Erdoğan'dan 'normalleşme' açıklaması! Tam kapanma uzatılacak mı?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, koronavirüs tedbirlerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Erdoğan, ''17 Mayıs itibarıyla başlayacak yeni normalleşme takvimimizi önümüzdeki günlerde açıklayacağız'' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Gençlik Kolları üyeleriyle videokonferans aracılığıyla gerçekleştirilen iftar programına katıldı. Vahdettin Köşkü'nden yapılan bağlantıda konuşan Erdoğan, "En uzun iftar sofrası" programına 81 ilden 560 gencin katıldığını söyledi.
Gençlerle videokonferans aracılığıyla bile olsa bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Her fırsatta gençlerle bir araya gelmeye, onlarla sohbet etmeye, onları dinlemeye büyük önem veriyorum. Çünkü biz gücümüzü, heyecanımızı gençlikten alıyoruz. Milletimizin geçmişten bugüne verdiği mücadelede gençlerimiz hep önde oldu, öncü oldu. Yarının büyük ve güçlü Türkiye'sinin önderleri ve mirasçıları da yine gençler olacaktır. Sizlere müreffeh ve güçlü bir ülke bırakmak için var gücümüzle çalışıyoruz. İnanıyorum ki sizler de devraldığınız bayrağı çok daha ilerilere taşıyacaksınız. Yaşamın her alanında yapacağınız tercihlerin, alacağınız kararların kişisel hayatınızla birlikte ülkemizin geleceğini de inşa edeceğini unutmayın. Sizlere güveniyoruz. Sizlere inanıyoruz. Sizlerle gurur duyuyoruz."
"NORMAL HAYATIMIZA DÖNECEĞİMİZ GÜNLER YAKIN"
Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınının ülkedeki gençlerin eğitim ve sosyal yaşamına yansımaları olduğunu hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugüne kadar oluşturduğumuz güçlü eğitim-öğretim ve bilişim altyapısıyla eğitimlerinizi uzaktan ama kesintisiz sürdürmenizi sağladık. Sosyal yaşamla ilgili olarak ise bir süre daha hepimizin fedakarlık yapması gerekiyor. Tedbirlere sıkı sıkıya riayet ederek, bu salgını en kısa zamanda atlatıp normal hayatımıza döneceğimiz günlerin yakın olduğuna inanıyorum. Bu vesileyle her birinize Rabb'imden başarılı ve sağlıklı bir gelecek temenni ediyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin aileleri ve arkadaşlarına selamlarını ileterek, "Şimdiden Kadir Gecenizi ve Ramazan Bayramınızı tebrik ediyorum." dedi.
"TAKVİMİ AÇIKLAYACAĞIZ"
Erdoğan, "İnşallah 17 Mayıs itibarıyla başlayacak yeni normalleşme takvimimizi önümüzdeki günlerde açıklayacağız. İlk kabine toplantımızın en önemli gündem maddelerinden bir tanesi de zaten bu olacak. Bu takvimde okulların açılışıyla ilgili süreç de yer alacak. Salgının şüphesiz ki inişli çıkışlı seyri bu tür konularda çok önceden kesin tarihler vermemize mani oluyor. Bakınız şu anda ciddi manada vefat sayısında düşüş var. Tabii bu aldığımız tedbirlerin netice vermeye başladığını gösteriyor. Vaka sayılarında çok ciddi düşüş var. Bu da netice almaya başladığımızı gösteriyor. Fakat gerektiğinde şartları zorlama pahasına sizleri okulunuzla buluşturmak için her türlü gayreti gösterdiğimizden emin olabilirsiniz. Zira herhalde bir gencin en büyük aşkı öğretmenidir, okulundaki arkadaşlarıdır, okuludur. Ve okullarımızla bizler gelişiyoruz. Okullarımızla geleceğe yönelik güç, kuvvet buluyoruz. Onun için derdimiz bir an önce sağlıklı bir şekilde okullarımıza kavuşmak ve tekrar derslerimize dönmek, hocalarınızla bir arada olmaktır" şeklinde konuştu.
