Ensar Vakfı Genel Kurulu

- Cumhurbaşkanı Erdoğan: (1)- "Siyasi olarak iktidar olmak başka bir şeydir, sosyal ve kültürel iktidar ise başka bir şeydir. Biz 14 yıldır, kesintisiz hamdolsun siyasi iktidarız ama hala sosyal ve kültürel iktidarımız konusunda sıkıntılarımız var. Elbette çok sevindirici, ümit verici gelişmeler...

İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, siyasi olarak iktidar olmanın başka bir şey, sosyal ve kültürel iktidarın ise başka bir şey olduğunu belirterek, "Biz 14 yıldır, kesintisiz hamdolsun siyasi iktidarız ama hala sosyal ve kültürel iktidarımız konusunda sıkıntılarımız var. Elbette çok sevindirici, ümit verici gelişmeler yaşandı, yaşanıyor. İmam hatiplere olan ilginin artması, tüm okullarda Kur'an-ı Kerim, Siyer-i Nebi, Osmanlıca gibi derslerin seçmeli olarak okutulması başlı başına çok güzel şeyler. Bunlar önemli gelişmeler. Bununla birlikte ülkemizin ihtiyacı, milletimizin talebi, bizim hayalimiz olan nesillerin yetiştirilmesi konusunda hala pek çok eksiğimiz bulunuyor." dedi.

Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen Ensar Vakfı Genel Kurulu'nun açılışında yaptığı konuşmada, Ensar Vakfımızın 38. Genel Kurulu'nun hayırlara vesile olmasını temenni ederek, tüm imkansızlara, zorluklara, engellemelere rağmen tamamen inançla, ihlasla, samimiyetle yürütülen bir mücadele hedefine nasıl ulaşır, bunun müşahhas örneğini karşısında gördüğünü dile getirdi.

Önceki gün Kasımpaşa'da ÖNDER'in imam hatipliler buluşmasında yine benzer bir manzaraya şahit olduğunu ifade eden Erdoğan, bu vesileyle tüm Müslümanların Ramazan-ı Şerifini tebrik ederek, başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ebedi azaptan kurtuluş olan bu mübarek ayın bereketinden istifade edileceğini belirtti.

Duaların, ülkenin ve milletin, birliği, beraberliği, istiklali, geleceği için mücadele eden, çalışan, gayret gösteren herkes için olduğunu aktaran Erdoğan, "Dualarımız dünyanın dört bir yanında zulme uğrayan, acı çeken, baskı altında yaşayan Müslümanların kurtuluşa ulaşması içindir. Dualarımız İslam aleminin içinde bulunduğu fitne çukurundan bir an önce çıkabilmesi içidir. Dualarımızın tüm Müslümanların dinimizin nefasetine, yüceliğe uygun iklime bir an önce kavuşması içindir. Ramazan ayı ve bu ay içinde bulunan bin aydan hayırlı Kadir Gecesi hürmetine, Rabbimden dualarımızın kabulünü niyaz ediyorum. " diye konuştu.

- "Bu mücadele bize çok önemli sorumluklar yüklüyor"

Vakıf, dernek, parti gibi kuruluşlarda yapılan hizmetlerin, her şeyden önce gönül işi, aşk işi, bir sevgi ve sevda işi olduğunu anlatan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Eğer yaptığınız hizmete, o hizmeti yürüttüğünüz kurumun doğruluğuna inancınız yoksa, bu görevler sürdürülemez. Gençliğimizde imam hatiplere, bu okullarda yetişen nesillere olan umudun verdiği güçle, 60 yaşındaki, 70 yaşındaki piri fanilerin nasıl kollarını sıvayıp, hizmete koştuklarını bilirim. Merhum Ali Ulvi Kurucu üstadımız, hatıralarında amcası Hacı Veyiszade başta olmak üzere bu yolda gerçekten çok büyük mücadele vermiş olan büyüklerimizi şu şekilde tarif ediyor; 'İnsanlığa rehber olan alemde büyükler, milletleri ruhuyla asırlarca sürükler.'. Milletleri asırlarca arkalarından sürükleyecek eserler ortaya koyan büyüklerimizin hakkını ne yapsak ödeyemeyiz. Bu mücadele bize çok önemli sorumluklar yüklüyor. Gece yatakhanede üstümüzü gelip örten o 60-70 yaşındaki büyüklerimizi unutmamız mümkün değil. Adeta anne-baba şefkatiyle yatakhanemize girer, açılan yorganlarımızı tekrar üstümüzü örtmek suretiyle takip ederler."

