Erdoğan Arınç'ı yine ters köşeye yatırdı! Neye dayanarak söylemiş...

Başbakan Erdoğan önceki gün Mersin’de düzenlediği mitingden Ankara dönüşünde uçakta gazetecilerin soruları cevaplarken paralel yapıyla ilgili mücadele konusunda önemli bilgiler verdi.

Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın “Nedamet getirirlerse düşünürüz” dediğinin hatırlatılması üzerine “Bizim öyle bir yetkimiz yok. Bu işi öyle hafife aldığınız anda yarın bir başka yerden farklı şekilde palazlanırlar. Bülent Bey bunu neye dayanarak böyle söylemiş bilemiyorum. Ben yetkili makamda olduğum sürece asla...” dedi.

DÜRÜSTLÜK ABİDESİ OLDULAR

-Son operasyonlar, paralel yapılanmanın çözüldüğü anlamına mı geliyor?


Ben inanıyorum ki zincirin halkaları gelişerek sökülmeye başlayacak. Bir çok dosyalar ortaya çıkacak. Mesela üç ay önce konuşuyor olsaydık, bu kadar net değildi. Bu ulusal güvenlikle ilgili bir mesele. MGK’da da bununla ilgili mücadele kararı alındı. Ve gerek güvenlik güçlerimiz, gerekse bu noktada yargıda hassasiyeti olanlar yüreklerini ortaya koymaya başladı. Tabii enteresan şeyler de ortaya çıktı. Mesela, TÜBİTAK meselesi. Kriptolu telefonumuzu dinleyecek kadar ileri gidenlerden biri, Hasan Palaz, şu anda yurtdışına kaçtı. Niye kaçıyorsun? Televizyonlarda bu ara dürüstlük abidesi oldular hepsi. Kendi kanallarında, yandaş, candaş kanallarında kendi senaryolarını anlatmakla meşguller. Oysa biz yolsuzluk olmadığı için buralara geldik. Ama bu kesimlerin neyi hedef aldıklarına bakıyorsunuz; 3’üncü Köprü’yü, Kanal İstanbul’u, Yüksek Hızlı Treni engelleme var. Savunma sanayi konusunda bile birçok şeyi engelleme adımları var. Aynı şekilde Marmaray’da 4 sene kaybettik. Böyle bir mantık böyle bir yapı. Bunlar sadece 3-5 tane örnek. Neler var neler...

YERİME BİRİNİ BULAMAMIŞLAR

-Neler var?


Bakın çok açık net söylüyorum. Taksim Kışlası olayının arkasında da bunlar var. Oradaki kültür merkezinin, opera binası yapacağımız yer, onun da arkasında bunlar var. Taksim Camii’nin engellenmesinin ardında da bunlar var. Hepsinde... Önümüzdeki sürecin bir çok şeyi daha ortaya çıkacağına inanıyorum. Eğer milletim beni Çankaya’ya layık görürse bu mücadelemi aynı kararlılıkla sürdüreceğim.

Sizinle ilgili “Dönemin Başbakanı” ifadesi kullanılmıştı. Bazı bürokratların mesela MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın yerine isim düşündüklerini biliyoruz. Sizin yerinize bir isim bulabilmişler mi?

(Gülerek) Kuracakları kabinede kimler vardı onu ele geçiremedik henüz. Herhalde yerime birini bulamadılar.

Bülent Arınç “Nedamet getirirlerse düşünürüz” dedi. Bir af dilediklerinde sizin tavrınız ne olur?

Bizim öyle bir yetkimiz yok. Şu anda bu işin ucu nerelere gidiyor bunu daha bilmiyoruz. Ama bu işi öyle hafife aldığınız anda yarın bir başka yerden farklı şekilde palazlanırlar. Bülent Bey bunu neye dayanarak böyle söylemiş bilemiyorum. Ama şahsen ben yetkili makamda olduğum sürece asla... Çünkü çok insanlar mağdur oldu.

