Erdoğan’ın eski danışmanı: Ankara Barosu Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’a can simidi attı

Karar gazetesi yazarı Akif Beki, LGBTİ+'ların virüs yaydığını söyleyen Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'a can simidi attığını ileri sürdü. 

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde basın danışmanlığını yapan Karar gazetesi yazarı Akif Beki, LGBTİ+'ların virüs yaydığını söyleyen Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'a can simidi attığını ileri sürdü.

Beki, "Diyanet’i, kendi fetvasıyla amel etmeyen bir duruma düşürdü. 'İmam arkada kaldı, cemaat öne geçti' eleştirisi bile getirdim. Fakat son hutbesine karşı, LGBTİ hakları üzerinden geliştirilen atak sağ olsun! Koltuğu artık her zamankinden daha sağlam. Karşıtları bile Ali Erbaş Hoca’ya sahip çıkmak zorunda bırakıldı. Onun üzerinden aslında dine, dindarlığa, Kuran’a saldırılıyor, İslam’a düşmanlık yapılıyor duygusu uyandırıldı. Haliyle Erbaş’ı savunmak da Kuran’ı ve İslam’ı savunmanın gereği oldu. Eli şimdi her zamankinden çok daha güçlü. Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’a resmen can simidi attı Ankara Barosu. Kul sıkışmadan Hızır yetişmezmiş, Hızır gibi yetişti imdadına. Yıpranmışlıktan kurtardı, üste dokunulmazlık bile kazandırdı." görüşünü savundu.

Beki yazısında, "Ankara Barosuyla Diyanet de karşılıklı “Halkı ayrımcılığa, kin ve düşmanlığa tahrik”le suçladı birbirini. Önce Baro başlatmıştı, Diyanet’in suç duyurusu galip geldi. Baroya ise haksız olduğu noktadan haklı bir yere çıkarılma umudu doğdu. Hedef gösterilmekten şikâyet ediyorsanız, hedef göstermeyeceksiniz. Nefret saldırısına maruz kaldığınız iddiası, size nefretle saldırma hakkı vermiyor. Eşcinsellere, evlilik dışı ilişki yaşayanlara hukuk güvencesini savunuyorsanız, haklı bir noktadasınız. Nefret söylemi, şiddet ve ayrımcılığa karşı hak ve özgürlüklerin korunmasına çağırıyorsanız, yine öyle..." ifadesini kullandı.

Beki yazısında şunları kaydetti:

Tıpkı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, bu vesileyle tekrar dolaştırılmaya başlayan 18 yıl öncesine ait o TV kaydında söylediği gibi...

Diyanet’in statüsünü, yapısını, laiklikteki yerini tartışalım derseniz, o da hak.

İnanmamak, dine göre yaşamamak da hakkınız. Bir dayatmayla karşılaşırsanız, dayatan haksızdır.

Ama “Kimse inanmasın, kimse dine göre yaşamasın, herkes benim gibi düşünsün” derseniz ve bunu dayatmaya kalkarsanız iş değişir.

Diyanet Reisi, Kuran ayetlerinden bahsetmesin, hoşunuza gitmeyen ayetleri hatırlatmasın, hatta mümkünse inkar mı etsin?

Diyanet Başkanı’ndan dinsizlik beklemek...Diyanet’in başında inanmış bir mümini değil, dinden çıkmış ve ayetlere inanmamaya cağıran bir imansızı görmeyi dilemek...Nasıl desem, çok acayip yahu!

Yazının devamı içim tıklayın

Ne olmuştu?
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Diyanet TV'de yayınlanan hutbesinde, "İslam zinayı en büyük günah kabul ediyor. Lutiliği, eşcinselliği lanetliyor. Nedir bunun hikmeti? Hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesidir bunun hikmeti" ifadesini kullanmıştı.

LGBTİ+'ları hedef gösteren Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'a yönelik açıklamaları nedeniyle Ankara ve Diyarbakır baroları hakkında soruşturma başlatıldı.