Erdoğan: Kur'an yakma eylemlerine ifade özgürlüğü adı altında izin verilmesi kabul edilemez
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de bulunan büyükelçilerin davet edildiği AK Parti Genel Merkezi'ndeki iftar programının ardından açıklamalar yaptı. Bazı Avrupa ülkelerinde Kur'an-ı Kerim'e yapılan çirkin saldırılara çok sert tepki gösteren Erdoğan, "Kur'an yakma eylemlerine izin verenler demokrasi ve özgürlük kavramlarının altını oymaktadır. İfade özgürlüğü adı altında izin verilmesi kabul edilemez. Kur'an'a saldırı açıkça nefret suçudur, ifade hürriyeti değildir." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen 14. Geleneksel Büyükelçiler İftar Programı'nda konuşma yaptı.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde:
Bu muhabbet sofrasıdır. Irkçılık, İslam düşmanlığı bigi akımların veba gibi yayıldığı bir dönemde bu sofraların değeri daha iyi anlaşılıyor. Ramazan ayının ülkelerimizle birlikte tüm insanlığa barış ve esenli getirmesini Rabbimden niyaz ediyorum.
Kahramanmaraş merkezli deprem felaketi nedeniyle Ramazan'ı buruk karşıladık. Depremlerde
ve ardından yaşanan sellerde 50 binden fazla canımızı toprağa verdik. Uluslararası yardım çağrımıza 90 ülke 11 bin 320 personelle bilfiil destek verdi. Ayni ve nakdi yardımlarınız sahadaki acil ihtiyaçların karşılanmasında rol oynadı.Telefonla aramak mesaj göndermek hatta bizzat gelmek suretiyle acımızı paylaşan tüm dost ve kardeşlerimize teşekkür ediyoruz. Bir dönem elinden tuttuğumuz yaralarını sarmasına yardım ettiğimiz hiç bir dostumuz bizi yalnız bırakmadı. Milletçe bize uzatılan bu yardım elini hiç bir zaman unutmayacağımızı bilmenizi istiyoruz.
Türkiye olarak nerede bir mazlum varsa kimliğine bakmadan yardıma koşan bir ülkeyiz. Dünyanın en fazla yardım yapan ülkesi olmanın gururunu yıllardır yaşıyoruz. Hep mazlumun mağdurun başı derde düşenin yanında olduk.
"KONTEYERLERİ 100 BİNE ÇIKARACAĞIZ"
Çok ağır bedeller ödesek de tıpkı bir anka kuşu gibi küllerimizden doğmasını biliyoruz. Deprem bölgesindeki illerimizin hepsini birkaç kez ziyaret ettik. Cumhur İttifakı olarak birlikte dolaştık. Depremin yıktığı şehirlerimiz eskisinden daha güçlü bir şekilde ayağa kalmak için adeta sabırsızlanıyor. 85 milyon olarak yaralarımızı hızla sarıyoruz. Hasar tespit çalışmalarımız neticelenmek üzere. Çadırların yerini konteyner kentler alıyor. En kısa zamanda konteynerleri 100 bine çıkaracağız. Kalıcı konutların da inşasına başlıyoruz. 70 bin konut ve köy evinin yapım süreci başladı. Deprem bölgesinde toplamda 650 bin, ilk bir yılda 319 bin konut ve köy evini yapacağız. Tüm sözlerimizi tuttuğumuz gibi bunu da başaracağız.
14 MAYIS SEÇİMLERİ
Deprem felaketine rağmen seçimleri erteleme yoluna gitmedik. Biz milletimizin dayanışma ruhuna güveniyoruz. 14 Mayıs seçimlerinde insanlarımızın gelecekleri için sandıkta en doğru kararı vereceğinden şüphemiz yok. Son 20 yılda girdiği 15 seçimin hepsinde milletin teveccühünü kazanan bir siyasetçi olarak dalga dalga bir zaferin ayak seslerini duyuyoruz. Türkiye Yüzyılı'nın cemresi sadece gönüllere değil sandığa da düşmüştür. 2014 yılından beri yurt dışındaki vatandaşlarımız da oy kullanabiliyor. 60 ülke 123 ülkede geçen seçimde sandık kurduk. Bu yurt dışındaki vatandaşlarımızın bulunduğu yerde oy kullanabileceği 6. seçim olacak. Vatandaşlarımızın iradelerini sandığa özgürce katılmaları için sizlerin desteklerini bekliyoruz. Bölücü örgütlerin zorbalıkla seçimlere gölge düşürmesine müsaade etmesine izin vermeyin.
RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI
Ukrayna savaşındaki tutumumuz ve ara bulucu tutumumuz insani bir örnektir. Türkiye iki komşu arasındaki soruna çözüm bulma yolunda olmuştur. Küresel gıda krizinin önüne geçtik. Mart ayında mutabakatın devam etmesi çabası için gerekli çabayı da gösterdik. Biliyorsunuz savaşın başından bu yana Sayın Zelenskiy ve Putin'le her hafta görüşüyoruz. Çatışmaların durması için gayret gösteriyorum. Adil bir barışın mümkün olduğuna inanıyorum.
Bir süredir 'Dünya 5'den büyüktür' diyerek bu adaletsizliğe dikkat çekiyoruz. BM Güvenlik Konseyi'nin reforma tabi tutulması acil bir ihtiyaçtır. Bu konuda adım atmakta geç kaldığımız her günün ceremesini masumlar çekiyor. Vaktinde adım atılmadığı için ölüme sürüklenen bebekleri gördük. Dur demenin vaktinin çoktan geldiğine inanıyorum. Bu çağrımıza tüm ülkelerin destek vermesini bekliyoruz.
Terörü insanlığın gündeminden çıkarmak temel vazifelerimiz arasındadır. Terörün her türlüsüne karşı ayrım yapmadan mücadelemizi sürdürüyoruz. Bölücü terör örgütünü palazlanma girişimlerini biliyor ve tek tek gerekeni yapıyoruz. Yeni teşebbüslere kesinlikle izin vermeyeceğiz. Nasıl ülkemizin terör koridorları ile kuşatılmasına izin vermediysek, yeni girişimleri de engelleyeceğiz. Terör tehditlerini kaynağında bertaraf etme stratejimize devam edeceğiz.
"BU AÇIK BİR NEFRET SUÇUDUR"
AB, stratejik hedefimiz olmayı sürdürüyor ancak İslam düşmanlığı endişe veriyor. Kuran-ı Kerim'in yakılmasına kadar varan menfur girişimler hiçbir şekilde kabul edilemez, mazur görülemez. Bu, açık ve net bir nefret suçudur. Kur'an yakma eylemlerine ifade özgürlüğü adı altında izin verilmesi kabul edilemez.
Bu alçaklıklara son verilmesinin altını özellikle çizmek istiyorum. Kutsal kitabımıza saldırı ifade hürriyeti değildir. Musaf yakma eylemelerine izin verenler demokrasi ve özgürlük kavramlarının altını oymaktadır.
NATO müttefiki ABD ile yakın diyaloğumuz devam ediyoruz. Sayısı 260'a çıkan dış temsilcilik ağımızla ülkenizle gerekli diyaloğu kurmak için canla başla çalışıyoruz.