''ERDOĞAN'IN MİTİNGLERİNE DE GİTMEK İSTİYORUM!''
CHP otobüsünde verdiği pozla olay yaratan Ayşe Arman bu kez Başbakan Erdoğan'ın mitinglerine katılmak istediğini açıkladı.
Erdoğan’ın mitinglerine de gitmek istiyorum
DİKKAT, dikkat...
Bir seçim otobüsünün içinde olmak, miting miting dolaşmak...
Acayip hoşuma gitti.
Bana farklı ve yeni geldi.
Belki de siyaset yazmadığım için bu kadar heyecan duydum.
Hemen kafamda bir hikâye kurdum.
Sanki bir rock grubunun peşinden şehir şehir dolaşıyorum, onlar konser veriyor, ben de izliyorum, notlar alıyorum.
Alya’dan izin koparabilsem, onların peşinden Güneydoğu’ya da gitmek istiyorum.
*
Otobüsün içinde herkesin bir rolü var.
Barış Bozkurt var mesela, acayip önemli bir adam.
Otobüsümüz, şehirlere girerken, duyuru yapıyor, anonsçubaşı o, takdimci, sunucu...
“Savulun Kılıçdaroğlu geliyooooor...”
Demiyor tabi...
Ama şöyle diyor, “Hayırlı Ramazanlar Babaeskililer” o sırada yoldan bir inşaat işçisi geçiyor, “İnşaat işçisi arkadaşım, sana da hayırlı ramazanlar. Nasılsınız?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sizi saygıyla selamlıyoooor...”
O sırada Kemal Kılıçdaroğlu ön camda ayakta, herkese selam veriyor.
Barış, onun ağzı oluyor.
30 yıl kadar önceki CHP seçim otobüsünün şoförünün oğlu Barış, çekirdekten yetişme yani, hücrelerine kadar CHP’li ve işini canla başla yapıyor.
Evet, grubun solisti ve esas oğlan Kemal Kılıçdaroğlu ama...
Tek tek herkesin önemi var o otobüste...
Polis memurları mesela, “Arka Sokaklar” dizisinden fırlamış gibiler, açık mavi gömlek, siyah pantolon ve tişört, gömlek dışarıda, başlarında kulaklıklar...
Çok havalı duruyorlar.
İlkay, kadın polis, Tansu Çiller’in de korumasıymış, güler yüzlü, sempatik ve profesyoneller...
Sık sık “Çay, kahve ister misiniz?” diye soran Ozan Çiftçi var mesela.
En genç parti meclisi üyesi Korkmaz Karaca, en esprili parti meclis üyesi Hikmet Çelik, Gençlik Kolları Genel Başkanı Umut Akdoğan...
Ve gazetelerin CHP muhabirleri...
Ve her ilde binen milletvekilleri, başkanlar...
Evet, onlarla bütünleşiyorsunuz...
*
Ama yanlış anlaşılmasın...
Ben AK Parti seçim otobüsünün içinde de olmak istiyorum.
Onlarla da bütünleşmek istiyorum.
Onlar daha zengin, belki uçakları vardır, o da kabulüm, yeter ki onlar beni kabul etsin.
Ben Başbakan’ın da mitingilerini izlemek istiyorum, ama dandik değil, içeriden, damardan, o otobüslerin üzerine çıkmak istiyorum, beni aralarına alsınlar istiyorum, yakından bakmak, görmek istiyorum.
Mümkün olabilir mi bilmiyorum.
Kime söylediysem, “Dalga mı geçiyorsun!” diyor.
Evet, Doğan Grubu’nda çalışıyorum ama böyle bir hayalim var.
Kafamdaki, Kemal Kılıçdaroğlu’nun 4 mitingini izlemek ve sonra onunla röportaj yapmaktı, yaptım.
Bu pazar yayınlanacak.
Aynı şeyleri Başbakan’la da yapmak istiyorum.
“Sen kim oluyorsun!” diyebilirsiniz, hayal benim değil mi?
Mitinglerde, Cem Talu eşlik etti bana, röportajda da Mehmet Turgut...
