ERCAN SAATÇİ'NİN KÜFÜR SKANDALI FENERBAHÇE YÖNETİMİ'NİN KOMPLOSU MU? KOMPLONUN SEBEBİ HÜRRİYET SPOR MU? HINCAL ULUÇ'TAN AĞIR SUÇLAMALAR!..

Geçtiğimiz haftanın en çok konuşulan ismi birkaç hafta önce Hürriyet gazetesi Spor Servisi Koordinatörlüğü görevine getirilen Fenerbahçe taraftarı Ercan Saatçi'ydi.

Üç yıl önceki bir çekim sırasında kameranın kayıtta olduğunu fark etmeden, Galatasaray'a küfürler savuran Saatçi'nin görüntülerinin ortaya çıkması, hemen hemen her köşe yazarının konusu oldu. Görüntülere ve ortaya çıkış şekline ilişkin en farklı bakış açısı yine Hıncal Uluç'tan geldi. Bunun bir komplo olduğunu söyleyen Uluç ile Yaşamdan Dakikalar programının çekimi sonrası buluştuk. Program sırasında, Şevket Uğurluel'in sesinden Johnnie Ray'in şarkısı Just Walkinin the Rain'i dinleyerek son derece keyifli vakit geçiren Hıncal Uluç'la böyle tatsız bir konuyu konuşarak galiba biraz da keyfini kaçırdık ama Uluç konuya ilişkin çok ağır ithamlarda bulundu.

- Ercan Saatçi'nin görüntülerinin ortaya çıkmasını neden komplo olarak yorumluyorsunuz?
- Bence bu olay Ercan Saatçi'ye karşı bir komplo. Saatçi'nin Hürriyet Spor Koordinatörlüğü görevine getirilmesinden hoşlanılmadı. Kim hoşlanmadı? Fenerbahçe'yi yönetenler. Yani Fenerbahçe'nin başkanı. Çünkü Hürriyet'teki görevini, yetkilerini Ercan Saatçi'ye devreden Esat Yılmaer, Aziz Yıldırım'la çok uyumlu çalışıyordu. Ercan'ın aynı uyum içinde olmadığını ben biliyorum. Yani Aziz Bey, Ercan Saatçi'yi arayıp, 'Şunu yaz, bunu yazma,' diyemez ve yaptıramaz.

- Aziz Yıldırım bunu daha önceden diyebiliyor muydu? - Benim komplo teorim budur. Bu yoruma da şuradan varıyorum; bu eski bir yayın bandı. Üç yıl önceki bir bant yeri gelirse kullanılmak üzere duruyor, bu açık. Ve ne zaman kullanılıyor? Esat Yılmaer görevden alınıp, Ercan Saatçi göreve getirildiği zaman kullanılıyor. O zaman gayet açık seçik anlayabiliyorum ki, bu, görev değişikliğine karşı yapılmış bir olaydır. Ve ayrıca da ben, Esat Yılmaer'le Aziz Yıldırım'ın, Ercan Saatçi'yle Aziz Yıldırım'ın ilişkilerinin boyutlarını biliyorum. Birbirlerinden çok farklı ilişki türleri. Ben Aziz Yıldırım'ın yerinde olsaydım, Esat'ın görevden alınmasından hiç hazzetmezdim, Esat'ın yerine Ercan Saatçi'nin gelişinden daha da hazzetmezdim. Bakın, Aziz Yıldırım benden fazla Ercan'a kızar.

- Siz Galatasaray taraftarısınız, Saatçi Fenerbahçe taraftarı ama size niye daha çok kızıyor?
- Çünkü ben Aziz Yıldırım'ı eleştirdiğim an bütün Türkiye biliyor ki Hıncal Uluç Galatasaray taraftarı. Aziz Yıldırım da gayet rahat bir şekilde, 'Adam Galatasaraylı, her Fenerliye olduğu gibi bana da saldırıyor,' der, sıyırabilir. Ama Ercan Saatçi'nin fanatik Fenerli olduğunu bütün dünya biliyor. Aziz Yıldırım'ın, Ercan'dan gelecek bir eleştiriyi savunma gücü yok. 'Fenerbahçeli adam bile bunu eleştiriyorsa,' denir. Bunun için Ercan, Aziz Yıldırım için tehlikeli. Hürriyet gibi etkili bir gazetenin başında kontrolünde olmayan bir adamın olmasını istemez Aziz Yıldırım. '

BEN TARAFSIZIM' DİYEN YALANCI
- Sizin de dile getirdiğiniz gibi Ercan Saatçi fanatik bir Fenerbahçeli, bu denli fanatik birinin spor müdürü olması doğru mu?
- Hangi spor müdürü fanatik değil? Birisi gelsin benim önüme de ben değilim desin.

