Erdoğan'ın gazetecilerle buluşmasında büyük sürpriz

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın televizyon ve gazetelerin genel yayın yönetmenleriyle olan toplantısına Sözcü ilk kez davet edilirken, Ulusal Kanal ve Aydınlık da toplantıdaydı.

Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG’ye karşı başlattığı “Barış Pınarı Harekatı” sonrasında, ABD Başkanı Donald Trump arka arkaya yaptığı açıklamalarla Türkiye’yi tehdit etmişti.

Trump'ın açıklamalarına tepki olarak Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, Erdoğan’a seslenmiş ve "Başka Türkiye yok. Dik dur eğilme, yanındayız, Ecevit gibi dirayetli ol, canımı ye" demişti. Sözcü gazetesi yazarı Uğur Dündar da "Hepimiz devletin ve TSK'nın yanındayız" mesajı yayınlamıştı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a, Sözcü yazarları Dündar ve Özdil’in bu mesajları sorulmuş, Erdoğan da, “Bundan çok mutlu olurum, bu, milli birlik durumudur" yorumunda bulunmuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bugünde Dolmabahçe’deki Cumhurbaşkanlığı Ofisi’nde Genel Yayın Yönetmenleriyle bir araya geldi. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun da katılımıyla saat 14:40’da başlayan toplantının ana gündem maddesi, Suriye’nin kuzeydoğusundaki PKK/YPG ve IŞİD terör örgütlerine yönelik düzenlenen Barış Pınarı Harekâtı oldu.

Toplantıda önemli bir ayrıntı daha dikkat çekti. Dolmabahçe’deki Cumhurbaşkanlığı Ofisi’ne Sözcü Gazetesi de davet edildi. Genel Yayın Yönetmenlerinin davet edildiği toplantıya, Sözcü Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz da katıldı. Bunun, Sözcü Gazetesi için de bir "ilk" olduğu belirtiliyor.

AYDINLIK VE ULUSAL DA TOPLANTIDA

Sözcü gazetesinin yanı sıra Erdoğan'ın toplantısında Aydınlık gazetesi ve Ulusal Kanal da yer aldı. Aydınlık adına Tunç Akkoç, Ulusal Kanal adına ise Adnan Türkkan davet edildi.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle;

“Az önce Şansölye Merkel ile de biraz uzun süren bir konuşmamız oldu.

Önceliğimiz bu meseleyi bölgede bulunan müttefiklerimizle birlikte gerçekleştirmek, onlarla birlikte bunu çözmekten yana oldu.

Önemli olan en az kayıpla, en az acıyla bu süreci tamamlamak.

Şu anda Rasulayn şehir merkezi ve 4 köy kontrol altına alınmıştır.

Şu ana kadar Şanlıurfa, Mardin, Şırnak ve Gaziantep illerimizdeki yerleşim yerlerine yönelik 652 havan ve roket saldırısı olmuştur.

Sınır şehirlerimize yapılan saldırılarda önemli bir bölümü çocuk olmak üzere 18 vatandaşımız şehit oldu, 147 vatandaşımız da yaralandı.

Etkisiz hale getirilen teröristlerin sayısı 490 oldu. Bunun 440’ı öldürülmüş olanlar, bunların 26’sı yaralı ve 254 tane teslim alınan var.

Bu operasyonda en büyük desteği Suriye Kürtlerinden alıyoruz.

Harekat alanında 2 askerimiz ile 16 Suriye Milli Ordusu mensubu şehit oldu.

Suriye’nin kuzeyinde bir terör devletinin kurulmasına müsaade etmiyoruz, müsaade etmeyeceğiz.

Suriye’de niye varız? Rejim teröriste karşı ayakta duramıyor.

Şu ana kadar kontrol altına alınan alan büyüklüğü 109 kilometrekaredir.

Harekatımızın Suriye halkını, oradaki Kürtleri değil teröristleri hedef aldığı açıkça ortadadır.

Türkiye’nin asker gücü, şayet insani duyarlılığımız olmasa terör örgütünü tüm operasyon sahasında birkaç gün içinde yerle yeksan etmeye yeterlidir. Ama biz adeta bir kuyumcu hassasiyetiyle çalışıyor, tek bir masumun burnunun bile kanamaması için gayret gösteriyoruz.

Bu mesele Türkiye için bir beka meselesidir

Türkiye’deki uluslararası kamu temsilcileriyle hafta içinde Ankara’da bir toplantı yapacağım.

Operasyonumuzun Kürtleri hedef alması gibi bir durum asla söz konusu değildir.

Bizimle terör örgütü arasında arabuluculuğa talip olanlar var, bunlar nasıl başbakandır, nasıl devlet başkanıdır, anlamak mümkün değildir.

Bizim teröriste bakışımızla insana bakışımız farklıdır. Kaldı ki biz ırkçı değiliz.

Ne zamandan beri bir devletin terör örgütüyle masaya oturduğunu gördünüz.”