- "Hala sosyal ve kültürel iktidarımız konusunda sıkıntılarımız var"

Siyasi olarak iktidar olmanın başka bir şey, sosyal ve kültürel iktidarın ise başka bir şey olduğunu vurgulayan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Biz 14 yıldır, kesintisiz hamdolsun siyasi iktidarız ama hala sosyal ve kültürel iktidarımız konusunda sıkıntılarımız var. Elbette çok sevindirici, ümit verici gelişmeler yaşandı, yaşanıyor. İmam hatiplere olan ilginin artması, tüm okullarda Kur'an-ı Kerim, Siyer-i Nebi, Osmanlıca gibi derslerin seçmeli olarak okutulması başlı başına çok güzel şeyler. Bunlar önemli gelişmeler. Bununla birlikte ülkemizin ihtiyacı, milletimizin talebi, bizim hayalimiz olan nesillerin yetiştirilmesi konusunda hala pek çok eksiğimiz bulunuyor. Dilimizden tarihimize kadar birçok alanda ecdadımıza ve kültürümüze duyulan husumetin ürünü bir yaklaşımla hazırlanmış olan müfredatlar daha yeni yeni değişiyor. Medyadan sinemaya, bilim teknolojiden hukuka kadar pek çok alanda hala en etkin yerlerde ülkesine ve milletine yabancı zihniyetteki kişilerin, ekiplerin, hiziplerin bulunduğunu biliyorum. Açıkça söylemek gerekirse bu durumdan da büyük üzüntü duyuyorum."

Dün hedeflerinin belki sadece bir avuç inançlı, imanlı, bilgili, birikimli nesil yetiştirmek olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bugün ise hem bulunduğumuz yer çok farklıdır hem de hedeflerimiz çok çok farklıdır. Elimizde böyle bir imkan varken, hala pek çok yeri boş bırakıyor olmamız, aklın ve vicdanın kabul edebileceği bir durum değildir. Bu konuda Ensar Vakfımıza ve aynı doğrultuda faaliyet gösteren tüm sivil toplum kuruluşlarımıza çok büyük görevler düşüyor. Çünkü insan yetiştirmek her şeyden önce inanç, adanmışlık, sabır ve süreklilik gerektirir. Büyüklerimizin, ağabeylerimizin ellerinin altında belki yeterli bina, araç gerek, bunları temin edecek paraları yoktu ama davalarına olan bağlılıkları, hepsinin üstesinden gelmelerine yetiyordu. Onlar güçlerini inançlarından ve milletimizden alıyordu. Milletimiz onların hasbiliğini gördükçe, yüreğini ve imkanlarını kendilerine giderek daha çok açtı. Bugün hamdolsun her türlü imkan var. Tek eksiğimiz, bunları hizmete dönüştürecek adanmış kadrolardır. Elbette bugün de gerçekten çok büyük fedakarlıklarla çalışan, her yaştan, her kesimden arkadaşlarımız, kardeşlerimiz olduğunu biliyorum. Ama artık biz 80 milyon insanın tamamına ulaşmayı hedefleyen bir hareketiz, bunun farkında olmamız gerekir. Bizi birçok şeyler yıldırmamalı. Birçok şeyler bizi aldatmamalı. Daha da ötesi umudunu bize bağlamış, gözünü ve gönlünü bize kilitlemiş yüz milyonlarca mazlumun sorumluluğunun üzerimizde olduğunu, unutmamalıyız. Bizim sınırlarımız da 780 bin kilometrekare değildir bunu da böyle bilmemiz lazım. Bundan sonra çalışmalarımızı, bu anlayışla yürütmek mecburiyetindeyiz. Bize verilenle yetinmek yerine, amacımızın gerektirdiği kadarını yaparak, yolumuza devam etmeliyiz. Dünyanın hızla değiştiği, ülkemizin de bu değişimin merkezinde bulunduğu bir dönemde başka türlü davranma şansımız yoktur."

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında gençlere seslenerek, "Bayrak yarışında nöbeti yakında sizler devralacaksınız. Doğru ile yanlışın, iyi ile kötünün, hak ile batılın mücadelesinde safını belirlemek, her bir gencimizin kendi elindedir." dedi.

(Sürecek)