Erdoğan, Babacan ve Davutoğlu partilerine karşı ne yapacak?

Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve AKP’den istifa eden Ali Babacan’ın yeni partisinin illerde teşkilatlanmaya başladığını duyurdu.

Abdulkadir Selvi, seçmenin yeni bir parti arayışında olduğunu söyleyerek, “15 Temmuz’da darbecilere teslim olmayan Erdoğan, yeni partilere de teslim olmayacak” dedi.

İşte Selvi'nin ''Yeni dönemde plan farklı'' başlıklı yazısı:

ANKARA kabine değişikliğine odaklandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dinlenmeye çekilmesi, beklentiyi güçlendirdi.

Oysa daha köklü bir sorun var.

Kimin bakan olacağından ya da hangi bakanın gideceğinden ziyade güven verilmesi gerekiyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cuma günü il başkanları toplantısında yapacağı konuşma bu açıdan önemli olacak. Konuşmanın satır aralarından yeni dönemin ipuçlarını alacağız. Ardından Erdoğan’ın çıkacağı Anadolu gezisindeki üslup ve söylemi bize yeni dönemin kodlarını verecek.

O nedenle Erdoğan’ın kabine ve parti yönetiminde değişiklikle yetinmemesi, köklü bir “paradigma değişikliği”ne gitmesi bekleniyor.

Siyaseten normal günlerden geçmiyoruz. 31 Mart ve 23 Haziran seçimleri sıradan seçimler değildi. Siyaset yeniden şekilleniyor. Bu noktada Erdoğan’ın yeni döneme ilişkin stratejisi hayati derecede önemli. Çünkü Erdoğan yapacağı hamlelerle suyun yönünü değiştirebilir. Atacağı yanlış adımlar ise değişim sürecini hızlandırabilir.

Abdullah Gül ve Ali Babacan ekibi ile Ahmet Davutoğlu, çalışmalarını hızlandırdı. İllerde teşkilatlanma noktasına geldiler.

Tüm bunlar 2023 seçimlerine dönük adımlar. Bizde cumhurbaşkanlığı seçimleri hep sancılı olmuştur. 12 Mart’ın, 12 Eylül’ün, 28 Şubat’ın ve son olarak 27 Nisan e-muhtırasının cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yaşanması boşuna değil. Darbe ve muhtıra dönemlerinin örneklerini bir rejim tehlikesi olduğu için vermedim. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin rejim içindeki yerine işaret etmek istedim.

24 Haziran seçimlerinde muhtıra veren ya da darbeye yeltenen oldu mu?

Yok. Çünkü bu kez plan farklı.

YENİ SİSTEM, YENİ PLAN

Çünkü başkanlık sistemi var. Çünkü yüzde 50 artı bir var. Çünkü yüzde 50’lik iki blok oluşmuş durumda. Şimdiki plan, AK Parti’nin alternatifini AK Parti’nin içinden çıkarmak.

31 Mart seçimlerinde büyük illerin muhalefetin eline geçmesi, tekrarlanan İstanbul seçimlerini Ekrem İmamoğlu’nun dokuz buçuk puan farkla kazanması muhalefetin umutlarını artırdı.

Erdoğan, 24 Haziran seçimlerini yüzde 52 ile kazandı ama 31 Mart seçimleri bize gösterdi ki aradaki makas kapanmış. Yüzde 50-yüzde 50’lik iki blok oluşmuş. 2023’e kadar geçen süre zarfında kim seçmen havuzunu büyütebilirse, o kazanacak.

HALK YENİ PARTİ İSTİYOR MU?

İki kamuoyu araştırma şirketinin sonuçlarını inceledim. Görünen o ki seçmende bir arayış var. Partilerin dışında bir gri alan oluşmuş durumda. “Yeni parti kurulsun”diyenlerin oranı yüksek. Benzer tabloyu Meral Akşener’in yeni parti kurma çalışmaları sırasında görmüştüm. Akşener o süreci iyi yönetemedi. Ama buna rağmen yüzde 10 almayı başardı.

Zaten “Yeni parti kurulmalı”diyenlerin önemli bir bölümünü İYİ Parti ve MHP seçmeni oluşturuyor. İYİ Parti seçmeni MHP’den, MHP seçmeninin bir bölümü ise AK Parti’den gitmişti. Bu seçmenler, parti sadakatini geride bırakmış ve değiştirme eşiğini aşmış. Ancak belli ki tatmin olmamış, arayışlarını sürdürüyor. İlginçtir, bu kez muhafazakâr seçmen bir arayış içinde. CHP ve HDP seçmeni partisinden memnun. Yerel seçimlerin ve İstanbul başarısının etkisi olduğu belli.

Yeni partiler bir anlamda kendi kaderlerini kendileri belirleyecekler. Nasıl bir söylemle çıkacaklar, Türkiye’ye ne vaat edecekler, kadroları kimlerden oluşacak, kitlelerde yeni bir umut rüzgârı estirebilecekler mi? Bunlar kritik aşamalar.

Yazının tamamını okumak için tıklayınız