"SAVUNMA SANAYİDE İHRACAT YAPAN BİR ÜLKE KONUMUNDAYIZ"
"Ciddi manada savunma sanayide ihracat yapan bir ülke konumundayız" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"İthalat değil ihracat. Ve artık biz SİHA'larımızın bütün mühimmatını da Türkiye de yapıyoruz. Yani birisi bize göndersin de kullanalım yok. Biz şimdi kendimiz üretiyoruz. Yani daha açık konuşayım, bombalarını da biz üretiyoruz. Yani bütün Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te, Vester Deresi'nde buralarda teröristlerin inlerine girdik ve giriyoruz. Tabii teknolojiyi geliştirmek için de gereken insan kaynağını ve fiziki alt yapıyı bir anda ortaya çıkarmak mümkün değil. Dolayısıyla bu uzun soluklu bir mücadeleyi gerektiriyor. Neredeyse 20 yıla yaklaşan bir sürede serptiğimiz tohumların yeşerdiğini, Allah'a hamdolsun gençlerimizin milli teknoloji hamlesine olan ilgilerinin her geçen gün artığını Teknofest'lerde görüyoruz. On binler, yüz binler Teknofest'e katılıyor. Niye? Bu milletin aşkı var, bu milletin genci bugünlerin hep özlemi içerisinde ve şimdi umudumuz artıyor, umudumuz güçleniyor. İnşallah bu mücadeleyi zirveye sizler çıkartacak, nihai hedeflerine de sizler ulaştıracaksınız. Bizim de millet olarak geçmişimizden ilham alarak aynı hatalara düşmememiz gerekiyor. Yaşı 35, 40'ın üzerinde olanlar için eski Türkiye ile bugünkü Türkiye'nin kıyaslamasını yapmak nispeten daha kolay çünkü onlar tüm zorlukları, sıkıntıları, çarpıklıkları yakinen gördüler, yaşadılar. Gençlerimiz bizzat tecrübe etmedikleri mukayeseyi yapmakta elbette zorlanıyor. Sizlerin de büyüklerinizden dinleyerek, o dönemin görüntülerini seyrederek, okuyarak bu eksiği kapatmamız gerekiyor. Unutmayın sevgili gençler yapmak zor yıkmak kolaydır. Ne diyor Akif, 'Hadi gel yıkalım şu Süleymaniye'yi desen iki kazma, kürek iki de ırgat gerek ancak gel yapalım şunu geri desen, bir Sinan bir Süleyman gerek.' Ne güzel değil mi? Hem elimizdekinin kıymetini bilmek hem de hedeflerimize sıkı sıkıya sarılmak için geçmişimizi çok iyi öğrenmeliyiz. Yıkmak kolay yapmak zor. Ama siz inşallah yıkanlardan değil yapanlardan olacaksınız. Bilgisayarınızla, hedefleri aynı şekilde inşallah kolaylaştıracaksınız"
ADALARDAKİ ATLAR KONUSU
"Her şeyden önce adalardaki atların bir canlıya yakışmayacak şartlarda çalıştırılması ve muhafazası uzunca bir süredir bizim de gündemimizdeydi" ifadelerini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu konuda eski büyükşehir belediye başkanımız rahmetli Kadir Topbaş ve Mevlüt Uysal çeşitli çalışmalar yapmışlar da ancak bu hazırlıklar uygulanamadan İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde yönetim değişti. Ardından da hala ne olduğuna dair tatmin edici bir açıklama yapılamadığı müessif hadise yaşandı. Hayvan hakları konusunda ortalığı toza dumana katanların bu hususta hiç ses çıkarmamaları da ayrı bir iki yüzlülük örneğidir. Hadi konuşsanıza, niye konuşmuyorsunuz? Sesinizi çıkarsanıza niye çıkarmıyorsunuz? Bu işin ideolojik boyutu olamaz. Hayvanlara acımanın ideolojik boyutu tam aksine olması lazım. Nedir? O hayvanı seveceksin ve onların bu ıstıraptan kurtulması için ne gerekiyorsa yapacaksın. Bize haber geldi, İçişleri Bakanım beni aradı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı da yanındaydı. Ben dedim ki, 'Ne gerekiyorsa yapalım.' Söyledikleri burada elektrikli araçlar kullanabilir miyiz? Hayırlı olsun, kullanın yeter ki bu hayvanlar bu ıstırabı çekmesin. İstanbul'un atlarında dahi sahip çıkıp hesabını veremeyenlerin diğer konularda neler yaptıklarını düşünmek dahi istemiyoruz. Hiç şüphesiz tüm bu olup bitenleri İstanbul halkı ile milletimiz görüyor, değerlendiriyor günü geldiğinde bunların hesabı sandıkta feraset sahibi tüm İstanbullular tarafından sorulacaktır, ben buna inanıyorum" ifadelerini kullandı.