''ERDOĞAN ZATEN BAŞKAN!'' FINANCIAL TIMES BÖYLE YAZDI!
Dünyaca ünlü gazete Financial Times Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında çok ilginç bir analiz yaptı.
İşte Financial Times’dan Daniel Dombey’in yaptığı o analizin bir kısmı;
Dombey, Türkiye’nin Erdoğan daha fazla yetkiye sahip olursa ortaya çıkacak demokratik kaygılarla bu yetkileri elde edememesi halinde ortaya çıkacak çalkantılı geçiş süreci ihtimali arasında sıkışıp kaldığını belirtirken, Istanbul Analytics politika araştırma grubundan Atilla Yeşilada, FT’ye yaptığı açıklamada, “Erdoğan’ın varlığı sorun yaratabilir ama görevi bırakması daha da büyük sorunlara neden olabilir” diye konuştu.
Başkanlık sistemine geçiş halinde parlamentoya yapacak bir iş kalmayacağına da dikkat çeken Yeşilada, anayasa değişikliklerinin kapalı oylamayla yapıldığını böylece milletvekillerinin başbakanın iradesine karşı durabilme şansının arttığını hatırlattı.
"ERDOĞAN ZATEN BAŞKAN..."
Zapsu ise Erdoğan’ın kendisinden önceki başbakanlar gibi parti listesi üzerinde karar verdiğini ve meclise girecek vekilleri önceden belirlediğini belirterek, “Bana Erdoğan’ın yeni bir diktatör olacağını söyleyen herkesle konuşup onlara zaten bir başkanımız olduğunu söylüyorum. Erdoğan bugün zaten başkandır ancak kendisini kontrol edebilecek bir şey yoktur. Başkanlık sistemini getirelim de kendisini kontrol edebilelim” dedi.
Erdoğan farklı partilerden milletvekillerinden oluşan bir anayasa taslak komisyonuna 2012 sonuna kadar uzlaşma için zaman vermiş ve aksi takdirde yeni anayasa için alternatif yollar deneyebileceğinin işaretini vermişti.
YEREL SEÇİM TARTIŞMASI
Dombey’e göre, Erdoğan’ın MHP’ye gönderdiği sıcak mesajlara rağmen yerel seçimlerin tarihinin değiştirilmesi için gerekli ufak bir anayasal değişikliği bile kabul ettirememesi yeni anayasa için kötü bir prova oldu. Son çare olarak yeni anayasa referanduma götürülse bile yine de AK Partililerin tek vücut hareket etmesi ve muhalefet sıralarından da destek gerekecek.
Başkanlık sistemine geçiş olmaması halinde ise Erdoğan’dan sonra başbakanlık koltuğuna kim oturacağı konusu daha büyük önem kazanacak.
Son olarak yeni anayasa üzerinde anlaşamaması uzun yıllardır darbe anayasasını eleştiren ve yeni anayasayla Kürt sorununa çözüm bulunabileceğini inananlar da ağır darbe yiyecek.
Dombey, Türkiye’nin Erdoğan daha fazla yetkiye sahip olursa ortaya çıkacak demokratik kaygılarla bu yetkileri elde edememesi halinde ortaya çıkacak çalkantılı geçiş süreci ihtimali arasında sıkışıp kaldığını belirtirken, Istanbul Analytics politika araştırma grubundan Atilla Yeşilada, FT’ye yaptığı açıklamada, “Erdoğan’ın varlığı sorun yaratabilir ama görevi bırakması daha da büyük sorunlara neden olabilir” diye konuştu.
Başkanlık sistemine geçiş halinde parlamentoya yapacak bir iş kalmayacağına da dikkat çeken Yeşilada, anayasa değişikliklerinin kapalı oylamayla yapıldığını böylece milletvekillerinin başbakanın iradesine karşı durabilme şansının arttığını hatırlattı.
"ERDOĞAN ZATEN BAŞKAN..."
Zapsu ise Erdoğan’ın kendisinden önceki başbakanlar gibi parti listesi üzerinde karar verdiğini ve meclise girecek vekilleri önceden belirlediğini belirterek, “Bana Erdoğan’ın yeni bir diktatör olacağını söyleyen herkesle konuşup onlara zaten bir başkanımız olduğunu söylüyorum. Erdoğan bugün zaten başkandır ancak kendisini kontrol edebilecek bir şey yoktur. Başkanlık sistemini getirelim de kendisini kontrol edebilelim” dedi.
Erdoğan farklı partilerden milletvekillerinden oluşan bir anayasa taslak komisyonuna 2012 sonuna kadar uzlaşma için zaman vermiş ve aksi takdirde yeni anayasa için alternatif yollar deneyebileceğinin işaretini vermişti.
YEREL SEÇİM TARTIŞMASI
Dombey’e göre, Erdoğan’ın MHP’ye gönderdiği sıcak mesajlara rağmen yerel seçimlerin tarihinin değiştirilmesi için gerekli ufak bir anayasal değişikliği bile kabul ettirememesi yeni anayasa için kötü bir prova oldu. Son çare olarak yeni anayasa referanduma götürülse bile yine de AK Partililerin tek vücut hareket etmesi ve muhalefet sıralarından da destek gerekecek.
Başkanlık sistemine geçiş olmaması halinde ise Erdoğan’dan sonra başbakanlık koltuğuna kim oturacağı konusu daha büyük önem kazanacak.
Son olarak yeni anayasa üzerinde anlaşamaması uzun yıllardır darbe anayasasını eleştiren ve yeni anayasayla Kürt sorununa çözüm bulunabileceğini inananlar da ağır darbe yiyecek.