- Tamam tüm spor müdürleri fanatik olabilir ama bu ne kadar doğru?
- Kim söylüyorsa 'Ben tarafsızım,' diye yalan söylüyor. 1980'li yıllarda ben boynuma sarıkırmızı kaşkolü takıp, basın tribününe oturduğum zaman 'Vayyy efendim, bu Hıncal Uluç Galatarasay kaşkolüyle maça geliyor, olur mu böyle şey?' dendi. Cumhuriyet'te yazıyordum o zaman, ben de 'Hepinizi tuttuğunuz takımı açıklamaya davet ediyorum,' dedim. Bütün Türkiye beni gördü, şimdi benim yazımı okurken, diyecek ki, 'Bunu bir Galatasaray taraftar yazdı.' Ben okurumu kandırmıyorum. Oysa siz tarafsız kisvesi altında, hepiniz Fenerlisiniz. İçinizde Fenerbahçe'nin kongre üyesi olanları var ama ben tarafsızım diye vatandaşı aldatıyorsunuz. Çünkü bir insanın spordan zevk alması için bir tarafı tutması lazım. Formasını beğenirsiniz, santrfor çok yakışıklıdır ondan tutarsınız... Hepsi taraflı. Onun için eskilerin dediğine bakacaksın: Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz...

- Tam da oraya gelmek istiyorum, Ercan Saatçi'yi iş açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Hürriyet'in sayfalarına bakacaksınız. Ercan Saatçi ve ekibi, Esat Yılmaer'in yerini aldığından beri Hürriyet'i daha evvelki Hürriyet Spor sayfalarıyla bir karşılaştırın, Aziz Yıldırım'ın yeni Hürriyet'ten neden hoşlanmadığını anlayacaksınız. Ben Galatasaray'ın başkanı olsam, ben Haldun Üstünel olsam, fena halde Ercan Saatçi'yi desteklerim. Ben tam tersinin olduğunu, olmaya başladığını görüyorum. Onun için zaten bu komplolar birdenbire ortaya atıldı. Üç senedir elde bulunan kayıtların internetlere yayılması, Hürriyet'i, Ercan'ı tasfiye etmeye zorlamak için yapılmış açık, seçik, net bir komplodur.

Bizi evde çekseler Ercan'dan beter duruma düşeriz

- Fenerbahçe basını denen bir gerçeklik var galiba?
- Bu benim söylediğim bir şey. Bu aşılamaz. Bunu yaratan insan Erol Simavi'dir. İki sebepten: Bir, fanatik Fenerbahçeli olduğu için, ikincisi Türkiye'de gazete okuyucusunun yüzde 80'i o dönemde Fenerbahçeli olduğu için. Simavi, 'Gazete satmak için Fenerbahçeli olmak gerek,' diyordu. Böyle bir düşünce tarzı olunca gazeteler, Fenerbahçeli olmayan gençlere görev vermediler ve yükseltmediler. Abdi (İpekçi) Bey'in gayretleriyle birkaç Galatarasaylı yazar çıkabildi. Sonra zaman içinde, Galatasaraylı okur sayısı, Fenerli okur sayısını aştığı halde hatta katladığı halde, bu alışkanlık devam etti.

- Ya şimdi?
- Bugün medyada bir iki tane önde gelen Galatarasaylı varsa, spor yazarı varsa, Gelişim Spor'da benim yanımda, yetiştirdiğim çocuklar. Fatih Altaylı'sından, Emrah Kayalıoğlu'na kadar... Babıali Fenerli olmayanları tercih etmez pek. Ama dağıtım servislerinden gelen raporlar okurun eksisi kadar Fenerbahçeli olmadığını bildiriyor. Artık Galatasaray'a küfrederek gazete satılmıyor eskisi gibi. Ama kadrolarda hâlâ Fenerli alışkanlıkları olduğu için, bu raporlar henüz birebir dikkate alınmıyor.

