Erdoğan'dan sonra AKP!'yi kim yönetecek?
Yeni Şafak yazarı Abdülkadir Selvi, bugünkü yazısında Erdoğan sonrası AK Parti'yi yönetecek kişiyi yazdı...
Yeni Şafak yazarı Abdülkadir Selvi, bugünkü yazısında Başbakan Erdoğan'ın konuşmalarından yola çıkarak, Erdoğan sonrası AK Parti'yi kimin yöneteceğini yazdı. Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adaylığının kesinleşmiş olduğunu söyleyen Selvi, başına kim gelirse gelsin partiyi yönetecek kişinin de yine Erdoğan olacağını yazdı. Selvi'ye göre Erdoğan'ın mesajlarından önemli bir de Abdullah Gül'le ilgili...
Selvi'nin 'Usta sahaya indi' başlıklı bugünkü yazısının ilgili bölümü şöyle:
Başbakan, 22 Haziran İstanbul İl danışma Kurulu toplantısında yaptığı konuşma ile kendisinden sonraki AK Parti'yi şekillendirmek üzere sahaya indi.
Ne dedi Başbakan? Dedi ki, 'Kimin dava insanı, kimin de ikbal peşinde, koltuk peşinde, makam peşinde olduğunu çok daha net göreceğimiz bir döneme giriyoruz.' Siyasetçinin ateşle imtahını ancak buna denir.
Başka ne dedi? 'Partinin başına Ahmet gelmiş, Mehmet gelmiş', bunun tartışmasını yapmak, davaya ve harekete karşı inanın büyük saygısızlıktır' Başbakan'ın sözleri, 'Hadi Ahmet'i anladıkta Mehmet kim?' şeklinde esprilere konu olsa da benlik davası güdülmemesi gerektiğini söyledi Başbakan.
Ama çok daha önemli bir şey söyledi.
'Partinin başına kim gelirse gelsin bu hareketin lideri benim' dedi.
(...) Başbakan her konuşmasında Başbakanlık yoluna bir taş daha döşedi. Büyükelçiler konferansında söylediği, 'Sisi'nin tebrik edilmesi yanlış olmuştur' sözü de bunlardan birisi.
Sadece bir dış politika refleksi olduğunu düşünmüyorum.
Çünkü aynı sözü İstanbul'daki İl Danışma Kurulu toplantısı'nda da söylüyor.
'Sisi'nin tebrik edilmesi yanlış olmuştur. Ne tebriği ya. Adam meşru değil bir defa' Buna ilişkin bir perde arkası bilgiyi aktarayım.
Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu, bu konuyu müzakere ediyorlar. Erdoğan ve Davutoğlu, Sisi'nin bir darbe lideri olduğunu belirterek, 'Seçimi meşru değil, tebrik edilmemeli' görüşünü dile getiriyorlar.
Ancak daha sonra bildiğimiz tebrik olayı gerçekleşiyor.
Zaten Başbakan da İstanbul'daki toplantıda,'Kendisine de söylediğim için' diyerek söze giriyor.
Tüm bu mesajları alt alta koyunca ortaya nasıl bir tablo çıkıyor? Başbakan kendisinden sonra partinin başına geçecek kişi konusunda AK Parti'yi şekillendirmeye başladı.
Selvi'nin 'Usta sahaya indi' başlıklı bugünkü yazısının ilgili bölümü şöyle:
Başbakan, 22 Haziran İstanbul İl danışma Kurulu toplantısında yaptığı konuşma ile kendisinden sonraki AK Parti'yi şekillendirmek üzere sahaya indi.
Ne dedi Başbakan? Dedi ki, 'Kimin dava insanı, kimin de ikbal peşinde, koltuk peşinde, makam peşinde olduğunu çok daha net göreceğimiz bir döneme giriyoruz.' Siyasetçinin ateşle imtahını ancak buna denir.
Başka ne dedi? 'Partinin başına Ahmet gelmiş, Mehmet gelmiş', bunun tartışmasını yapmak, davaya ve harekete karşı inanın büyük saygısızlıktır' Başbakan'ın sözleri, 'Hadi Ahmet'i anladıkta Mehmet kim?' şeklinde esprilere konu olsa da benlik davası güdülmemesi gerektiğini söyledi Başbakan.
Ama çok daha önemli bir şey söyledi.
'Partinin başına kim gelirse gelsin bu hareketin lideri benim' dedi.
(...) Başbakan her konuşmasında Başbakanlık yoluna bir taş daha döşedi. Büyükelçiler konferansında söylediği, 'Sisi'nin tebrik edilmesi yanlış olmuştur' sözü de bunlardan birisi.
Sadece bir dış politika refleksi olduğunu düşünmüyorum.
Çünkü aynı sözü İstanbul'daki İl Danışma Kurulu toplantısı'nda da söylüyor.
'Sisi'nin tebrik edilmesi yanlış olmuştur. Ne tebriği ya. Adam meşru değil bir defa' Buna ilişkin bir perde arkası bilgiyi aktarayım.
Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu, bu konuyu müzakere ediyorlar. Erdoğan ve Davutoğlu, Sisi'nin bir darbe lideri olduğunu belirterek, 'Seçimi meşru değil, tebrik edilmemeli' görüşünü dile getiriyorlar.
Ancak daha sonra bildiğimiz tebrik olayı gerçekleşiyor.
Zaten Başbakan da İstanbul'daki toplantıda,'Kendisine de söylediğim için' diyerek söze giriyor.
Tüm bu mesajları alt alta koyunca ortaya nasıl bir tablo çıkıyor? Başbakan kendisinden sonra partinin başına geçecek kişi konusunda AK Parti'yi şekillendirmeye başladı.