Muhteşem fotoğraflar çektik.
Aynısı Tayyip Erdoğan’la da gerçekleştirmek istiyoruz...
Ayşe Arman/Hürriyet
DİKKAT, dikkat...
Bir seçim otobüsünün içinde olmak, miting miting dolaşmak...
Acayip hoşuma gitti.
Bana farklı ve yeni geldi.
Belki de siyaset yazmadığım için bu kadar heyecan duydum.
Hemen kafamda bir hikâye kurdum.
Sanki bir rock grubunun peşinden şehir şehir dolaşıyorum, onlar konser veriyor, ben de izliyorum, notlar alıyorum.
Alya’dan izin koparabilsem, onların peşinden Güneydoğu’ya da gitmek istiyorum.
*
Otobüsün içinde herkesin bir rolü var.
Barış Bozkurt var mesela, acayip önemli bir adam.
Otobüsümüz, şehirlere girerken, duyuru yapıyor, anonsçubaşı o, takdimci, sunucu...
“Savulun Kılıçdaroğlu geliyooooor...”
Demiyor tabi...
Ama şöyle diyor, “Hayırlı Ramazanlar Babaeskililer” o sırada yoldan bir inşaat işçisi geçiyor, “İnşaat işçisi arkadaşım, sana da hayırlı ramazanlar. Nasılsınız?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sizi saygıyla selamlıyoooor...”
O sırada Kemal Kılıçdaroğlu ön camda ayakta, herkese selam veriyor.
Barış, onun ağzı oluyor.
30 yıl kadar önceki CHP seçim otobüsünün şoförünün oğlu Barış, çekirdekten yetişme yani, hücrelerine kadar CHP’li ve işini canla başla yapıyor.
Evet, grubun solisti ve esas oğlan Kemal Kılıçdaroğlu ama...
Tek tek herkesin önemi var o otobüste...
Polis memurları mesela, “Arka Sokaklar” dizisinden fırlamış gibiler, açık mavi gömlek, siyah pantolon ve tişört, gömlek dışarıda, başlarında kulaklıklar...
Çok havalı duruyorlar.
İlkay, kadın polis, Tansu Çiller’in de korumasıymış, güler yüzlü, sempatik ve profesyoneller...
Sık sık “Çay, kahve ister misiniz?” diye soran Ozan Çiftçi var mesela.
En genç parti meclisi üyesi Korkmaz Karaca, en esprili parti meclis üyesi Hikmet Çelik, Gençlik Kolları Genel Başkanı Umut Akdoğan...
Ve gazetelerin CHP muhabirleri...
Ve her ilde binen milletvekilleri, başkanlar...
Evet, onlarla bütünleşiyorsunuz...
*
Ama yanlış anlaşılmasın...
Ben AK Parti seçim otobüsünün içinde de olmak istiyorum.
Onlarla da bütünleşmek istiyorum.
Onlar daha zengin, belki uçakları vardır, o da kabulüm, yeter ki onlar beni kabul etsin.
Ben Başbakan’ın da mitingilerini izlemek istiyorum, ama dandik değil, içeriden, damardan, o otobüslerin üzerine çıkmak istiyorum, beni aralarına alsınlar istiyorum, yakından bakmak, görmek istiyorum.
Mümkün olabilir mi bilmiyorum.
Kime söylediysem, “Dalga mı geçiyorsun!” diyor.
Evet, Doğan Grubu’nda çalışıyorum ama böyle bir hayalim var.
Kafamdaki, Kemal Kılıçdaroğlu’nun 4 mitingini izlemek ve sonra onunla röportaj yapmaktı, yaptım.
Bu pazar yayınlanacak.
Aynı şeyleri Başbakan’la da yapmak istiyorum.
“Sen kim oluyorsun!” diyebilirsiniz, hayal benim değil mi?
Mitinglerde, Cem Talu eşlik etti bana, röportajda da Mehmet Turgut...
Muhteşem fotoğraflar çektik.
Aynısı Tayyip Erdoğan’la da gerçekleştirmek istiyoruz...
Ayşe Arman/Hürriyet