MUSEVİ VATANDAŞLARIMIZIN İNCİNMELERİNE İZİN VERMEYİZ

-İsrail yönetiminin uluslararası mahkemelerde yargılanması konusunda Türkiye’nin girişimi olacak mı?


Girişimlerimizi zaten BM nezdinde yaptık. İsrail’i son anda ciddi rahatsız eden şeylerden biri bu oldu. (BM İnsan Hakları Konseyi’nde) Yargılanması konusunda bir ittifak oluştu. Türkiye olarak biz bu işin sonuna kadar takipçisi olacağız.

-Türkiye Musevileri’ne yönelik bazı eylem ve sözler de oldu bu sıralar...

O iddiaların bir bölümü hayali ama şunu bilmek lazım; Türkiye’deki Museviler bizim vatandaşımızdır. Biz vatandaşlarımızın can güvenliğinden, mal güvenliğinden sorumluyuz. Onlar bize emanettir. Geçenlerde bir kuruluş çok ağır ifadeler kullandı. Ancak o türden bir şey, ne bizim tarihimizde var ne de İslam inancımızda. Medine şehir devletini kuran bizim peygamberimizdir. Kimlerle kurdu? Yahudilerle kurdu. Dolayısıyla duygusal davranmak suretiyle kalkıp da sokakları tahrik etmek doğru birşey değil. Biz israil büyükelçiliği önüne 4 minibüs çektik, eylem olacak diye... Çünkü onlar bize emanet. Ben Musevi vatandaşlarımızın liderleriyle iki kez görüştüm, “Siz de İsrail devletine tavır koyun. İsrailli yetkililere, ‘yanlış politikalarınıza dünyadaki tüm Yahudileri, Musevileri alet etmenizi doğru bulmuyoruz. Huzur içinde yaşadığımız ülkelerimizde bizleri de huzursuz hale getiriyorsunuz” deyin dedim.

-Ne cevap verdiler size?

Haklısınız dediler. Tekrar görüşeceğiz. Ama açıklama yapsalar da yapmasalar da şunu açıkça söylemeliyim ki biz Musevi vatandaşlarımızın da zarar görmelerine, incinmelerine asla müsaade edemeyiz.

TİB’i KURDUK ONLAR ELE GEÇİRDİ

-Çok sayıda kişi dinlendi...


Dinlemenin yani insanların mahremine girmenin bizim medeniyetimizde yeri var mı? Biz dinleme kararlarında mahkemede oybirliği şartı getirdik ama bana göre bunların bile kalkması lazım. Bakın (CHP eski Genel Başkanı Deniz) Baykal hala faturayı bana kesiyor. Olay ortada. Failleri paraleller işte, bunun lamı cimi yok.

-TİB’in MİT’e bağlanacağından söz ediliyor, doğru mu?

Bizim TİB’i kaldırmamız lazım. Keşke TİB’i kurmasaydık, yanlış oldu. Çünkü, kuruldu ama onların işgali altında. Git evin içine böceği yerleştir, adamın yatak odasına böceği yerleştir olmaz. Bunlar sipariş üzerine yapıyorlar.

EKONOMİK AYAĞI BANK ASYA

-Bir ekonomik ayağı var...


Bank Asya bunlar için çok önemli işlev gördü. Ama şu anda durumu iyi değil. Malvarlıklarını satarak likiditelerini artırma gayretindeler. Buna rağmen sıkıntı devam ediyor ve bunu finans sektörü de gayet iyi biliyor. Bu aldığım bir bilgidir, Katar Islamic Foundation burayı alma noktasında değil. Onu ilan ederek kendilerine piyasalarda psikolojik bir destek sağladılar. Aslında bu SPK tarafından masaya yatırılması gereken bir konu. Burada aldatmaca var, muvazaa var. Katarlılar bunu gelip bizimle konuştular. Ki zaten BDDK müsaade etmediği sürece Katar zaten ortak olamaz. Ama bunlar vatandaşı aldattılar. Onlar da zannettiler ki Katar’dan güçlü bir fon geliyor, Bank Asya çok önemli bir yere gelecek. Ama böyle birşey sözkonusu değil.