- Siz nasıl maç izlersiniz, küfürün bini bir para mıdır?
- Türkiye ve Yunanistan'da yetişip de küfürsüz konuşmanın imkânı yok. Bu dil alışkanlığı haline gelmiş. Biz buyuz: Överken de, söverken de küfür kullanıyoruz. Benim kızdığım sövme, önceden hazırlanmış gruplar halinde sövme, o şiddete yol açıyor. Ercan ile Metin arasında geçen konuşmayı şöyle ya da böyle yapmamış bir tane futbol seyircisi benim önüme gelsin. Göreyim bakayım. En basit lafımız değil mi, 'Nasıl koyduk Fener'e?' Buradaki 'koymak' ne? Futbol topunu Fenerbahçe'nin ağlarına koymak değil herhalde. Biz her maçı evde televizyonda seyrediyoruz, 15 kişilik bir Galatarasaylı grubuyla. Bizi bir çekseler hepimiz Ercan'dan beter duruma düşeriz.

Ercan istifa ederse bu Aziz Yıldırım'ın zaferi olur

- Bu baskıların ardından Ercan Saatçi istifa noktasına gelirse, yazık mı olur Hürriyet Spor'a?
- Aziz Yıldırım'ın zaferi olur. Bu, Hürriyet'in ve Ercan'ın Aziz Yıldırım'a teslim olması olur. Ben olsam sonuna kadar direnirim. Ercan Saatçi'ye yönelik eleştirilere en iyi cevabı, Hürriyet'in spor sayfaları verecek.

- Söz konusu kişi Ercan Saatçi değil de sarı çizmeli Mehmet ağa olsa, yani Özkök'ün eski damadı olmasa bu kadar tepki olur muydu?
- Türkiye tamamen bir çifte standartlar ülkesi. Bu gösterilen tepkilerin hepsinin altında, birilerinin parmağını arıyorum. Geçmişte ben Cumhuriyet Gazetesi'nde yazan bir yazardım. Sarı kırmızı kaşkolle maça gidip izledim ve eleştirenlere cevabımı verdim. Sonra Milliyet'in o zamanki Genel Yayın Müdürü Mehmet Yılmaz'ın Fenerbahçe formasıyla tribüne gitmesini eleştirdim. Benim yazar olarak kaşkol takıp maça gitmem başka, gazetenin başındaki adamın gitmesi başka. Çünkü onun adam alıp atma şansı var. Elemanının bu durumdan etkilenme ihtimali var, oradaki muhabir, 'Ben şimdi Fenerbahçe aleyhine bir şey yazarım, genel yayın müdürüm kızar,' der. Bu konuda beni desteklemeyenler şimdi Ercan'a yükleniyorlar. Çünkü Mehmet'in Aziz Yıldırım'la sorunu yok, Ercan'ın var. Mehmet Yılmaz'ın yıpratılmaması lazım, Ercan Saatçi'nin yıpratılması lazım. Çifte standarda bakar mısın? Ercan'a kıyamet koparılıyor, çünkü 'Ercan'a karşı kıyamet koparın,' dendi, işaret geliyor bir yerden. Bunlar çok ağır ithamlar. Tek başınıza olduğunuz zaman gri konuşma hakkınız yok, siyah ya da beyaz konuşmalısınız, 500 kişiye karşı bir tezi savunuyorsanız eğer.

- Şu anda tam da onu yapıyorsunuz, 500 kişiye karşı bir tezi savunuyorsunuz...
- Bir de Fenerbahçe sitesinden bunu çalanları biz biliyoruz, bunlar Galatarasay televizyonuna gittiler, giderken götürdüler diye apar topar bir açıklama yapıldı ört bas etmek için. Hep böyle zaten, Keita'nın başına atılan şişe Galatasaray tribününden geliyor, Ercan Saatçi'nin başına çorabı Galatarasaylılar örüyor, ne güzel!!!! Aziz bey ve takımı melaike. (gülüyor)

- Ercan Saatçi'nin gazetecilik tecrübesi olmadan o koltuğa oturması ne derece doğru?
- Bazı şeylere dikkat etmek lazım, Ercan Saatçi'nin sıfatı spor koordinatörü. Yani Hürriyet'in sayfalarını yapan kişi o değil. Hürriyet'in spor sayfalarını yapan, fiilen sayfaları yöneten Mehmet Aslan. Ercan düşünce bazında, fikrini söyleyen, 'Şöyle yapalım, böyle yapalım,' diyen birisi. Mehmet'in üzerindeki yükü hafifleten ve birtakım bürokratik işleri hafifleten biri Ercan. İşi yapacak olan, Hürriyet ekibi ve Mehmet. Benim Ercan'ın Esat'ın yerine gelmiş olmasına hiç itirazım yok, hatta alkışlıyorum. Bundan sonra asıl Hürriyet'in tarafsız, gerçek spor sayfası olacağını düşünüyorum.


Sonat Bahar/SABAH