları ve çerçevesi belirlenmiş olduğundan, dava konusu kuralın hukuk güvenliği ve belirlilik ilkelerine aykırı bir yönü yoktur." denildi.
Yasaklama kararında yer alan sebep, kapsam ve ölçütlerin de yargı denetimine tabi olacağı ifade edilen kararda, ’geçici yayın yasağı’ getirme tedbirine başvurulması durumunda bunun kapsam, sınır ve ölçütlerinin açık ve somut bir biçimde yasaklama kararında, yargı denetimine olanak verecek şekilde belirlenmesi gerektiğine dikkat çekildi. Aksi halde kanunun amaçladığı ’istisna’ halinin ortadan kalkacağı vurgulandı. Ayrıca, kriz zamanlarının sona ermesi halinde de geçici yayın yasağının kendiliğinden ortadan kalkacağı kaydedildi.
Metin Arslan / Zaman